“Küme Düşme Maddesi” 58’in “icabına bakmak için” Federasyon Genel Kurul’unu toplamak ve kararı kulüp delegelerine aldırtmak formülü, gerçekten zeka ürünü...
Hayırlı olsun!
Bazıları itiraz ediyor, bazıları hayretler içinde kalıyor.
Ben yorum yapmıyorum.
Çünkü, 20 Aralık’ta sayın Aydınlar “58. maddenin arkasındayım” deyince 21 Aralık’ta yazmışım yazacağımı.
İster “öngörü” deyin, ister ülkeyi tanımak, isterseniz futbol yöneticilerinin ciğerini okumak.
Ya da biraz ukalalık edeyim; “ne demişsek o”:
“Küme düşme kalkacak !!!“ (21/12/20011)
Futbol yasasındaki 58. madde “şike veya teşebbüs halinde, yapanlar bir alt kümeye düşürülür” diyor ya... Kalkacaktır merak etmeyin!
Nereden mi biliyorum?
Futbol Federasyonu Başkanı sayın Mehmet Ali Aydınlar canlı yayına bağlanıp açık açık söyledi:
“Ben burada olduğum sürece 58. maddenin arkasındayım”.
Evet...
“Arkasındayım”!
İşte belge.
Kalıbımı basarım, kalkar küme düşmek.
Çünkü, burası Türkiye ve herhangi bir futbol yöneticisi, bir kişinin, bir prensibin, fikrin “Arkasındayım” derse; o kişi veya her neyse “yolcu” demektir.”
Şeytanın avukatlığı (III)
Şeytan diyor ki, bak şu Beşiktaş’a da...
Aslında “ne var sanki Beşiktaş’ta” değil mi?..
Serdal Adalı’nın tespitiyle Şike Operasyonu’nu “süslemek” için gözaltına alınan yönetici ve teknik direktörü yüzünden sezona tepetakla başladığı ve öyle gideceği sanılan, lakin travmadan en çabuk kurtulan kulüp Beşiktaş.
Birinci neden, kupayı “Aklanınca alırız” diyerek iade etme iradesi...
İkinci neden, Carvalhal’in takımı hakkıyla sevk ve idare edecek basireti göstermesi.
Koşullara göre “ihtimaller” arasında en iyisine ulaşmış durumda Beşiktaş.
* * *
Fakat Şeytan diyor ki, balayı ikinci yarı sona erecek!..
Neden?
Çünkü, taşlar tam yerine oturmadı henüz.
Bakın, Carvalhal “başarılı bir teknik direktör” ise -ki, Guti’yi oynatamayıp, harcadığı için puanı kırıktır- neden aynı düzeydeki meslektaşlarının beşte biri para almaktadır?
Hakkı o kadar ise, Beşiktaş gibi yıldızlar armadası, neden normalin beşte biri eden bir teknik direktöre bırakılmaktadır?
Açık söyleyeyim; temposu düşen bir Carvalhal Beşiktaş’ta “kalamaz”, çok iyi bir tempoyla giden Carvalhal ise Beşiktaş’ta “kalmaz”.
* * *
Sonra... Metris’e teknik direktör olarak giren Tayfur Havutçu’nun sportif direktör olarak çıkması “göreve adam” ile “adama görev” kavramlarını zorlamaktadır.
Vefa tamam, ama sportif direktörlük de dolu olsaydı Yönetim Kurulu’na mı girecekti Tayfur Hoca?
Görünüşte, Carvalhal ve Havutçu ile teknik direktörlük mevkiine çifte kilit vurmuş Beşiktaş avantajlıdır!.. Ancak, bugüne kadar çok az kulübün baş edebildiği bu çift başlılık uygulanabilir olsaydı, herkes yapardı değil mi?
* * *
“Bunlar spekülasyon” diyebilirsiniz.
Spekülasyon, ama gerçekleşme olasılığı çok yüksek... Büyük kulüplerde cevabı verilmemiş ufacık bir soru bile, zamanı geldiğinde elektronik aletleri bozan toz zerresi gibi zararlı olabilir.
Balayı sezon sonuna kadar sürsün ve siyah-beyaz camia mürüvvetini görsün isteniyorsa, Beşiktaş’ın futbolcu kadrosu değil teknik kadrosu “ufak rötuşlar” ve “gerçekçi tanımlamalar” beklemektedir.