Resmen “rol çalıyor” Fenerbahçe!.. Bir kulübün bir futbolcuyla sorunları, havan topuyla dövülen ülke toprağının önüne geçer mi?
Geçiyor işte.
Alex’in basın toplantısı mı, haklarını arayan binlerce Alevi’nin yürüyüşü mü?
“Alex”.
Doğalgaza, elektriğe zam mı yapıldı?
“Alex”.
Alex’in anlattığına göre “dememiş”, ama Sayın Başbakan “Aman gitme” dese haksız mı Alex’e?
O zaman...
“İyi haberler” olmalı sarı lacivert cenahtan. Olmalı ki, bir de onu dert etmeyelim. Esas dertlerimize dönelim.
Oldu nitekim! Mönchengladbach galibiyeti ile Beşiktaş; dünya varmış be arkadaş!
Açıkçası Fenerbahçe “nefes aldığında” memleket “oh” diyor!.. Bu ülkeye bir de “Fenerbahçe problemi” fazla geliyor.
Neyse; çoğu gitti azı kaldı.
Alex bir uçağa binse!..
Lakin alışmışız strese... Eşeleyeceğiz, aranacağız.
Mesela “Alex varken, Fenerbahçeli futbolcular neden böyle oynamıyorlardı”?
İki yanıtı var:
Birincisi, kumpas kurmuşlar. Aslında suikast yapacaklardı Alex’e, gerek kalmadı.
İkincisi ve doğrusu, Aykut Kocaman haklıymış... Alex’siz Fenerbahçe daha verimli bir bahçe.
Yoksa “Azizsilin” mi devreye girmiş?
Yahu Azizsilin ne ki?..
Dr. Frankenştayn gibi kesip biçip tekrar dikiyor yıllardır Aziz Yıldırım.
Bir gün içinde takımın yıldızını kovmuş ve geri almış mesela.
Hep antrenmanda, soyunma odasında.
Hatta ailece oradalar. Kardeşiyle birlikte.
Dün de yapıyordu, bugün de yapıyor, yarın yine yapacaklar.
Azizsilin işe yarasa, Alex’li Fenerbahçe’ye de iyi gelirdi değil mi?
Peki, ilk 18’e bile giremeyen Baroni, eski hali mumla aranan Gökhan ne oldu da düzeldi?..
Almanya’dan cuma sabahı dönen takım, pazar günü Beşiktaş karşısında “yorgunluk” bahanesine sığınmayı bir yana koyun, nasıl oldu da koşu ve pas rekorları kırdı?
Çok basit...
Gönderirken tamponuna teneke bağlanan Alex’in durumu futbolcularda “Bir gün bu vefasızlık bizim de başımıza gelecek” duygusu yarattı tabi... Ama uzun vadede.
Kısa vadede “Ya rakip kaleye koşarsın ya da memleketine doğru” fikrini hatırlatmamış olabilir mi sizce?
İla ki, dert arıyorsak sormamız gereken asıl soru şu olmalı:
“Alex’i takımdan göndermek nasıl bu kadar saçma sapan ve memleket sorunu haline geldi”?
Evet... Hangi taraftan bakarsanız bakın, ister “Alex’çi” ister “Kocaman’cı” ister Aziz Başkan’ın kölesi olun; anlıyorsanız bana da anlatın.
Alex’in uzatmalar dahil “ekstra bir Fenerbahçe maçı” kadar süren ve bitmeyip “penaltılara kalan” basın toplantısına bakılırsa “iki Yıldırım” fazla gelmiş ona.
“Aynı yere iki yıldırım düşmez” derler; ondaki şansa bakın!
Kocaman ile yıldızı hiç barışmamış.
Hocanın yıldızı “kara delik” olacak sonunda!
Ve kendi hataları da varmış.
Bravo!..
Yahu bunların hepsini yazmadık mı zamanında?
Sanki senaryo gibi. Üstelik acemi bir senaryo.
Kazananın olmadığı, herkesin kaybettiği zekadan nasipsiz senaryoyu kim yazar ki?
Bırakın yazmayı... Söz konusu isimler aklı başında ve kitle sahibi insanlar. Bu rolü nasıl oynarlar.
Senaryo ise nasıl hazmedebilirler.
Doğaçlama ise daha beter... Pes yani.
Twitterci Alex, kinci Kocaman, bir saniyede karar verip bir saatte vazgeçen Başkan, iş bitirmek için hatta kollayan şube başkanı... Böyle mi hatırlamak lazım onları?
Birileri oturup anlatsın biz de anlayalım işin aslını. Bitsin bu mesele.
Hepimizin sorunları var ama...