"Kuru"nun yanında "yaş"ı da cayır cayır yakan telefon dinlemeleri tefrika edildikçe, sağda solda daha nice yangınlar çıkacak Allah bilir.
Başarılı Galatasaray muhabiri kardeşim Nevzat Dindar, Adnan Polat’ın Aziz Yıldırım ile “Liseliler” hakkında ileri geri konuşmasının sarı -kırmızılı camiadaki tepkilerini izlemiş ve Adnan Polat’a kulüpten ihraç yolu gözüktüğünü yazmış.
“Boğuşuyorum bizim içerdeki p..larla” diyor Adnan Polat.
“Adamlarda hiç takdir duygusu yok p.....ler” diyor.
“Kanlarının mavi olduğunu sananlar var galiba” diyor.
Elbette küplere binmiş Liseliler... Bir sürü kongre üyesi yönetime başvurarak Polat’ın ihraç edilmesini istemiş.
İyi de... Merak ettiğim iki şey var:
Birincisi, çıkın “sinkaflı” sözleri; geride kalan “acı içinde kıvranan” bir Başkan’dır... Liselilerin, bir Galatasaray Başkanı’nı Fenerbahçe Başkanı’na dert yanacak kadar bunalttıkları için özeleştiri yapmaları gerekmez mi acaba?
İkincisi, bırakın kongre üyelerini Adnan Polat’ın yönetimindeki Galatasaray Liseli yöneticilerin telefon çözümleri ortaya çıksa, kendi başkanları hakkında Adnan Polat’dan daha mı hafif konuşuyorlardı acaba? Ben bazı kongre üyelerinden çok daha okkalısını duydum Polat hakkında.
Buradaki mesele, “konuşmak”, “dertleşmek”, “içini boşaltmak” değil...
Hatta Aziz Yıldırım’a söylenmiş olması da değil.
Galatasaray’a “operasyonun” Galatasaraylılara yaptırılma planı!
Yani, bu dinlemelerin dava ile hiç alakası olmasa da yayınlanmak üzere iddianameye konması ve bu tercihlerin hangi “güç”lerin, hangi “öc”lerin eseri olduğu anlaşılamaması.
Hadi bakalım, kolay gelsin.
Allah sizin futbolunuzu versin!
Fevzi Şeker ölmüş; tek sütun ha!..
Yahu, google ile birlikte doğmuş olsanız, geçmişi bilmeseniz, önemsemeseniz de adam kalbine yenildiğinde Serbest Güreş Milli Takım teknik direktörü.
Ayıptır. Günahtır. Yazıktır.
Futboldan başka sporlar da vardır.
O sporlardaki şampiyonlar, hocalar da değerlidir. Hatta daha değerli. Çünkü her yaptıkları “meccani” idi. Yani parasız. Karın tokluğuna. Vatan sevgisi adına.
Türkiye futbolda Avrupa’dan bavul dolusu golle döndüğü günlerde Fevzi Şeker ve onun gibiler bu milletin yüzünü ağartmıştır.
Tamam, futbol herkesin ekmek kapısı olmuş ama bu kadarı fazla.
* * *
FİLA tarafından “Bay Güreş” adıyla hayat hikayesi kitaplaştırılmaya başlanan Ali Gümüş ağabeyimle birbirimize başsağlığı dilerken, rahmetli dostum, kardeşim Fevzi ile ilgili bir anektod anlattı:
“Sene 1990. Seçmelere 74 kiloda girip kaybetmişti Fevzi. Sadettin Tantan Federasyon başkanı. Kimseyi dinlemedi Tantan. Fevzi Şeker’i milli takıma aldı. Kendi kilosunu 68’e düşürttü ve o şampiyonada Avrupa birincisi oldu Şeker”.
Bu da “yönetici” denilen insanların ne kadar önemli olduğunu ve azimli, güçlü, çalışkan sporcularla bir araya gelince neler yarattığının kanıtı.
* * *
Aynı zamanda dünya efendisiydi Fevzi. Birçok Süper Lig topçusundan daha iyi oynardı futbolu. Bilselerdi belki iki sütun yaparlardı ölüm haberini.
Allah rahmet eylesin büyük şampiyon ve değerli teknik direktör Fevzi Şeker’e. Bizlere de müstehak olduğumuz futbolu versin.