Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yabancı futbolcuya verilen paraların “ekonomik yıkım” veya “akıllı yatırım” olması arasında ince bir çizgi vardır.
Günün coşkusuyla görmezden gelinse de “Bağdat’ta yenilen hurmalar” misali, zamanı gelince mutlaka yüzleşilmesi gereken ve üzerinde şiddetli “hesaplaşmalar” yaşanan bir çizgi.
Futbolcunun zamana direnen “ederi”!
* * *
Çizgi incedir ama “aşmak için” Musa’nın “On Emir”inden daha katı şartların yerine gelmesi gerekir.
Örneğin, kaç yaşında Quaresma?.. 26.
Beşiktaş ile sözleşmesi bittiğinde 29... En iyi devri.
Adamın kumaşı da belli. Bir zamanların “Şahin” marka otomobili gibi; ne zaman satsan bonservisi aynen alırsın. Hatta daha fazlasını.
Enflasyondan etkilenmez, amortismandan ucuzlamaz.
“Çizgiyi aşmış” bir transfer örneği bundan iyi olmaz.
Uyar-uymaz, yarar-yaramaz, ama kimsenin “sokağa para atıldığını” iddia edemeyeceği bir olaydır Quaresma.
* * *
Stoch kaç yaşında? 21... Dünya sahnelerinde gelecek on yıl kendisinindir.
O da çizgi üzeri...
Stoch’u Fenerbahçe bilançosunun “stoklarına” yazabilir, zamanı gelince nakite çevirebilirsiniz.
Para büyük, lakin şartlar tamam.
* * *
Tamam olacak ki, ondan sonra Türkiye’ye gelirken çantasında getirdiklerine bakacaksın.
Futbol itibarımız mı artar, Quresma’yı duyan daha mı kolay gelir, Beşiktaş’a uluslararası bir sevgi mi kazandırır?.. Taraftara moral mi verir?
Hep sonra.
Onu yönetecek yönetici, değerlendirecek hoca, kıymetlendirecek kulüp bile sonra.
Deneriz, yanılırız. Yine deneriz, yaparız.
Kimse aptal değil, kimse kendine düşman değil.
Ama ödediğin para, miadı dolmuş, kalitesi şüpheli futbolcuya olunca, mermisi tükenmiş ordu gibi başka sorulara gerek kalmıyor.
Çizgi gözetildiğinde, görüyorsunuz ben bile alkışlıyorum “akıllı yatırım” transferlerini.
* * *
Sırası gelmişken, Quaresma transferlerini kimin “başarı hanesine” yazmamız gerektiğini de söylemek lazım.
Malum; Fenerbahçe’ye Miroslav Stoch’u, Galatasaray’ın elinden aldıranın “para” olduğunu söylemiştim, pek hoşa gitmemişti.
Bu da “sevimsiz” gelecek ne yazık ki:
Quaresma transferi, “Beşiktaş’ın tutup kopardığı” bir zafer değil !..
* * *
İyi ki değil.
Teknik Direktör Schuster transferinde “kontrol” sadece ve sadece Beşiktaş’taydı.
Ve olayın nasıl sonlandığını biliyorsunuz. Son derece erdemli ve verimli yapılacak bir işi Beşiktaş iyi yönetemedi.
Quaresma transferi ise tamamen Quaresma ve menajerinin dudakları arasındaydı. Beşiktaş’ın inisiyatifi yoktu. Ya da “talep edilen parayı vermekle” sınırlıydı.
“Olmuyor” dediler, Beşiktaş bekledi.
“Gelin tekrar görüşelim” dediler Beşiktaş gitti.
“Tamam” dediler, Beşiktaş aldı.
Geride ne dedikodu, ne şaibe kaldı. Galiba en iyisi böylesi.