Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Herkes bal gibi biliyor ki, Tobol rövanşına Kazakistan’daki “ilk onbir”le çıkarsa, Avrupa Ligi’ne ikinci ön eleme turundan veda eder Galatasaray.
Aslında, ikinci devredeki Arda’lı, Boros’lu, Uğur’lu takımın da İstanbul’da turu garantilediği kesin değil ya; neyse.
Özetle:
Frank Rijkaard’ın dağıttığı formalar yanlıştı. En azından oynatmak istediği sistemle örtüşmüyordu. Yoksa sistem mi bizimkilere uymuyordu?.. Sonuçta, az daha kanatlanıp gidiyordu hayaller.
Var mı itirazı olan?..
Yoktur... Olmamalı.
Lakin herkesi yüreğinde / beyninde kocaman bir gerekçe var:
“Dün bir, bugün iki... Adam yeni geldi”!
Aynen katılıyorum...
Hem alışmış Barcelona’ya falan... “C” takımı ile herkesi yeneceğini sanıyor.
Sonra, bizi de tanımadı henüz.
Yetmedi; Kazak futbolu... “K”sından da haberi yoktur eminim. Uzay istasyonunda altı ay kalıp Dünya’ya inmiş astronot gibi Rijkaard. Bilgi, görgü, tamam da hafif sersemlemiş durumda. Avrupa’dan Asya’ya, oradan Orta Asya’ya...
Mazur göreceğiz mecburen.
Ben zaten Rijkaard’ı değil, yabancılar konusundaki derin aşağılık duygumuzu eleştiriyorum.
*   *   *
Bakınız, sayın Adnan Polat bile “niye Kazakistan steplerindeyiz” diye evirdi çevirdi faturayı Bülent Korkmaz’a kesti.
O Bülent Korkmaz ki, yirmi yılda tırnaklarıyla kazıyarak sanat eseri haline getirdiği kariyerini Adnan Polat yönetiminin ayakları altına sermiş ve paspas olarak geri almıştı.
Tek kelime etmeden.
Neden? Yönetimin hiç kabahati yok muydu. En azından Meira’yı kim sattı, Bülent mi?
Ama ağzını açamaz. Çünkü başkan ile yönetim “kulübün ta kendisi” demekti Türkiye’de. Onlar eleştirir de kovar da. “Hiçbir kulüple arayı bozmamak lazım” baba.  En büyüğünden en amatörüne tüm hocalar böyle. Fatih Terim de, bizim mahallenin teknik direktörü de... Samet Aybaba bir demeç bile vermedi bir hafta içinde kendisiyle anlaşıp işe başlamadan kovan Trabzonspor yönetimi için. Ersun Yanal “üç maymunu” oynuyor hâlâ. Ertuğrul Sağlam sessizce gitti Beşiktaş’tan. Yılmaz Vural biraz konuşuyor, hali ortada. Siz bugüne kadar işine son verilen ve tazminat alan bir yerli hoca duydunuz mu? Bırakın tazminatı, işine son vereni eleştiren birini?
*   *   *
Onlar bu kadar rahat kovulursa biz de yabancı hocaların kulu kölesi olur, alışmalarını bekleriz sabırla.
Bizi yabancılara mahkum edenler bizim yerliler yani.
Oysa bilmiyorlar ki, bazen yönetimi ve başkanı eleştirmek o çok sevdikleri kulüp için yapacakları en büyük hizmet olacaktır. Bilmiyorlar ki, eleştirecekleri seçilmiş yöneticilerdir ve zamanı gelince yerlerini en sert eleştirenlere devredeceklerdir. Bir yönetimi eleştiren hocanın diğer yönetimin gözdesi olması pekala mümkündür. Ama cesaret edemediler ki, uygulamayı bilelim.
Muhtemelen yine sesini çıkarmayacak Bülent Korkmaz.
Hiçbir yerli meslektaşı Rijkaard’ı eleştirmeyecek. Daum’u sorgulamayacak.   Biz de büyük bir hoşgörüyle durumu ve şartları çabuk kavraması için dua edeceğiz yabancıların.  Ya sabır...