Dün beş, bugün altı şehit... Yaralılar ayrı. Akdeniz’de öldürülen Türkler’in sayısı ise bilinmiyor.
İsrail ile neredeyse savaş aşaması.
Sadece mayıs ayının son üç günlük Türkiye bilançosu böyle...
Biz kanıksamışız.
Yıllar boyu süren travmalar, yaşam şeklimiz olmuş.
Eloğlundan da aynı aldırmazlığı bekliyoruz.
Yahu, sosyetik güzelimiz Süreyya Yalçın bile koruma sayısını üçe çıkartmış.
Soruyorlar: 2016 Avrurupa Futbol Şampiyonası’nı nerede kaybettik?
Yanıt gurur okşayıcı!.. “UEFA’nın pis labirentlerinde”.
Aslında yapabilirmişiz yani. Hakkımız yenmiş.
Gurur okşayıcı çünkü, kötünün iyisi bir teşhis... Kabahat bizde değil, sahtekârlarda.
Platini en başta.
Bilmemne delegesi, bilmemnenin avantasına teslim olmasa, Fransa ekarte olur, şampiyona bize gelirmiş!
Biraz daha “yedirmemiz” gerekirmiş!
Açık söyleyeyim, durum tespiti bile yapamıyorsunuz siz!
* * *
Dün Büyük Kulüp’te bir panel vardı. Vedat Bayram’ın gayretleriyle kotarılmış ve çok sayıda spor adamının Pazar tatillerini feda edip şu “yalnız” ülkenin sporuna katkı vermeye çalıştığı bir panel...
“Yalnız ülkem”in tam yerinde ve cuk oturan tekrarı Şansal Ağabey’den...
Neyse;
Konuşmacılardan eski bakan ve TBMM Başkanvekili sayın Meral Akşener, 2016 hüsranına tren raylarından baktı:
“Fransa’yı ziyarete giden siyasetçilerimiz Fransızların gururu hızlı trenleri TGV ile tur atınca, ülkeye dönüp Ankara Ekspresi’ni hızlandırmaya kalktılar; sonuç onlarca ölü... Bilimsellik ve alt yapı olmadan hiçbir şey yapılmaz”.
Bizim “bilimsellik” ne?
“Sahtekârlığı analiz bilimi”!..
Üzerimize yok bu işte.
Efendim, Fransa’nın kazandığı bir gün önceden belliydi!.. Portekizli şöyle yaptı, İsrailli böyle yaptı.
* * *
İyi...
Peki Meral Akşener’in “hızlı tren” örneği?
Milliyetçi Akşener bunu söylerse, vatanı milleti hor mu görmüş oluyor şimdi? Kompleksli mi?
Hayır. Durum tespiti yapıyor ki, sorunlar çözülebilsin.
Kolay iş değildir çuvaldızı kendine batırmak.
Eloğlunu suçlamak ise çok şehvetli.
Üstelik reytingi de var.
* * *
Bitmedi. Aynı panelde sayın Hüsnü Güreli de yer alıyor. Beşiktaş eski yöneticisi ve para sihirbazı Güreli.
Geçiyor projeksiyonun başına... Muhasebe matematiği ile dört büyük kulübün toplam 971 milyon borcu olduğunu belgeliyor.
Tam, Euro 2016’ya devlet tarafından garanti edilen para kadar.
Futbolumuzun hali bu...
Tipik bir “ayranı yok içmeye” durumu.
Zihniyet öyle...
Trafik öyle...
Güvenlik öyle.
Bakmayın siz Güney Afrika’daki Dünya Kupası’na... Belki Afrikalıların sömürülecek bir iki şeyi kalmıştır, onun için jest yapılmıştır.
Bize ne gerek var? Gümrükler açık, borsa açık, mallar haraç mezat.