Futbol tarihimizde ilk defa olmuyor “koşullara göre başarılı” hocayla yolları ayırmak. Seyirciye şirin görünmek, “daha önemli hedeflerimiz var” imajı yaratmak veya ortalığı bulandırıp cambaza baktırmak için çok yapıldı.
Lakin, Beşiktaş’ın durumunda hayret ile ibret arası bir şey Samet Aybaba’yı yollamak.
İstifa falan etmedi, yönetim kendisiyle çalışmak istemedi.
Neden?
Şampiyon olacak takım kurmuşlar da beceremeyip üçüncü olduğu için mi?
Hayır...
“Ortalarda yer alıp bu seneyi geçiştirelim” planlarını yukarıya çekip şampiyonluk ümidi bile yarattığı için belki!..
***
Peki “yeni” hocayla strateji ne olacak?
Herhangi bir strateji olmadığı, aynen geçen sezon başındaki gibi “beş benzemez” teknik direktör isimlerinden belli.
Kimi alt yapıcı, kimi otoriter, kimi fena halde hoşgörülü. Hırslısı da var, filozofu da... Yani ne çıkarsa bahtına!
Bugünden soruyorum. Dışından olmasa bile içinden “Samet Aybaba kadar yapsın yeter” demeyecek tek Beşiktaş yöneticisi varsa, ben bu işi bilmiyorum.
Gelecek sezon “daha iyiyi” ümit eden tek yönetici olduğuna inanmıyorum.
***
İşte burada zort diyor zurna!
Bir maceradan alnının akıyla çıkan Beşiktaş futbol takımını başka bir maceranın kucağına atıyor Beşiktaş’ı yönetenler.
Bir sıçradık, bir daha sıçrarız sanıyorlar.
Muhtemelen yanılıyorlar.
Onlara bir şey olmaz. Cezasını Beşiktaşlılar çeker.
***
Yola çıkmadan önce konuştuk Samet Hoca ile... Annesinin elini öpmeye Adana’ya gitmek üzereyken.
Açıkça söyledim:
“Anlamsız olaya anlam kazandırmak için seni suçlama yoluna girecekler ve ilk etapta çalışmadan alacağın maaşı gündeme getirecekler”.
Cevap sertti.
“Yangın var dediler. Birlikte söndürelim dediler. Ben elimin yüzümün yanmasına aldırmadım. Onlar vazgeçtiler. Sözleşmemin gereğini yerine getirecekler. Çok da merak etmesinler, ben teknik direktörüm. Çalışmadan duramam. Ama bazı şeyleri anlamaları lazım”.
***
Ne zaman anlarlar?
Gelecek sezon sonuna doğru, bugünleri ararken ve ligi çok uzun süreliğine Fenerbahçe ile Galatasaray’a teslim ettiklerinde her halde.
Temenni, kehanet değil, mantık ve muhasebe öyle söylüyor.
Aslında “kopuş” bu sezondan başlardı “sıra dışı” dokunuşlar olmasa.
O dokunuştan da irkildiler.
“Bir kere oldu, niye bir daha olmasın” dediler.
“Aybaba 3. yapıyorsa, yabancı şampiyon yapar” ha!..
“Samet hoca yoksa, Beşiktaş mahvolur” demiyorum elbet...
Yeni hocanın Beşiktaş’ı (koşullara göre) tam hak ettiği noktaya taşımasından korkuyorum.
Futbol terörü Üniversite’yi vurdu
Dili dönen yönetici dehşeti ile gözü dönen futbol şiddetinde “kabak kimin başına patladı” dersiniz?
Üniversitelerin!..
İflas eden “Özel Güvenlik” lağvedilip yerine yumuşatılmış polis gücü yerleştirirken, aradan üniversiteler de çıkarıldı ve “polissiz üniversite” tarihe karıştı.
Daha doğrusu tarihe karışmak üzere.
Üniversiteler direnemezlerse iş bitecek.
Her aksiyonun reaksiyonu vardır. Kışkırtılan topluluklar disiplinle cezalandırılır.
Ve kurunun yanında yaş da yanar!
Ne demişler (ben dedim); futbol, üniversiteye zarar.