Bundan böyle Beşiktaşlı global şöhretlerin yediği “yerel tekmeler” nicelik ve nitelik bakımından artar, Kartal yıldızlarından verim alamazsa... Dün olduğu gibi yarın da her maçta bir “Çılgın Türk”e toslayıp zorlanırsa... Hayretler içinde kalarak sezonu hiç de planlamadığı bir yerde kapatırsa... Sebebi Schuster’dir!
Alman Hoca’nın kalite ve becerisi değil; “çenesi”!
Schuster’in “60 model hurdaya” benzettiği çelimsiz rakiplerin depolarına “süper oktan” doldurması, hiç ama hiç akıllıca değildir.
Almanya’da bu cümle “durum tespiti” olabilir. Burada “tahrik” kategorisindedir.
Doğrudur/yanlıştır demiyorum.
O tartışmalardan önce “zamanı ve yeri” olmadığını söylüyorum. “Lüzumsuz tespitin” Beşiktaş’a ne getirip ne götüreceğine bakıyorum ve akıllıca bulmuyorum.
Schuster beğenmiyor diye oyun tarzını değiştirecek hali yok kimsenin... Ama, Schuster şikayet ettiği için sürdürecekleri ve Schuster küçümsedi diye iki katı sertleşip maça iki katı asılacakları kesin.
Çünkü Süper Lig’in birçok takımı gerçekten çağın gerisindedir. Futbol açısından olmasa bile futbol koşulları ve kaynakları açısından 60’lı yılları özleyenler bile vardır. Hâlâ ayaktalarsa, Beşiktaş gibi masraflı ve şatafatlı ekipleri yenebiliyorlarsa, sebebi “geri” futbol değil motivasyondur ve Schuster o motivasyonu tavan yaptırmıştır.
Ne yapalım. Bizim sadece futbolumuz değil, duygularımız da 60’larda kaldı (Ne mutlu ki).
Kızılderili’nin intikamı
Söz konusu, “yarım asır geri” futbol olunca, “oynayana” değil “oynatana” bakmak gerekir değil mi?
Kimdir bu “ilkel” hocalar?..
Futbolun yıldızlarını kilitleyip, sertlik ve savunma ile oyunun tadını kaçıranlar, futbolun ekonomisini ters yüz edip “servet” ile “yoksulluğu” sahada eşitleyenler, teslim olmayıp “yeni” (daha doğrusu eski ama denenmiş ve sonuç alınmış) “savaş” yöntemleri üzerine kafa patlatanlar kimler?..
“Yerliler”!
Tıpkı okyanus ötesinde istilacıların gelip ellerinden mutlu yaşamını aldığı, çorak mahrumiyet alanlarına sürdüğü, yokluğa ve yok olmaya mahkum ettiği Kızılderililer gibi... Bunlar da bizim yerliler.
Soru şu; gerçekten ilkel midirler?
Asla...
Anlaması kolay; verin Beşiktaş’ı onlara, bakalım 60’ların futbolunu mu oynatacaklar Schuster’in yanlışını mı ortaya çıkaracaklar.
Koşullar gerektiriyorsa doğal olarak taktik geliştirecekler. Doğal olarak savunmada kalacaklar. Hatta saldıracaklar. Bazen Kızılderililer gibi ileri gidecekler, aşırı can yakacaklar ama hiçbir zaman “haksız” değiller.
Kıt kaynakları, olmayan yıldızları, arkaik silahları ve demode yöntemleri ile istilacılara kafa tutmak için “futbolu/ centilmenliği/ modernliği” bir yana koyup “kazanmaya”, kazanarak da istilacılardan “intikam almaya” çalışıyorlarsa kim suçlayabilir onları?
Bırakın tedavülden kalkmış futbol oynatmayı, kendisini öz vatanında sürgüne gönderen yabancı hocaları sahada madara etmek için “ısırın” emri vermiyorlarsa, yine iyi.