İyice emin oldum artık... Bir yorumcu için en büyük tuzak, Aziz Yıldırım’ın açıklamalarından yola çıkarak Fenerbahçe’yi anlamaya anlatmaya çalışmak!..
Çünkü, hücum ve savunmadan Aziz Yıldırım kadar kompakt konuşan bir başkan bulunmamaktadır.
Kalp elektrosu gibi... Bir an en coşkulu, en uç noktada, bir an dibe vurmuş durumda. İniş çıkışa rağmen, kalın bir çizgi çıkıyor ortaya uzaktan bakınca...
Bir sevecen, bir haysiyet kırıcı.
Bir toparlayıcı, bir ayıran, yok eden.
Hoşgörü ile kızgınlık iç içe.
“İniş çıkıştan azade” tek konu Fenerbahçe...
***
Neresinden tutacaksın?
“Doğru ve haklı” söylemlerden başlasanız, yanıt hazırdır:
Yağcı...
“Haksız ve kastı aşan” bölümleri ele alsanız:
Düşman.
“Şurası doğru, burası yanlış” da yapamazsınız... Sınav kağıdı okuyan öğretmen değilsiniz sonuçta.
***
O zaman...
Bırakalım sözcükleri, manalara girelim.
Bir kere, mahkumiyetle bile “ıslah olmayan” bir adam sayın Yıldırım!.. Ya çok haklı ya çok inatçı.
Betona çakılmış çivi gibi duruyor ilk günkü noktada.
“Bu bir komplodur” diyor.
***
Yine agresif... Rakiplerine, hatta kararını beğenmediği hakime bile veryansın ediyor. Üstelik daha savcı Öz’e hakaretin davası bitmeden.
Futbol sistemini bozanların başında geldiğini söyleyenlere, memleketin sistemi ile yanıt veriyor.
“Genelkurmay başkanı örgüt kurmak suçundan yargılanıyorsa...”
Ve Fenerbahçe’yi en az kendisi kadar sevmeye devam ediyor. Sanki Fenerbahçe için yaşıyor.
***
Sakın “kendini kurtarmaya çalışıyor” falan gibi kolaycı karalamalara girmesin kimse...
Parası pulu, çoluğu çocuğu her şeyi dört dörtlük; bugün notere gidip “Fenerbahçe ile bir ilişiğim kalmamıştır” diye bir kağıt gönderse, hayatını gıpta edilecek şekilde sürdürür.
İster sevgi deyin, ister saplantı...
Ama Fenerbahçe Aziz Bey’in bu tutkusunu sonuna kadar kullandı, şimdi bedelini ödüyor.
***
Dedim ya... Fenerbahçe’yi sayın Yıldırım’ın basın toplantısından yola çıkarak anlamak ve anlatmaya çalışmak tuzakların en büyüğüdür bir yorumcu için.
Fenerbahçe’yi Fenerbahçeliler anlatacak.
Nasıl mı?
Bundan sonraki tutumlarıyla.
***
Fenerbahçeliler’in sorması gereken birinci soru: “işi bitti devreden çıkaralım” mı?
Ve hemen ikinci soru:
“Sevgisi ve enerjisiyle bize çağ atlatan. İllegal yollara saptıysa, buna da bizim aşırı taleplerimiz sebep olan başkana vefa zamanı” mı?
Her türlü zorluk gelir geçer. Geriye o zor durumdaki tavrı kalır kişilerin kurumların.
Aziz Yıldırım seçimini yapmış:
“Sonuna kadar diren”...
Bakalım Fenerbahçeliler hangi soruya yanıt verecekler?