Aslında tribündeki taraftarı, sokaktaki adamı ne ilgilendirir federasyon başkanının kim olduğu veya olacağı... Onlara ne?
Başkanlığın “rutinleri” vardır. Kurullarını kurar, arada sırada kulüplerle toplantı yapar, biraz da milli takımla ilgilenir, o kadar.
Gerisi yazılı kurallar.
Ahmet olmuş, Mehmet olmuş ne fark eder?
Tabi, “o başkanın memleketinde” öyle bir kültür varsa.
Hakem seçen, “cezada/penaltıda/kartta ” çapanoğlu arayan, maç saatinden bile komplo teorileri çıkartan ve en kötüsü de “baskı kurup çıkar uman” kulüplerin liginde, Federasyon Başkanı dediğiniz şahıs “başrolde ” olacak tabi. Hem de ne rol; “günah keçisi”...
Kötü adam!
* * *
İşin “ilaçsız yönü” nedir biliyor musunuz?..
Başkanın kişiliği, görev bilinci falan önemli değil... “Evliya olsa” oynayacak kendisine biçileni.
Tribündeki taraftar, sokaktaki adam nakış gibi işlenecek ve Federasyon Başkanı ’nın bir numaralı futbol “sahtekârı” olduğuna ikna edilecek.
Ahmet gitsin, Mehmet gelsin boş...
Kulüplerin kafa yapısı böyle. Daha doğrusu kulüpleri yöneten kafa...
* * *
Bakınız, Mahmut Özgener gibi adaletinden şüphe edilmeyecek (hatalar ayrı) bir başkan bırakıp kaçıyor adeta.
Neden?
Çünkü hiçbir onurlu insanın sinirleri tahammül edemiyor bu sistemli suçlamalara. Ne kadar görev bilincindeyse o kadar çabuk tükeniyor. Ne kadar faziletli ve hakkaniyetli ise başkanlık ömrü o kadar azalıyor.
Nefret eder hale geliyor futbol denilen gayya kuyusundan.
Topluma sindirilen “üçkağıtçı” imajıyla mücadele etmek kolay mı? Her Federasyon Başkanı’na bunu reva görmek hak mı?
Bırakın “üçkağıtçıyı”, “beceriksiz” imajına bile dayanamayıp gözyaşlarıyla istifa eşiğine gelen nice kulüp başkanları gördük biz.
* * *
Şimdi değiştirecekler Özgener’i.
Kalitesi tescilli, mahareti belli, dürüstlüğü tartışmasız Mehmet Ali Aydınlar’ı koymayı düşünüyorlar aynı yere.
Olursa çok yazık!
Seneye görürüz.
Kendi hastanesinin psikiyatri kliniğinden yardım almazsa, kardiyolojinin müdavimi olacaktır Aydınlar.
Bu sisteme adam dayanmaz çünkü.
* * *
Madem ki, bizim kulüplerin davranış modeli farklı... Federasyon seçim yöntemi de farklı olsun o zaman!
Mesela...
Bir adaya oy veren delege, kişisel ve kulübü adına yemin etsin;
“Seçtiğim başkanın adaletinden ve iyi niyetinden şüphe etmeyeceğime, etsem bile asla dile getirmeyeceğime, tribündeki taraftarın / sokaktaki adamın bu yönde beynini yıkamayacağıma, beğenmiyorsam bir dahaki seçime kadar bekleyip onu demokratik bir şekilde değiştireceğime şerefim ve namusum üzerine yemin ederim” desin.
Aklınıza başka bir çare geliyorsa siz söyleyin.