Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Evet... Federasyondan ricam, kuralları zorlasın haklı haksız fark etmez; “seyircisiz maç” cezalarını arttırsın!..
Sakın beni “çakacaksın alnına kırmızıyı” tarzında “ceza şehvetlisi” emekli hakemlerle karıştırmayın.
Amacım, Türk Futbolu’nun “bekası”. Kurtuluşu... Arınması.
Ve son umut kadınlar!
* * *
Sahi... Şu futbolda ne melanet varsa hepsi erkeklerin başı altından çıkmadı mı?
Yuvayı dişi kuş mu yapar bilinmez, ama duvara toslamış, lime lime olmuş, kire pasa bulanmış futbolumuzu olsa olsa kadınlar yunar, dezenfekte eder, nefes verir; nitekim örnekleriyle bellidir:
Bakınız; İnönü Stadı’ndaki “Dişi Kartallar”.
* * *
Yağmur, soğuk, hak getire...
Üç-Beş bini sokulmuşlar birbirlerine, RTÜK’ten ceza alıp “belgesel” oynatmak zorunda (!) kalan TV kanalının “zoraki sevabı” gibi, “seyircisiz maç cezasını” en sevimli, en bilgece, en yol gösterici tribün şovuna çeviriyorlar.
Ve futbolumuzu bu hale “taşıyan” cümle erkeklerin kulağına küpe:
“Küfür etme, ettirme. Maçı evden seyrettirme”!
Yani.
“Beyler, maça gidin futbolu kurtarın, bu arada terbiyenizi takının”.
Var mı daha ötesi?
* * *
Bir önce Fenerbahçe’nin “Dişi Kanaryalarını” da görmüş ve övünmüştük ki, Avrupa’ya da örnek olmuşuz, Ajax da bize erinmiş.
Yahu, taklit edilmek güzel şeymiş!
Futbolda bir tek eylemimiz itibar görüp örneklendi, onu da “taktik ustası hocalarımız, teknik ustası futbolcularımız, strateji ustası yöneticilerimiz, baskı ustası tribünlerimiz, her şeyin ustası basın mensuplarımız” değil, kadınlarımız becerdi.
* * *
Tribünde kadın ve çocuk popülasyonunu arttırmak, o çocuk ve kadınları erkeklere benzetmek oluyor ve karşıyım.
Ama sadece kadınlar/çocuklar, muhteşem bir olay.
Bir şekilde artmalı...
Şayet kulüplerimiz “Ceza istemiyoruz” diyorlarsa işi Federasyona bırakmasınlar ve dört maçta bir “kadınlar matinesi” yapsınlar mesela!

Haberin Devamı

Bir bakan bozar, bir bakan yapar
En doğrusu oldu. Bir Bakan’ın bozduğunu ancak bir başka bakan düzeltebilirdi ki, Spor Bakanı sayın Suat Kılıç Trabzonspor ve Fenerbahçe ile en üst düzeyde toplantı yaparak “muhtemel” Trabzon-Fener kavgalarına engel oldu.
Oldu mu acaba?..
Göreceğiz.
Maçta, sokakta bir kavga çıkarsa, günahı sayın Bayraktar’ın boynuna!
Futbolla ilgili herkesin “Aman birbirimizi yemeyelim” diye “rekabeti” bile hatırlatmaktan çekindiği şu süreçte, sakın sormayın “Çevre ve Şehircilik Bakanı sayın Erdoğan Bayraktar’ın şampiyonluk kupasının asıl sahibini tespit etmek gibi bir görevi var mıydı” diye.
Burası böyle!
Ben şimdi bir “misilleme” bekliyorum sayın Spor Bakanımızdan!..
İstanbul’un çevre fecaati, Trabzon’un şehircilik çıkmazı hakkında bir açıklama mesela.
Hem sadece “rövanş” olmaz, belki gerçek işlerine döndürebilir sayın Çevre ve Şehircilik Bakanımızı. Çevre ve şehirciliğe faydalı olurken futbolu da kurtarırız böylece.