Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İşte buydu! “Simsar” operasyonuna adı karışan “futbol adamları”nı her televizyonda gördüğümde canımı sıkan, içimi ezen, aptal yerine konduğumu düşündüren his ve onu tetikleyen “belgesiz” sezgi buydu.
O “her şeyi bilen” ama “söylemeyen” tavırları yok muydu.
Sanki modern çağın “Ekran Baba’sı” Antony Soprano, polisin yazdığı trafik cezasına karşı çıkıyordu küçümseyerek.
“Şefin benden rüşvet alıyor. Amerikan yargıçları da öyle... Sokturma, o cezayı arka cebine” rahatlığı ve laubaliliği.
Vücut dilleri “Bu işleri bana mı öğreteceksin” diye bas bas bağırırken, dişlerinin arasından bu alemde çok güçlü olduklarını anlatan birkaç özenli cümle...
Kimseyi beğenmeme, adam yerine koymama, küçümseme.
Neden? Nereden kaynaklanıyordu bu özgüven?
İfade oydu ki, mühendisliğini yaptıkları futbol denilen meşgalede, bir “yönetenler” vardı, bir de “onları yöneten” kendileri.
Gerçekten de öyleymiş sanki.
* * *
Bir gün önce Federasyon’un Disiplin Kurulu Başkanı’na talimat verdiklerini o sırada bilemezdik tabi. Telefonda yaptıkları tediye/tahsilat muhabbetlerinden de haberimiz yoktu. Ama işin içinde bir pislik olduğunu, pisliğin dizginlerini ellerinde tuttuklarını öyle uygun dozlarda hissettirirlerdi ki bize...
“Kapa çeneni, dinle ve itaat et” mesajını alırdık ekrandan.
Operasyon, sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a gelen bir ihbar mektubu ile başlamış. Yaptıranların da yapanların da ellerine sağlık, ama böyle bir operasyon için ince eleyip, sık dokumaya bile gerek yoktu aslında.
Çünkü bu zat-ı muhteremler ipucu vermekten çekinmezlerdi ceplerindeki “futbol lağımı” haritası hakkında.
Hallettirmeleri gereken bir “iş” olduğunda stüdyodaki koltukta öyle bir pozisyon alırlardı ki, sanki “açıklayıverecekler” tüm bildiklerini.
Ben aptal gibi beklerdim ağızlarından bir şey kaçırırlar mı diye...
Onlar ellerdeki tüm kozları korumuş, ancak gerekli yerlere gereken mesajı duyurmuş olarak çıkarlardı kanaldan.
* * *
Tanrım... Futbol ne zaman kurtulacaktı bu mafyadan?
“Simsar Operasyonu gerçekleştiğinde” diyebilmeyi o kadar isterdim ki.
Lakin “simsar” kalabalığı “müşteri” nüfusuna yaklaşmışsa, futbolun içindeki herkes bir simsarla çalışmışsa, hangi operasyon temizleyebilir bu kirliliği?
Veya hangi “futbol odağı”:
Profesyonel yöneticisi, “Simsar”la anılan Galatasaray mı elini taşın altına koyacak?
Asbaşkanı, “Mavi Hat”la bilinen Fenerbahçe mi harekete geçecek?
Menajeri “vize operasyonu” ile tanınan Beşiktaş’tan mı ümitlisiniz?
Eski başkanları dinlemeye takılmış Bursaspor ve Ankaragücü’nden mi?
Keşke başımızda “Toplu otomobil kaçakçılığı hükümlüsü  bir Disiplin Kurulu Başkanı’na sahip eski federasyon olsa” mı diyebilirsiniz?
Yoksa, “Simsar” operasyonuna paçayı kaptırmış yöneticisiyle yeni Federasyon’a mı güvenebilirsiniz?
Geçiniz...
Yeni simsarlar görevi devralana kadarki sürecin tadını çıkarın... Eskiler, birkaç ay sonra yine ekrana çıkıp içimizi ezmeye, bizi aptal yerine koymaya devam ederlerse şaşmayın.
Temizlik şansını gelecek kuşaklarda arayın.