Şike davası bir süre daha devam edecek olsa da Başkan Aziz Yıldırım’ın 12 aylık tutukluluğu hafta sonu sona erebilir.
Olmadı; bir ay sonra... Ama bitecek.
Çünkü Münevver’i testere ile katleden Cem’den daha kısa yatması mantıklı bir gerçek!..
Aynı davaya “taraf” olup, kamu vicdanında “müebbete” mahkum olanlar düşünsün şimdi.
Günah çıkartmaya çalışmaları boşuna.
Hatırlayın geçen bir yılı...
Dediler ki, “Federasyon Fenerbahçe’yi hemen küme düşürmeli”!
Oturduk yazdık:
“Dava sonuçlanmadan ceza kesebilecek bir babayiğit ve yanlış kararın bedelini ödeyecek bütçe yoktur”.
Efendim davanın sonucu beklenemezmiş!.. Biz vermezsek UEFA cezayı kesermiş.
Hem de ne ceza!..
Milli takıma 3 yıl mı desem, beş yıl mı? Başta Fenerbahçe Süper Lig’in yarısına 5 mi 8 mi?
En iyisi, düşür Fenerbahçe’yi “iyi niyetini göster”, elini yala UEFA’nın ki, affetsin bizi.
Aşağılık duygusunun indiği çukura bakın.
Davanın sonucu beklenemez diyen cüce muhteremler bugün “Yüce Yargıya bakalım” demekteler.
Bir tezleri vardı ya; “Fenerbahçe ve Aziz Yıldırım infaz edilmeli” diye... TFF’ye yaptıramadılar, UEFA’yı coşturamadılar, şimdi son ümit Yargı’da.
Beyler, “N’aber haklı çıktım” diyebilsin diye futbol batacak, Fenerbahçe kepenk kapatacak, Aziz Yıldırım cezaevinden imam eşliğinde çıkacak!..
Öyle istiyorlar. Veya öyle isteyenlere uşaklık ediyorlar. Ya da hakiki aptal bunlar.
Liste uzun... Fenerbahçe CAS’da dava açtığında kulunuz “Müthiş bir girişim, sonuç alamasa da yaptırım olarak kullanır Fenerbahçe” diye yazmıştı; muhteremler “Sen kimsin ki UEFA’ya kafa tutuyorsun” demişti Fenerbahçe’ye.
Şimdi, FIFA da “oynak”, UEFA da!
Biz “Şenes Erzik elinden geleni reklamsız yapar” derken, Türkiye’nin yetiştirdiği seçkin futbol adamını “Etliye sütlüye karışmayan egoist” ilan etmişlerdi.
Şimdi... Utanmasalar “Fenerbahçe’ye ve Türk Futbolu’na arka çıkıp görevini istismar etti” diye UEFA’ya jurnalleyecekler Erzik’i.
Neden?.. Kendi tezlerinin tersine çalıştığı için.
Bir de “ahlaki” gerekçeleri var haspaların!.. Tepeden tırnağa ahlak timsali ya hepsi.
“Ne yani Türkiye’de şike serbest mi olsun”?
Hayır efendim, kimse serbest olsun demiyor... Aklı başında insanlar futbolun temizlenmesi için, önce “yaşaması” gerektiğine inanıyor. Yıkayıp paklayıp mezara mı defnedecektik yoksa.
Kaçtı mı fırsat?
Yoo!
Bakın bundan sonra 58. maddeyi “158 şiddetinde” geri getirip temiz bir sayfa açarsınız ve bir daha kimse şikeye teşebbüs edemez bile.
Küme düşme mi?.. En ağırını getirin. Direkt amatöre.
Teşvik... Ha keza. Veren de alan da bir daha verip alamayacak hale gelsin.
“Hayır” diye yönetici gitsin. Futboldaki kirli atmosfer temizlensin.
Zamanı şimdi. Bugün. Bu sezon.
Zaten her kulübün ve her futbol adamının kıyısından köşesinden bulaştığı kiri, bir kulüp ve bir adamı infaz ederek temizlemek girişimi kadar büyük saçmalık olamazdı.
Tabi bu arada kendilerine mi, başka mihraklara mı hizmet ettikleri belli olmayan muhteremleri de asla affetmeyin.
Onlar şikeden daha tehlikeli.