Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Stajyer hocaydı galiba... Genç, ufak tefek, hafif peltek. Biraz da sakar mıydı ne?
“İngilizceci” doğum iznine ayrılınca sınıf kapısından o girdi ve kariyerine sabıkalı “10 C” ile başlamak gibi büyük bir hata işledi!
Bir iki yoklama macunundan sonra “İngilizcede” çıta iyice yükseldi!!!
Bir haftanın sonunda, iznimiz olmadan sınav yapamayacak duruma gelmişti garibim. Kürsü etrafına “baraj” kurdurup. sınıfın köşesinde sigara tüttürmek, pişti oynamak günlük rutinlerdi.
Resmen “terbiyesizlikti” yaptığımız!..
Ama biz terbiyesiz değildik.
* * *
Evet, değildik.
“Karizma sahibi” edebiyat hocamız Lütfü Civelek’in dersinde mum gibi dururduk mesela. “Meulü Mefaülü Fa’lün” gibi kırık aruzu bile bilirdik.
“Kas sahibi” beden eğitimi hocamızın bir düdüğü ile kuzu kuzu ters perendeye girişirdik ki, arızası hâlâ belimde.
Tarihçi “cadıdan” Yedi Cüceler kadar ürkerdik. Sevdirdi tarihi sevimsiz!
Demek ki, olay hocada başlıyor ve hocada bitiyordu.
Beşiktaş’taki gibi!
* * *
Carvalhal çok iyi bir insan olabilir. Futbol bilgisi de fena değildir; baksanıza takım kurmayı beceremese de ikinci yarılarda hatasını düzeltebiliyor hiç olmazsa.
Lakin Guti’lerin, Quaresma’ların, Simao’ların hocası değil.
Nitekim tek sıra halinde gidiyorlar binbir emekle milyonlarca papelle alınan yıldızlar.
* * *
Dediler ki, Guti akşamcı!..
Bırakın Sir Alex Ferguson’u falan, Fatih Terim’in kadrosundaki bir Guti, İstanbul’u o kadar doya doya yaşayabilir miydi?
Telef etti Guti’yi Carvalhal...
Sonra Quaresma.
Neden “en iyiler” en önce gidiyor acaba?
* * *
Çünkü hoca kendini biliyor, onlar hocayı!
Tabi ki oyundan alınınca teknik direktöre küfredip sövmek ayıp, ama meselenin altında Quaresma’nın “Carvalhal otoritesine inanmaması” ve “onu yetersiz görmesi” yatmıyor mu?
Tıpkı bizim çocukluğumuzda stajyer İngilizceciye yaptığımız gibi.
Ayıp oldu ama o da en belalı sınıfta derse girmeseydi. İlkokul var, ortaokul var.
Duyar mı acaba Carvalhal?
* * *
Ne oldu sonunda?
Bizim İngilizce hâlâ patlak teker üzerinde. Kolejin itibarı sarsık. Pederin paraları boşa gitti. O hoca da Anadolu’nun uzak bir köşesinden emekli olmuştur şimdi.
Kaçınılmaz son!
* * *
Peki ne olabilirdi?
Daha önce yazmış ve Tayfur Hoca’dan “İstifa etmem” cevabı almıştım. Keşke “Haklısın” deseydi.
Tutuklu günlerinde istifa edip Beşiktaş’ın önünü açsaydı. Carvalhal’ın şifresi çözüldüğünde bir yerli hoca alınsaydı.
Beğenmeyen gitseydi ama geleceğin gençlerine yatırım aylar önce başlasaydı.
Tayfur Havutçu tahliye olduğunda büyük bir törenle yine sportif direktör olsaydı.
Akşamcı Guti (!), terbiyesiz Quaresma (!) veda etse bile bundan kötüsü olmazdı.
Artık Carvalhal’a kızamayız; hesabı onun da başındaki Tayfur Havutçu’ya soracağız maalesef.