Üniversite, sadece meslek edinme mekanı değildir. Ülkenin en aydınlık yerlerinden biridir.
Bilim üretir, araştırır, tartışır, sorgular.
Boğaziçi Üniversitesi de en iyilerindendir.
İşte böylesine bir bilim yuvası bile, “konu futbol olunca” nasıl tarafgir, nasıl fanatik, nasıl gözü kara oluyor görüyorsunuz:
İlk kez düzenlenen Boğaziçi Üniversitesi Spor Ödülleri, “Fenerbahçe Sevenler Derneği” gibi buram buram sarı-lacivert kokuyor ki, olabilir. Doğrusu birçok branşta Fenerbahçe’nin performansı iyidir.
Peki, Emre Belözoğlu’nun “en başarılı futbolcu” seçilmesi...
Buna ne denir?
Kimsenin seçimine karışacak halimiz yok. Paşa gönülleri bilir.
Lakin bu seçimden çıkacak sonuçlar, tıpkı toplumu ileri taşımak misyonuna sahip olan üniversitenin duruşu, makaleleri, araştırmaları ve tezleri kadar önemlidir.
Sonuç: Tahsil cehaleti alır, futbol fanatikliği baki kalır!
Demek ki, geleceğin önemli mevkilerine aday gençlerimiz, son dönemde adı olaylardan başka bir şeyle anılmayan, horozlanmaya sahada başlayıp soyunma odasında devam eden Emre’yi takdir ediyor, beğeniyor, onunla iftihar ediyor.
Bize de değerli üniversitemizin yol göstericiliğinden feyiz almak kalıyor!
Bir zamanlar kimliğini taşıdığım Boğaziçi Üniversitesi ve onun futbolsever gençleri adına çok üzüldüm, futbol geleceğimizin bugünleri aratacağını düşündüm doğrusu.
Şimdi yatırım zamanı
Yatırımın “paha biçilmez”, hatta “kutsal” olanı hangisidir?
Çocuklara yapılan yatırım.
Yaptık, yapıyoruz, daha çok yapalım.
Yine müthiş bir fırsat geldi kapımıza... Üstelik sporda. Ve biçilmiş, teğellenmiş dikilmeyi bekleyen elbise gibi kolay durumda!
Bir elimizde denenmiş, başarılmış gelenekselleşmeyi bekleyen Çocuk Spor Oyunları Projesi -ki, bildiğimiz yaz olimpiyatlarının ergenliğe geçmemiş küçük bedenler ve koca yürekler ile yapılanı olmaktadır.
Diğer elimizde Avrupa Spor Başkenti ve Olimpiyat taliplisi İstanbul -ki, biz futbolda kimin şampiyon olacağını hesaplarken her sene nüfusuna yüzbinlerce spordan bihaber çocuk daha katılmaktadır.
İki elimizi birleştirince ne çıkar ortaya?
Dünya çocuklarıyla kaynaşmış muhteşem bir çocuk sporcu nesli ve yeryüzünde yankılanacak alkış sesi değil mi?
Çocuk Spor Oyunları fikrinin mucidi bir gazeteci. Ömer Altay...
Lakin iş öyle büyük, öyle değerli, hatta öyle kutsal ki, artık sayın GSGM Genel Müdürü’nün, sayın Spor Bakanı’nın, sayın Başbakan’ın eline, ilgisine ihtiyaç var.
Yakışır İstanbul’a... Yakışır çocuklarımıza.
Bu fırsatı kaçırmayalım.
En büyük yatırımımızı yapalım.