Akıl alacak gibi değil... Tarihinin hatta Türk Futbol Tarihi’nin en dramatik sürecini yaşayan Fenerbahçe, sonu belirsiz ligden tek “iyi anı” kalma ihtimali olan bir derbiye çıkıyor.
Yönetim kurulu “son nefesini” veriyor.
Zamanı mıydı şimdi?
* * *
Son zayiat; “Yaşım ilerledi bir daha yokum” diyor Abdullah Kiğılı...
Ali Koç, ailesinden “bırak” talimatı aldığını açıklayıp yol haritasını göstermişti zaten.
Nihat Özdemir, aylar önce sinirleri laçka olduğunda istifa edip geri dönse de bavulu hazır durumda belli ki.
Cihan Kamer, gemiyi terk etmek yerine kaptan köşküne el koymaya kalkışınca, Kocaman’ın imza törenine bile katılamayacak durumda.
Dev kadro darmadağın!
* * *
Bir Başkan bir Hoca ile çıkılır mı bu derbiye? Ki, Başkan da hapiste!
Evet... Çıkılır.
Hatta kazanılır!
Her türlü futbol terazisine göre daha ağır çeken, şu anda futbolu futbol yapan unsurların hepsinde Fenerbahçe’ye tur bindiren, Fenerbahçe fırtınayla cebelleşirken Kalamış’ta aheste kürek çeken Galatasaray’ın “hevesi” 14. yıla bile bırakılır!
* * *
Neden?
Çünkü Fenerbahçe takımında o potansiyel vardır.
Galatasaray yirmi kere güzel oynamış, Fenerbahçe bir kere... Ama güzel oynama potansiyeli var işte.
Kim iddia edebilir ki, “ikincisi” Galatasaray karşısında yaşanmayacak?
Biliyorlar ki, muhtemel bir yenilgi her şeyin sonu olacak.
* * *
Ev sahibinin ikinci avantajı, Galatasaray üzerindeki “kazanacaksın” baskısı.
Bir beraberlikle bile şampiyonluğun teminat mektubunu cebine koyacak Galatasaray ve onun kazanmaya odaklanmış hocası, bu derbiye belki de “fark” için çıkarak hata yapacak.
Bitmedi.
Her ne kadar “içi doldurulmamış olsa da” Fenerbahçe teknik direktörüne yapılan +3 jesti, Fenerbahçe takımını günün kaoslarından çıkarıp gelecek ümidi aşılamıştır belki.
Sonra tribünler... Onlar çoktan hak ettiler böyle sınırlı bir zaferi. Hem hak ettiler hem de hakkını verecekler. Zaman/mekan ve fizik kurallarını Fenerbahçe lehine eğip bükecekler her zaman yaptıkları gibi.
* * *
Fenerbahçe’de sürüp giden “tek adam” eleştirisi var ya; bu da onun faydası!..
Tarihinin hatta Türk Futbol Tarihi’nin en çetin sürecini yaşayan Fenerbahçe, yönetim kurulu son nefesini verse bile Süper Lig’in en iyi futbolunu oynayan ezeli rakibi karşısında daha maç başlamadan “kaybetmiş durumda” değil de “kazanma ihtimali çok yüksek” bir şekilde dikiliyorsa ve bu proje demir parmaklıklar ardındaki bir Başkan tarafından planlanıyorsa...
Hele bir tutarsa!
Söz biter.
Herkese “Helal olsun hem Fenerbahçe’ye hem de Aziz Yıldırım’a” demek düşer.
Tersi, sadece normal.