“Delikanlıysanız teker teker gelin” diye apaş bir isyan var ya... Aynen haykıracağı geliyor insanın. Lakin, tınmaz ki doğa ana.
Zalim olduğundan değil... “Yapması gerekeni” yaptığından!
O gerekliliği yaratan da doğanın kimyasını bozan bizler; insan.
Hale bakın:
Sel Karadeniz’de doymadı Van’a bile indi.
Orta Anadolu yağmurun damlasına muhtaç, kavruluyor.
Akdeniz yanıyor.
Ege hem yanıyor hem sallanıyor.
Ve hepsinin üstünde Kovit’ten lanetli bir şemsiye. Günde yüze yakın can alıyor.
Mahşer yeri gibi Türkiye.
Kimse kusura bakmasın; Kuzeyde selden cenaze toplanıp, güney kıyılarımız dev bir krematoryuma dönmüşken…
Osmaniye’den Bodrum’a kadar Toroslarda ne kadar kızıl çam, sedir, göknar varsa kavrulmuş, mangal kömürü haline gelmişken…
Sayısız orman yerleşkesi yanık/yıkık hayalet köy olmuş, uğruna Kovit’i göze aldığımız turizmin şimendiferi tesisler ucundan tutuşmaya başlamışken...
İnsanlar, hayvanlar zehir soluyup yanarak ölürken… Sağ kalan insanlar evsiz, sağ kalan hayvanlar yemsizken...
Her biri, bir-iki yangın uçağı fiyatlı “bomba transferlerden” bahsetmek lüks geliyor şimdi.
Acımız soğusun bari!
TFF’nin nahif “fidan kampanyası” da kesmedi beni. Güzide kulüplerimizin kampanyaya gözü kapalı katılması da.
Bu iş fidanla falan halledilecek boyutları çoktan aştı. Durmadan bir yerler yanıyor ve meteoroloji yangına uygun koşulların epeyce daha süreceğini açıklıyor. Zaten fidanla orman olmaz, ağaç kümesi olur. Ormanı orman yapan şu anda cayır cayır yanan börtü-böcek ile sayısız tür canlıdır. Onlar da bağışla bulunmuyor!
Merak etmeyin... 100-150 yıl bekleyin; hiç yanmamış gibi olacaktır oralar!
Futbol boş versin fidanı falan da el ele verip bir tane yangın uçağı alsın bari. Her kulüp bir köyü onarsın. Düşünsenize Toroslarda Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş köylerini.
Kütahyalı gariban çiftçi samanını paylaşıp yarısını bölgeye yolluyor, vatandaş elinde ne varsa Akdeniz’e yığıyor, yat sahipleri bile gözü gibi baktıkları tekneleriyle yangın çemberindeki insanları taşıyor... Ölümüne sevdiğimiz kulüplerimiz fidanla mı yetinecek?
Ne olacak?.. 7-8 milyar borca beş milyon dolar daha eklenir. Hiç olmazsa “dünya yansa umurunda olmayan evin şımarık ve müsrif çocuğu” imajından kurtulur, topluma yabancılaşmasını biraz olsun durdurur futbol.
Dedim ya; kimse kusura bakmasın, bu kadar felaketle bir anda baş etmeye çalışan ülkede ne santrfor var gözümde ne stoper.
Bir tek Mete Gazoz ile Filenin Sultanları’nın yaptığı muhteşem işlerin felaketler zinciri gölgesinde kalmasına yanarım.
Bugüne kadar bir kere bile “kişisel” nedenlerle kullanmadığım Ters Köşe’yi kişiselleştirdiğim ve bir anlamda amacı dışında kullandığım için de kimse kusura bakmasın.
Yanlış anlaşılmasın… Benimki “görev ihmali”!.. İşini yapan meslektaşlarıma saygı duyarım.
