Allah’tan internet var! “Fenerbahçe küme düşmesin” yazıyorsunuz, kimlerin “Evet” dediği şak diye gözüküyor.
Hemen hemen tüm Süper Lig kulüpleri “Aman ha” demiş vakti zamanında... Eylül 2011’de Bakan Kılıç’a bile arz edilmiş:
“Fenerbahçe düşerse futbol batar”.
Akil adamlar, medya, hatta ekonomi yazarları Fenerbahçesiz lige ömür biçmiş:
“Bu sezon olmazsa gelecek sezon biter”!
Ve günü geliyor, Federasyon’un disiplin ve tahkim kurulları kimseyi düşürmeyecek bir karar açıklıyor; müstehzi yorumlar, adalete göndermeler falan.
“Siz beceremezseniz cezayı UEFA keser”!
Bir şey soracağım:
Demirören Federasyonu veya selefi Aydınlar Federasyonu, Fenerbahçe’nin yanına iki-üç kulüp daha katarak alt kümelere yollasaydı UEFA bu kulüpleri Avrupa’dan men etmeyecek miydi otomatikman?
Zaten Avrupa’ya gitseler ne olur gitmeseler ne olur o koşullarda. Hangi futbolcuyla, hangi parayla mücadele edecekler?
O zaman?
Neredeyse piyasa değerlerinin yarısı kadar borçlu kulüplerimize “yaşamak için” bir fırsat daha yaratılmış olmadı mı?
Bırakın “radara takılanları”...
Suç bu kadar yaygın ve gelenek halinde ise, yapmayana “aptal” veya “yetersiz” diyorlarsa bir zamanlar... Temizlenmek için ya dükkanı kapatacak, kapısına kilit vuracaksınız. Ya da “bundan sonra yapanlara acımayacak” bir af çıkaracaksınız.
Bakın, “sütten çıkmış ak kaşık” olduğunu iddia eden Galatasaray’ın bir önceki başkanı, “şaibeden en uzak yönetim bizdik” diyor! Eskilere kefil değil.
Ve diğer kulüpler... Bırakın bir önceki sezonu, şöyle 10 yılına-20 yılına kim kefil olabilir?
Hayır, şike aklanmış olmadı!
Geriye doğru çeyrek yüzyılda neredeyse şikeye karışmamış hiçbir kulübün kalmadığı futbolumuzda bir anlamda genel af çıktı Federasyon’dan.
Beyaz bir sayfa açmak fırsatı yaratıldı.
Fenerbahçe’nin itirazı, yöneticilerinin af kapsamı dışında tutulması; o kadar.
Temiz sayfa açmak, geri dönüşü olmayan “idam cezası” gibi kümeler düşürerek de yapılırdı.
Sonuçlar benzer olurdu inanın... Kimse bir daha şikeye elini değdirecek cesareti bulamazdı; bundan sonra da bulamayacağı gibi.
Zaten şike yapmak için birinci ve en önemli şart olan “futbol” kalmazdı ki.
Temizlenmek için bile yaşamak lazım!
Peki her şey etik kurallara uygun mu?
Kimse UEFA’nın, FIFA’nın arkasına saklanmasın.
İlk itirazı, çeyrek yüzyılını şu futbol atmosferinde geçirip de “temiz olan” yapsın.