Nedir bu?.. Hata mı, dikkatsizlik mi, şanssızlık mı, uğursuzluk mu?..
Yoksa “ileri görüş” diye bir kavram Florya’dan kovuldu mu?
Galatasaray’da her “olumlu” hamlenin derin ve kalıcı “olumsuzluklarla” gerçekleşmesi, adeta bir yaraya dönüşmesi, bitmeyecek rahatsızlıklara yataklık etmesi, sorun haline gelmesi, yazılı olmayan bir kanun mu yoksa?
* * *
Hiç unutmuyorum Ali Dürüst’ün yıllar önceki samimi itirafını:
“Bir UEFA şampiyonu olduk iki yakamız bir araya gelmedi” demişti.
Gerçekten de her takıma sınıf atlatacak, her takımı refaha taşıyacak başarı, Galatasaray’da sonun başlangıcıydı sanki.
Yıllardır o şampiyonluğun bedelini ödüyor Galatasaray.
Şanssızlık/uğursuzluk değil resmen basiretsizlikti.
UEFA zaferini ve ardından zafere katkı yapan insan unsurunu kontrol edemediler o gün. Futbolcusundan muhalefetine kadar herkes bir ucundan çekti, ortadaki onur ekonomik değere dönüşeceğine parçalandı yok oldu.
Parçaları, kapanlara bile yaramıyor artık.
* * *
Peki stat...
Betondan somut bir eser işte.
Galatasaray’ın etlerini kemiklerinden ayıracak bıçak haline nasıl geldi güzelim Arena?
Nasıl trajikomik bir skandalla başlayıp, “Başkan Yiyen” huzursuzluk kaynağı oldu?
İç bölünmeyi öyle bir tetikledi ki, büyük hesaplaşma olmadan huzura kavuşmaz Arena.
* * *
Ve en son Fatih Terim!..
O Terim ki, genç yaşında Galatasaray’a ve Türk futboluna birkaç ömürlük enerji aktarmış, futbolu/futbol anlayışımızı açık şekilde bir yerden alıp bir yere taşımış, uluslararası markamız olmuş bir fenomen...
Üçüncü defa göreve gelecek.
İş ve fırsat peşinde koştuğu için, kendi girişimleri sonucu değil... Galatasaray’ı içinde bulunduğu kaostan çıkaracak tek adam olduğu için kapısı tıklanıyor. Rica ediliyor.
Tüm laflarını yiyip, filozoflar “imkansız” dese de Galatasaray’ını “aynı suda bir kez daha yıkayıp” parlatmak için kabul ediyor Terim.
“Talep” edenlerin onlara Yönetim Kurulu deniyor- aralarındaki oylamaya bakın:
7 kabul... 7 ret!
Hani, “yarım ağız” derler ya...
Tam o.
* * *
İkinci Başkan bastırıp, yeni Başkan oyunu olumlu kullanmasa, hemen her yönetimin “Gel bizi kurtar” diye cilvelendiği Fatih Terim, Galatasaray’ın yeni yönetimi marifetiyle hem “istenecek” hem “reddedilecek”!
Eksik olmasınlar “almaya” karar veriyorlar az farkla.
Bırakın Terim’i, bu kadarı sıradan bir teknik direktör için bile fazla.
* * *
Bakınız, bu günden yazıyorum.
En az Arena Stadı kadar önemli ve en az Arena Stadı açılışı kadar skandal soslu bir olaydır bu.
Terim başta olmak üzere bir sürü insanın içini acıtmıştır ve burada kalmayacaktır.
Çünkü muhatap Fatih Terim’dir.
Fatih Hoca üçüncü devrinde başarılı olamazsa, Galatasaray yönetimi çatlar.
Fatih Hoca üçüncü devrinde başarılı olursa, Galatasaray yönetimini o çatlatır!
* * *
Siftah:
Galatasaray yeni yönetiminin yarısı, yeni teknik direktöre karşı taraftır.
Gel de başarı bekle!
O teknik direktörün huyunu, suyunu, hafızasını, egosunu, bilenler bilir.
Hazmedip, etmeyeceğini tahmin etsinler bakalım.
Hata mı, dikkatsizlik mi, şanssızlık mı, uğursuzluk mu bilinmez ama yine olumlu bir Galatasaray hamlesi, uzun vadede büyük olumsuzluklara neden olacak şekilde doğmuştur. Sorumlusu, şanstan /uğursuzluktan önce ileriyi göremeyenlerdir.