Bu yazı Galatasaray yönetimine!.. Mecburen ben yazıyorum, çünkü Fatih Terim’in “asıl” transfer mesajı, değerli meslektaşlarımızın gözünden -daha doğrusu kulağından- kaçtı.
Normaldir. Herkes Bursaspor maçına, galibiyete rağmen yenilen kolay gollere ve Galatasaray savunmasını kurtaracak yeni isme odaklanmıştı.
Terim de “medya pek üzerinde durmasın ama mesaj yerine ulaşsın” diye lafı biraz süsledi doğrusu.
Hatta bu sebeple bizim lehimize “fedakârlık” bile yaptı!.. Kırk yılda bir medya ile empati kurup bizlere hak verdiğini söyledi!
“Eskiden kızıyordum, ama şimdi en az suçlu basını görüyorum”
Neden?
Haber kirliliği yüzünden.
Kimmiş kirleten?
İşte basın toplantısında basının atladığı burası... Yarım kalan cümlede “Galatasaray’ın içinden bile 20 ayrı kaynak var” dedi Terim.
Yani transfer haberi sızdıranlar, transfer hakkında olur olmaz konuşanlar, adını bile bilmedikleri adamın alınacağı haberlerini uçuranlar ağırlıklı olarak Galatasaray’ın içinden...
Terim’e göre öyle.
“Bazı şeylere yeni yeni vakıf oluyorum” demesi bu sebepten.
“Vakıf olduğu” nedir sormayın. Medya’nın haber trafiği içinde zaman zaman kullanıldığı değil herhalde. Menajerlerin sahte haber pompaladığını da yeni öğrenmediğine göre...
Belli ki kızgın Fatih Terim.
Kontrolü dışında “rüya takım” tespitleri, çilek kondurma girişimleri ve olmamış transferin üzerinden bireysel reklamlar hem kızdırıyor hem de takımın aurasını bozar diye endişeleniyor.
Hele çilek... Resmen alerji yapıyor Terim’de.
Başkanından yöneticisine herkesin hergün çıkıp yeni transfer imaları yapmasını kendi alanına tecavüz olarak görüyor. Ve bu şikayetini basın toplantısına kadar taşıyıp “birilerine” ayar veriyor.
Haklı mıdır değil midir bilemem, ama benden söylemesi.
Fatih Terim de çıkıp her gün Galatasaray yatırımları, tüzüğü, üye yapısına ilişkin konuşsa “birileri” kendisine kızardı değil mi?
Alex ne iş yapar?
Bazen bir basamak yukarı çıkıp oradan bakmak lazım kişilere olaylara... Mesela Alex’e!
Kimdir kendisi?
İyi bir futbolcu. İnsanlığa “faydası” topa iyi vurması ile sınırlı.
Yarı tanrı falan değil.
Doğmasaydı, medeniyet yine aynı kalır, futbol okyanustaki bir kova su kadar azaldı; o kadar.
Alex’in koca bir işçi mahallesi kadar para kazanmasının sebebi, insanlara mutluluk vermesidir.
Aynı Alex’in sahada on binlerin, ekranda milyonların gözü önünde teknik direktörü Aykat Kocaman’ın alkışına “eşek gaz çıkarıyor” muamelesi yapıp arkasını dönmesi ve gerilim yaratması, olan gerilimi halkın huzuruna taşıması, Fenerbahçeli’nin midesine ağrı sokması, varlık sebebini inkar anlamındadır.
Bir basamak yukarı çıkıp bakınca öyle.
Kimse vehmettiği kadar “önemli” değil bu Dünya’da.
Bir problemi varsa gidecek, kapıyı çekecek odada halledecektir. Olmadı; gidecektir.
Onu gönderene hesap sormak gerekiyorsa öyle enstrümanlar da vardır futbol çarkının içinde.
Görevi iyi futbol ve mutluluk vermek.
Kazandığını birlikte mi yedik de dertlerine ortak olalım, moralimizi bozalım şimdi?