Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

“Futbol konuşalım”!..
Ağzından bu cümle çıkmamış bir futbol yorumcusuna rastlamadım ben bugüne kadar.
Neden?.. Çünkü özgül ağırlığı öyle okkalı bir laf ki, söyleyenin değerine değer katar.
Bir kere eften püften meselelerle uğraşmayacak kadar üst düzey bir futbol filozofudur lafın sahibi.
Kafası o kadar doludur ve zamanı o kadar kıymetlidir ki, bilimsel tezlerini/matematiksel teorilerini/dahice analizlerini bir an önce aktarıp gitmek istemektedir.
Doludur adam. Bizim gibi hayta değil!
Peki futbol konuşalım da Milli Takım’a ilişkin konuşulacak/tartışılacak sadece oyuncu tercihi mi var?
Siz duydunuz mu son bir haftadır başka mesele?..
“Onu niye aldın, bunu niye almadın”!..
Ne oynayacak bu Milli Takım?.. Nasıl oynayacak? Niyeti ne?
Bırakın tahminde bulunmayı, Fatih Hoca’yı piknikte/ panelde yakalayanlar sormuyorlar bile.
Belki bahar geldi diye; bu medya işinde ciddi bir savsaklama hakim!
Bakın, Ahmet Çakar şampiyonluk gecesi spor programına çıktı; Galatasaray’ın sahaya aslan getirdiğini orada öğrendi.
Geçin sporu... Müjde Ar... En popüler güncel söyleşi programının dört üyesinden biri. Lahmacun cinayeti haberini bile okumamış. Lahmacunu yiyen mi, itiraz eden mi öldürdü onu  bilmiyor.
Herkes her şeyi bilmek zorunda değil. Ama herkes televizyona çıkmak zorunda da değil, her şeyi konuşmak zorunda da.
Şimdi konumuz futbolsa ve bu memleketin ihtiyacından çok analizcimiz varsa Milli Takım’ın niyeti bana mı kalmalı mesela?
Boş verin... Ben bilgi ve izlenimlerinden imbiklediğimi size iletiyim:
Bir kere Fatih Terim’in projelerinden biri ve belki de “üst turlara kadar çıkmak kadar” önem verdiği, Avrupa’dan “yepyeni” bir veya birkaç Türk Futbol Yıldızı ile dönmek.
Tuncay’ın, Yıldıray’ın, Nihat’ın kendilerini aşmasından söz etmiyorum. Emre’nin, Gökdeniz’in parlatılması da değil benim dediğim.
Başka... Yeni...
Artık Mevlut mu olur, Kazım mı bilemem.
Ama Terim, acaip şekilde istiyor bu “ilahi” kudretin kendisinde var olduğunu bir kere daha dosta düşmana hatırlatmayı. 15 sene önceki Akdeniz Oyunları’nda yarattığı ve el ele UEFA Kupasına uzandığı “Terim yıldızları”, çok geride kaldı çünkü.
İşte bu yüzden sağlam “kart”lara değil riskli “toy”lara fırsat verecek.
İşte bu yüzden sükunete davet ediyor herkesi.
Proje tutarsa, Avrupa’da kürsüye çıkmak “yan ürün” olacak.
Bazı usta cerrahları sarıp sarmalayan ve hayat kurtardıkça bağımlılık haline gelen o “tanrısal yaratmaya öykünme” futbolda böyle karşılık buluyor işte.
Burada “hayat bulan” futbol yıldızı.
Ortam ve koşullar hazır.
Terim, en başta kendisine armağan sunacak. Ve o armağanların marifetiyle Milli Takım yukarı tırmanacak.
Bu bir proje...”İlahi” bir proje!
Bilgin’in (Gökberk) dediği gibi; bence...
“İyi mi/kötü mü”ye gelince... Beni asla rahatsız etmiyor. Tamamen “alan memnun/satan memnun” durumu.
Milli Takım’ı zirvelere taşıdığı için alkışlayacağıma, yeni yıldızlar yarattığı için alkışlamaya hazırım Terim’i. O yıldızlar zirveyi getirdikten sonra...
Haddimiz değil, ama bilemiyorum futbol konuşmuş olduk mu?