Koskoca Fatih Terim bu... Öyle canı sıkılınca bavulunu toplayacak hali yok ki.
“Veda nedenleri” bile Hz. Musa’nın emirleri gibi; tam 10 tane...
Bir değil, iki değil, 10...
Buyurun size bir başka “mucize”! Sabır taşı bile dayanamazdı bu kadar maddeye.
Yukardan aşağı/soldan sağa tek tek yazıldı, hatta toparlanıp yayınlandı. Hatırlamayanlar okur.
İşin ilginç tarafı, “yarısı”; tam 5 tanesi Terim’in “ücretli çalışanı” olduğu Federasyon ile onun başkanından kaynaklanması.
“Fatih Hoca’yı bırakmamak için her şeyi yapacağız” diyen başkan Hasan Doğan var ya... İşte ondan ve onun başında olduğu kurumun tasarruflarından!
Valla ben anlamadım. Federasyon’un Başkanı, Terim’in gitmesini mi istiyor, gitmemesini mi?
Ya Terim? Gerçekten gitmek mi istiyor? Yoksa Galatasaray’daki “olağanüstü” yetkilerini mi?
Bu arada fatura medyaya çıkıyor:
“Dayanılmaz eleştiriler yüzünden veda”!
Külahıma anlatın.
Toplasanız bir elin parmakları kadardır kantarın topuzunu kaçıranlar. Onların bir kısmı mahkemelerde sürünüyor.
Bakın; Terim, terbiye özürlü talebesini ödüllendirirken, bir basın mensubu sahip çıkmıyor hata yapan meslektaşlarına. Bu bizim “asaletimiz” mi “insafsızlığımız” mı, orası ayrı mesele ama yetmiyor. Linç mi edelim arkadaşlarımızı?
İşin açıkçası, ya bizleri/sizleri figüran yapan bir oyun var futbolun tepesinde ya da yeni federasyon başkanımızın fena halde acemiliğine geldi Avrupa Şampiyonası.
Biraz açayım.
Portekiz maçından sonra Fatih Terim “nişangah” yapıldığında sayın Doğan ne ile meşguldü?..
Selefi Haluk Ulusoy’un medyada kiraladığı “tetikçileri” teşhir etmeye çalışıyordu. Herkes kendi başının çaresine bakıyordu o zor günlerde.
Sonra mutlu sürece girildi. Gruptan çıkıldı. Terim itibarının iadesi için çabalıyordu. Sayın Doğan ne yapıyordu?..
“1111 kurban” müjdesi veriyordu.
Hoca “hoşça kal” deyince, “Bırakmam seni”...
“İyi niyeti” esas alır, altında “komplo” aramazsak, başkan Hasan Doğan gemiyi düzgün yüzdüremedi. Bir koyundan birkaç post çıkarmaya çalıştı.
Kendisiyle ilgili bu şampiyonadan benim aklımda kalan meziyet, “aile bağlarının kuvvetiydi”.
Onun da yeri değildi. Yarı finalde her golü eşiyle kutlayınca, öbür yanındaki Cumhurbaşkanı sevincini sayın Doğan’ın kürek kemikleriyle paylaşmak zorunda kaldı ki, kişisel samimiyetlerini bilemem ama “makama” saygısızlık gibi geldi ekran başındaki milyonlara. Futbolcuları evlatları gibi sevebilirler, ama çocuklarının mezuniyet müsameresi yapılmıyor ki orada.
Hasan Doğan’ın sol yanında sayın Cumhurbaşkanı değil Terim oturuyor olsaydı. Buyurun size 11. madde...
Demek ki, sorunları medyaya bağlamak kestirme yol. Ortada hata varsa, bir yapan bir yapılanla iş bitmiyor. Koşullar, duygular, niyet ve art niyet gibi bir çok parametre gerekiyor anlamak ve doğru değerlendirmek için.
Terim’in vedasını da bekleyelim görelim.
İlerleyen günlerde Federasyon’un başka “acemiliklerine” de değineceğim.
NOT: Euro 2008 sürecinde Ters Köşe’nin tatile girme nedenini merak edenler oldu. Açıkçası şampiyonada görevli arkadaşlarıma yer açmak istedim. Bitti, döndüm. Özlemişim. Yaz sezonu boyunca gündem zorlamadıkça Salı-Perşembe-Cumartesi günleri devam edeceğim.