Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Ajanslar “Skandal” başlığı ile verdi haberi:  “Galatasaray’la büyük başarılara imza atan ve Milli Takım’ı euro 2008 finallerine götüren Fatih Terim’e Ali Sami Yen’de yer kalmadı”!
O da evine gidip televizyondan izlemiş maçı.

Terim’in koltuğu

Aynen, Karataş’lı tüccar terzi Selman Bey gibi. Veya Kemah eşrafından rençber Ali...
Ortada “Dünya Derbisi”, Aklınıza gelen her futbol adamı tribünde, Fatih Hoca yok.
“Nasıl olur” değil mi?
Terim’i ister beğenirsiniz, ister beğenmezsiniz... Ama hem kariyer olarak hak etmişti Ali Sami Yen’deki koltuğu, hem de göreviydi.
Oturacak, izleyecek... Galatasaray’dan, Fenerbahçe’den belki yeni isimler ekleyecek Milli Takım’a, belki de çıkaracak.
Dargın olsa bile orada bulunacak.
Yapmazsa; “İşini savsaklamış” olacak!
Hani o, 120 bin YTL aylık aldığı işini...
Birileri, TBMM’ye soru önergesi vermişti bir zamanlar; “Bu kadar çok para ödenir mi Milli Takım teknik direktörüne” diye... Belli ki, “milli hassasiyetleri” zirvede bir vekildi.
İşte emek/ücret dengesi tartışılan o iş, “eksik” yapılmış olacak Terim derbiyi yerinde izlemezse.
Lakin yer yok.
Peki kim oturuyor Fatih Terim’e ayrılmış koltukta?
“Çok para alıyor” diye TBMM Başkanlığı’na soru önergesi veren DTP milletvekili Sırrı Sakık!..
Fıkra gibi.
Sırrı Sakık, bu ülkenin her türlü sorununu yakından takip eden bir milletvekili sıfatıyla kalkmış Ankara’dan Ali Sami Yen’e gelmiş. Olayı yerinde inceleyecek. İzleyecek ve vatana millete yaptığı faydalı işlere bir yenisini daha ekleyerek kendi aldığı mütevazı milletvekili maaşının hakkını verecek.
Hassas bu konularda.
Bir o kadar da alıngan!
Şöyle bir bakıyor yerine... İkinci sırada...
“DTP mebusu olduğum için mi bana ikinci sırayı verdiniz” diyor ve milletin kendisine teslim ettiği inisiyatifi kullanarak hooop Terim’in yerine.
Dünya derbisi şeref tribünü değil Vodafone’un geyikli reklam seti sanki...
Terim tribüne gelince, “Şöyle bir yerlere sıkışıver” demekten başka çare kalmıyor görevlilere.
“Senin koltuğunda millet oturuyor”!
Terim boynunu büküyor. Küsüyor. Doğru evine.
Yahu, bu bizim “ağır abi” Terim değil mi?
Hele söz konusu “iş” olduğunda babasını tanımayan, çakmak çakmak gözleriyle adama fizik ötesi hamleler yapan, ezen, sözünü esirgemeyen Hoca?
Demek ki, Terim’in rüzgârı gazetecilere.
Milli Takım’ın “öğrenci” konumundaki futbolcuları da bir “hisse” çıkarabilir Hoca’nın “kıssa”sından:
“Engeller aşmak içindir, lakin bazıları görmezden gelinebilir”!
Nereden tutsanız elinize yapışacak bir vaka yaşandı derbide. Yaşandı ve üzerinde durulmadı. Daha acil işlerimiz vardı.
Bizde işler önem sırasına değil, gündeme göre.