Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Normal şartlarda İspanya’yı İspanya’da evire çevire yenmemiz gerektiğinden 1-0’lık skandalın nedenlerini araştırıyoruz şimdi!
Futbolumuzun uluslararası düzeyi için rivayet muhtelifti... Lakin, futbolumuzu algılamamız ve zaman zaman kullandığımız “dev aynamız”la  Brezilya’yı bile kıskandıracak seviyedeyiz besbelli.
“Ne oldu da yenildik İspanya’ya”?
Senede bir iki kere, gider yeneriz onları aslında!
Olmalı bir şey...
Fatih Terim hocamızın henüz maç oynanmadan önümüze koyduğu gerekçe mi engel oldu yoksa:
“Futbolcularımızın üzerinde baskı var”.
Neden?
Yanıtı yine Terim’den:
“Futbolun oyun olduğunu öğrenemiyoruz bir türlü”!
Süper... Terim sonuna kadar haklı.
Futbol bizim için bir savaş gibi. Mağlubiyeti utanç verecek bir savaş. Görevini eksik yapanların Divan-ı Harb’de yargılanmasını gerektirecek kadar önemli. Kendi aramızda bile öyle.
Bu toplumsal tavır, futbolcular üzerinde baskı oluşturuyor tabi.
Baksanıza millilerimiz, “Keşke hep burada kalsak” diye sızlanıyorlarmış İspanya’da.
Peki bu konuda sayın Terim ne yapıyor ?
Fırsat oldukça dile getiriyor. “Yapmayın etmeyin” diyor işte... Her söyleşisinde dikkati çekiyor:
“Keyif alın şu oyundan”.
Hani, “Hoca’nın dediğini yap yaptığını yapma” lafı var ya... Cuk oturuyor buraya.
Eski defterleri falan açmak, Fatih Hoca’nın “gerilimi motivasyona çevirme ustası” olduğunu hatırlatmak değil maksadım.
Sadece şu son reklam kampanyalarına bakın. Oradaki Terim’e...
Bir yandan “futbol keyif işidir” diyeceksiniz, bir yandan 70 milyonun alt beyindeki tarih öncesi nöronlarını gıdıklayacak ve en masum vatan millet sevgisine seslenerek galibiyete odaklanmasını sağlayacaksınız.
Siz milleti, millet futbolcuları zorlayacak.
“Biz tarafız... Biz amansızız” !
Ayıptır söylemesi, sevgili hocamızın o buğulu sesinden “Biz milletiz” tiradını dinledikten sonra elime bir bayrak bir de silah tutuştursalar, amansızca yürürdüm Viyana kapılarına.
“Onlar reklam” demeyin.
Reklamı, sponsoru eleştiren yok. Fatih Hoca neden “Basın toplantısında doğru söyler, reklamda şaşar” onu merak ediyorum ben.
Fatih Terim ile son yirmi sene içinde sayısını hatırlamadığım röportaj yapan ben ve meslektaşlarım çok iyi bilir ki, sayın Hoca bırakın yanıtları sorularda bile titizlenir. Zamana ve zemine göre daraltır/genişletir söyleşinin kapsama alanını. O kadar dikkatlidir.
Peki, futbolun bir oyun olduğunu idrak edemediğimiz için “futbolcularımızı geren, performanslarını düşüren, İspanya’yı bile yenemeyecek hale getiren” biz Türk milletini ekranlardan günde on kere gaza getirmesi nasıl izah edilebilir?
Ses bandında montaj mı var yoksa?..
Neyse...Onun da olmalı bir sebebi. Hem de “büyük” bir sebep!
“Ele verir talkını, kendi yutar salkımı” deyip geçelim. 


Spikerlik ve futbol anlatımı

Mesleğinde çeyrek yüzyılı geride bırakan sevgili Doğan Yıldız’ın “Spikerlik ve Futbol anlatımı” adlı eserini, kütüphanemdeki “Türk Spor Tarihi” adında ve ders kitabı olan eserinin yanına koydum. Ona teşekkürlerimi buradan sunuyorum. Hem mesleğinin zirvesine yükseleceksin, hem ağırbaşlılığından ve ciddiyetinden ödün vermeyeceksin hem de karşılıksız bir emekle gelecek nesillere tecrübelerini ve birikimlerini aktarmak için böylesine zorlu eserler üreteceksin. Hem de her şeyin “light”ını icat ettiğimiz şu çağda. Kutlarım sevgili kardeşim.