Sayın Ünal Aysal, “Fatih Terim Galatasaray’da mutlu mu ?” sorusundan bıkmış olabilir.
Lakin “durumu” kavrayanlar, Terim’i tanıyanlar, bıktırıcı soruyu tekrar tekrar sormakta yerden göğe kadar haklılar.
***
“Durum” ne mi?
Anlamak için basit bir soru soralım kendimize:
İki yıl önceki Galatasaray’ı, haftaya göreve gelecek yönetim kurulu yönetseydi Fatih Terim imza atar mıydı?..
Yanıt tek ve net:
“Hayır”!
Mümkün değildi Galatasaray’da çalışması.
***
Kehanet değil... Bir kere Galatasaray ve başkanı sayın Ünal Aysal, Fatih Terim’e teklif götürmezdi ki!..
Duydunuz Galatasaray İkinci Başkanlığı’ndan “erken emekli” edilen sayın Ali Dürüst’ün açıklamasını:
“Fatih Terim’le çalışmayı çok istiyordum. Biraz zor oldu, ama sayın Başkan’a da kabul ettirdim”.
Artık yönetimde Ali Dürüst olmadığına göre, bugünkü yönetim Terim’e teklif bile götürmezdi yani.
***
Peki şimdi...
Görüyorsunuz. Fatih Terim’i seven ve gönülden destekleyen yöneticiler dışarıda kalıyor.
Bu tercihin “Terim’e kurulan bir komplo” olduğunu iddia etmiyorum tabi ki...
Belki kurumsallaşma gereği, belki sayın Aysal’ın yapmayı düşündüğü atılımın selameti açısından insanlar değişiyor, dengeler değişiyor.
Galatasaray, Fatih Hoca’nın hassasiyetlerini kayda değer bulmayabilir, ama bizim konumuz Terim-Yönetim ilişkisi ise o pencereden bakacağız kurguya.
***
“Yeni düzenin” Fatih Terim’e yansıması nasıl olacak?
Parlak değil!
Adeta yalnız kalıyor kulüpte.
Enterne ediliyor.
Mesela transfer elinden alınmasa da sadece “oy verdiği” bir süreç haline geliyor.
Hem de hiç hoşlanmadığı kişilerle birlikte.
En başta kendisini pek düşünmeyen Başkan’la baş başa kalıyor.
Ne kadar kurumsallık, o kadar tadı kaçıyor Terim’in.
***
Sayın Aysal’a o bıktırıcı soruyu soranlar Fatih Terim’i de çok iyi tanıyor bir yandan!
Biliyorlar ki, kendi yetkileri zerre kadar azalmasa bile, rahatı ve serbestliği, hatta parası artsa bile, yola çıktığı yönetici dostları adeta “tufaya” getirilip devre dışı bırakılıyorsa, içi içini yiyordur.
Hiçbir şey olmamış gibi kaldığı yerden şevk ve neşe ile devam etmesini beklemez onu tanıyanlar.
***
Hem niye bir açıklama yapmıyor Terim?
Başkanı “Terim kalacak mı, Terim mutlu mu” sorularından bıkarken, neden ortaya çıkıp “Çok mutluyum” demiyor?
“Yaşasın”... “Çok iyi oldu”... “Nihayet” falan değil; sadece “İşimize bakacağız” bile yeter bize.
Neden “gık” yok?
Mutlu değil mi yoksa?
Aysal Başkan kızmasın medyaya...
Basit bir mantık muhasebesi, her Galatasaray muhabirine o soruyu sormayı gerektiriyor.
Bir daha... Bir daha...
Tam yanıtı alana kadar.
Yasa mı zor, uygulamak mı
Flaş... Flaş... Flaş...
Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, son dönemde sporda artan şiddet olaylarının önüne geçmek için bir dizi tedbirler almaya devam ettiklerini belirterek, 6222 Sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunun, tam manasıyla uygulanması için harekete geçtiklerini açıkladı.
Bence yetmez!..
6222 sayılı yasayı “uygulamak için” de bir yasa çıkartılmalı... Sonra, yasayı uygulama yasasına uymayanları cezalandırmak için de bir yasa.
Çok yaşa.
Hangi birini seçecekler
Beşiktaş’ta bir başkan adayı “Stadı bir senede yıkıp yapacağız” diyor. Hatta buldozerle girdi bile.
İmkansız...
İnşaatı, daha doğrusu İstanbul’da inşaatı iyi bilenler, İstanbul koşulları ve trafiğinin öyle bir merkezde molozların atılıp, yeni malzemelerin gelmesinin bile bir seneyi bulacağını söylüyorlar.
Diğer başkan adayı, “Stadı peyderpey yapacağız” diyor.
İmkansız...
Stadın yeri 20 metre değişecek. Futbol sahasını nasıl itekleyeceksiniz orada oynarken?
Velhasıl, inşaatı, başkanı, hocası, transferi, nerede oynayacağı belli olmayan Beşiktaş seçimi geldi kapıya dayandı.
En zoru Beşiktaş Genel Kurul üyesi olmak şimdi.
Ersun Yanal’a ayıp
Fenerbahçe, Ersun Yanal işini o hale getirdi ki, bu saatten sonra görev verse Fenerbahçe’ye yazık, vermese Ersun Yanal’a ayıp!
Diyelim ki, yarın oturdular, imzayı çaktı Yanal...
Beşinci sıradaki tercihi ile el sıkışmış olmuyor mu Fenerbahçe?
Bazıları Fenerbahçe’yi istememiş, bazıları pahalı gelmiş, yedek lastik gibi orada öylece bekleyen ucuz yollu teknik direktöre razı olmuş gibi bir algı yaratılmayacak mı?
Fenerbahçe ile bu algı yan yana geldiğinde ateş ile baruttan bir farkı var mı?
Bitmedi.
Fenerbahçe’nin mevcut ve yeni yıldızlarını “kerhen” aldığın teknik direktöre emanet ettiğinde o hocanın işi iki kat zorlaşmayacak mı?
Tribünlerin sabrı sezon başlamadan tüketilmiş olmayacak mı?
Kısaca; Lucescu bulamadık, Yanal verelim!..
***
Tersi... Beş misli paraya bir yabancıyla anlaşsa, sormazlar mı adama “Mis gibi kulübünde başarıyla çalışan hocayı, İstanbul’a çağırıp hava alanında belgesel çektirdin, teknik direktör arama ve araştırma işlerine paravan yaptın; ayıp olmadı mı” diye?
Nasıl dönecek kulübüne?
Yazık değil mi kariyerine?
Kısaca...Yabancı aldın, bizim insanımızı madara ettin!..
***
Aslında hocaya falan ihtiyacı yok Fenerbahçe’nin!
Transferleri yapan Başkan’a bir megafon bir de kondisyoner verin, kenardan idare etsin. Soyunma odası ziyaretleri de makul ve mantıklı hale gelsin.
Fenerbahçe bu sezon da şampiyon olamazsa, “yollanacaklar listesi” kısalmış olur hiç değilse.