Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Hayata “spor gözlüğü” ile bakıyorsanız, hele sağ “mercek” sadece futbola odaklıysa, İçişleri Bakanımız sayın Beşir Atalay’ın medyaya yaptığı “balans ayarına” kafa sallamaktan boyun fıtığı olmanız işten bile değildir!
“Evet... Medya, terör haberlerini dikkatli kullanmalı”!..
Hatta sayın Başbakanımızın söylediği gibi, “şehit evlerindeki yangınları” hiç göstermemeli!
Devlet adamlarımızın niyeti, “terör örgütünün ekmeğine yağ sürülmesin” temellidir. Ama, spor gözlüğü takmış ve futbola odaklanmış “mutlu azınlığımız”, fazladan endişelidir.
Endişelenmelidir. Değillerse, kafayı çalıştırmamışlardır.
Değerli yazarlar, “terör futbolumuzu da vuracak” diye yazılar döşenmeli, programlar yapmalıdırlar. “Terörün futbolla biteceğine” bile inanan nahif üstatlar, “bir yabancı eksik gelir” kaygısını nasıl taşımazlar?
Vakti zamanında terörü bahane edip, İstanbul’daki maçın tarafsız sahaya alınmasını talep eden fırsatçılar çıkmadı mı Dünya’da?.. 2003’de Juventus mesela!
Ya, naklen yayın gelirini sonsuz ve sınırsız sanarak Dünya Yıldızları’nı, Türkiye’ye getirmeye çalışan büyük kulüplerimizin karşısına “terör” çıkarsa?..
“Tırstım gelemem” derse bir iki tanesi?
Demez mi?.. Bırakın yabancıları, Güneydoğu’da top koşturmak için iki kat fiyat çekmiyor mu bizim futbolcularımız? Oraları haritadan takip etmiyor mu spor yazarlarımız?
Yabancı yıldız dedikleriniz, Avrupa hanedanları üyelerinden farksız. Para bol, itibar büyük. Kollamak, sakınmak istemez mi “kutsal” bedenini? İnsan değil mi, korkmaz mı?
“Çok risk / çok para” denklemi çekmez mi yabancı yıldızlar; transfer için karşısına gelen Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş yöneticilerine?
Ya Avrupa maçlarında yeni Juventus’lar çıkarsa karşımıza?
O zaman?
O zaman, biz de görmeyelim/göstermeyelim terörü, yabancılar da bilmesin!
Ünlü futbolcular izole plazalarımıza gelsin, izole statlarımızda oynasın, keyfini sürelim.
Peki...
Avrupa kentlerinde örgüt kurultayları yapılırken, teröristler arka kapıdan tahliye edilirken, propaganda faaliyetleri sürerken, vatandaşlarımızdan haraç toplanırken, nasıl lanetleyeceğiz duygusuz / duyarsız yabancı ülkeleri?
İki yıl önce Güngören’deki patlamada karnındaki 8,5 aylık bebeği ile birlikte can veren Filiz İkiz’i, yedi ay önce belediye otobüsünde canlı canlı yanan Serap Eser’i, bu ay lojmanda eşini beklerken öldürülen Pınar Akdağ’ı, serviste öldürülen Buse’yi, kalleşçe katledilen binlerce vatan evladını “haber, yazı, fotoğraf, film, roman” yapmadan nasıl anlatırız Dünya’ya?
Terörden korkup, Türkiye’ye gelmeyen Ronaldinho, imajımızı mı zedeler, durum tespiti mi yapar, Dünya’ya yaşadığımız dehşeti anlatarak (henüz tükenmemiş) adam evlatlarını etkilemeye mi yarar?
Aman infiale kapılmayın. Aman ağlamayın, Aman yazmayın, Abartmayın, büyütmeyin, sükunet, itidal, sağduyu, Vs.
Ne yapalım?
Futbola bakın!
İyi de, ya Ronaldinho gelmezse?!