Normal koşullarda Aziz Yıldırım’ın söylediği “Türkiye’nin en büyüğüyüz” cümlesini eleştirmem lazım değil mi?
“Saptamanın” doğru veya yanlış olmasından değil... Yaratacağı tansiyondan endişelenerek, diğer kulüplerle empati yaparak “Niye tahrik ediyorsunuz”, “Niye gerilim yaratıyorsunuz” falan diye yazmam lazım.
Çünkü bu benim tarzım!..
İsterseniz “Dünya’nın en büyüğü” olun; kimsenin başına kakmayacaksın. Bırakın başkaları taktir etsin tarzı.
Çocukluktan beri sindirmişler içimize, “otoböbürlenme” her ahval ve şerait içinde ayıp gelir bize. Caka megalomanlık kokar. Fiyaka hazımsızlık izleri taşır. Tafra nobranlıkla at başıdır diye.
Büyüyünce de “Amerikan tarzı” olduğu için kendimiz almışız “yasaklar listesi”ne.
Gel de eleştirme...
Ama ilişmeyeceğim!
Geçen sezonun yirminci-otuzuncu haftasında olsa tamam...
Zaten rekabet kıyasıya, bir de “Kim büyük ?” lafını ortaya atmanın ateşi benzinle sınamaktan/yarayı tuzla ovmaktan farkı olmadığını yazardım.
Lakin, mücadele ettiği tüm takım ve bireysel sporlarda açık ara şampiyonluklar elde etmiş bir kulübün başkanı, futbolun tatilinde, kendi üyelerine dağıtılan yayın organında, yeni sezon için moralleri tazelemek amacıyla bir durum tespiti yapıyorsa ve bu tespit en azından geçtiğimiz sezon için sapına kadar doğruysa...
Bırakın eleştiriyi, kutlamak lazım.
Sayın Aziz Yıldırım haklısınız.
Umarım Türkiye’nin yanına “ve Avrupa’nın” kelimesini ekleyecek günleri de yaşarsınız.
Sadri Şener ‘bu’ değil!
Kişiliği, esprisi ve hizmetleri ile şimdiden Trabzonspor’un efsane başkanları arasına giren Sadri Şener’in, geçen sezonu “agresif” kapatıp yeni sezona “daha agresif” başlamasına en kestirme teşhisi çiçeği burnunda Federasyon Başkanı Mehmet Ali Aydınlar koydu:
“Camiasının zorlamasıyla” !
Çok doğru.
Çare yok doğru.
Yoksa, yeni federasyonun “Şampiyonu altın final belirlesin” önerisine, hem beğenip hem de “Fenerbahçeli Aydınlar’ın geçen sene mahcubiyetinden kaynaklanıyor” yorumu getirecek biri değil sayın Şener.
Bu kadar ima, bu kadar komplo teorisi, bırakın Sadri Bey’i, Faroz’daki fanatikleri bile aşar. Bu kadar “önyargı” hem insanın hem de kulübün kimyasını bozar.
Kurulmasına ve başkanına destek verdiği Federasyon daha seçilmeden muhalefete geçecek biri de değil sayın Şener, işe başlamamış federasyonu eleştirmek için adeta bahane arayacak biri de.
Hele hele, futbolcularla polemiğe girecek bir başkan hiç değil.
Mecburen doğru teşhis:
“Camianın zorlamasıyla”!..
Zorlama tamam da “eşyanın tabiatına aykırı”... Camia “sert başkan” istedikçe şaşırıyor olmalı. Çünkü “höt zöt” Sadri Şener’e yabancı.
Camiaya gelince... Elbette ağırlık onlarındır. Elbette kulübün yol haritasını onlar çizer. Lakin unutmayalım; “Çoğunluğun istediği olur, ama çoğunluğun istediği her zaman en doğrusu olmaz”.
Sadri Şener’in “zorlandığı” sertlikten Trabzonspor zarar gördüğünde, dönüp Sadri Şener’i suçlamasınlar sakın.
Çünkü Sadri Şener “bu” değil... Ortam bu.