Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Beşiktaş iki ay önce Altay’a öyle koşullar altında yenilmişti ki, rakibin teknik direktörü Mustafa Denizli bile Sergen Yalçın adına mazeret beyan etmişti:
“Futbol hayatımda hiç böyle bir durumla karşılaşmadım”!
Evet… O günlerde Beşiktaş’ın yarısı sakattı, forma sırası “minik kartallara” dayanmıştı, kimse Sergen Hoca’yı sorumlu tutamazdı.
Ben de izahı olmayan durumun mizahını yapmaya çalıştım ve ekranları dolduran “Sergen Yalçın’lı kripto para” reklamlarına sardım!
“Ama… Çok berbat Sergen Hoca oyunları da var gözümüzün önünde”.
Ruhsuz. Tatsız tuzsuz bir oyundu Yalçın’ınki...
Kendini vermeden… Bitsin, paramızı alıp gidelim formatındaydı.
Reklam değil eziyetti.
Sergen Yalçın’ın zekasından ve yeteneklerinden şüphe etmediğim için berbat reklam yıldızlığı altında “subliminal” bir mesaj aramış ve biraz zorlama ile “dijital paranın sorumluluğundan kaçmak” stratejisine bağlamıştım.
Nereden bilebilirdim Sergen Yalçın’ın birkaç hafta sonra Beşiktaş’ın sahadaki berbat oyunundan da sorumluluk almayacağını?
Zaman geçti, reklamın başarısını bilemiyorum ama Beşiktaş’ın ve Hoca’nınki ortada… Gitti geldi Sergen Yalçın… Artık yeniden sorumluluk omuzlarında.
Lakin… “Üç büyük” problem arasında en zor olanı Sergen Yalçın’ınkidir bilesiniz!
Fatih, Terim Galatasaray’ın Avrupa futbolunu Süper Lige adapte ederek, bir iki rötuşla gaza basabilir Trabzonspor gözden kaybolmadan…
Pereira, “cin olmadan yıldız ezmekten” ve Fenerbahçe’ye uymayan üçlü savunmadan vaz geçer, işler düzelebilir… Olmadı, gider. Gelen hoca takımı daha birinci haftadan toparlayabilir.
Peki Sergen Yalçın ne yapacak şimdi? Aynı hoca aynı kadro ile uçan kaçan Beşiktaş, kendisinin de anlayamadığı bir şekilde sönmüş, pörsümüş.
Elle tutulur, gözle görülür bir hata yok ki, ortada… Olsa da Sergen Yalçın “anlayamadığını” ve “sorumluluk almayacağın” itiraf etmiş zaten.
Tam da reklamdaki gibi “saçma” bir soru sormak zamanı ona:
“Hocam Sergen Yalçın olmasaydın da kazanabilir miydin”?