Ne sanıyordunuz yani?.. Aziz Yıldırım yanına bir iki yöneticisi ile bir iki güvendiği Fenerbahçeliyi almış, “Hangi maçta nasıl şike yaparız” diye harıl harıl çalışmış, bir takım insanların kulakları çınlatılmış, günahı alınmış, gıyabında pazarlık yapılmış, adressiz paralar yollamış...
Orada bitmiş iş.
Bıçak gibi kesilmiş.
Hakkında konuşulan futbolcuların haberi bile yok!
O rakiplerin yöneticileri, teknik adamları, meseleyi duyduklarında bir yaşına daha girmiş!
Zaten gönderilen paralar yolda kaybolmuş!
Fenerbahçe’de ise futbolcunun, hocanın, personelin haberi olmamış; kimse kuşku bile duymamış!
Başka kulüplere gelince... Benzeri asla yaşanmamış!..
Böyle mi?
İlahi!
Ne yapsın Alex?
Gizli soruşturmanın elden ele dolaşan sorgu metinlerinde Alex’in bile olaydan haberdar olduğu iddiası ortaya çıktı işte.
Şayet Fenerbahçe’nin “şikecileri” birbirlerini kandırmıyorsa, kendileri söyleyip kendileri inanmıyorsa, Alex de rakip takımlardaki vatandaşlarını ikna edebilmek için katkı yapmış.
Yapmasın mı kaptan!!!
* * *
Bakınız; iki şeyden birine inanmak zorundasınız!..
Birincisi, düzmece deliller, montajlar, senaryolarla tezgahlanmış “Aziz Yıldırım’ı ve Fenerbahçe’yi bitirme” operasyonu ile karşı karşıyayız.
Ki, bu memlekette böyle işler de mümkündür ve yakın geçmişte birçok örneği görülmüş, yazılmış, hayret edilmiş, ama kimlerin neden yaptığı asla araştırılmamıştır.
* * *
İkincisi ise Aziz Yıldırım komutasında çok ciddi bir şike girişiminde bulunulmuş, bazıları sonuca ulaşmış, bazıları akamete uğramış ama son tahlilde Aziz Yıldırım amacına ulaşıp takımı şampiyon yapmıştır.
Ki, bir kurumun en başından başlayan kanunsuz işlerin, o kurumun kilit yerlerindeki profesyoneller tarafından bilinmemesine imkan yoktur. Kurum politikası illegal ise dürüst çalışan insan işleri aksatmasın diye kovulur zaten.
O yüzden Alex’e de hayret etmeyeceksiniz, daha güvendiğiniz insanların belgesi çıkarsa da.
Sadece üç
büyükler mi ?
Şike meselesinde sahip olmanız gereken bir başka “ön kabul” ise “asla tek taraflı şike olmayacağıdır”!..
Yapan varsa, yaptıran var.
Hatta başka yapanlar ve yaptıranlar.
Zaten son dönem Türk Futbolu için ortak algımız “Herkes yapıyor” değil miydi?
Sadece “kimin daha iyi yaptığını” tartışmıyor muyduk?
O zaman Organize Şube’nin, Galatasaray tesislerini ziyaretine hayret etmemek lazım.
Onlar da yapmış olmalı.
Çünkü son dönem futbolun yazılı olmayan anayasası böyleydi.
Şimdi... Futbol Anayasası’nın delik deşik olmasına izin verildiği bir ortam yaratıp, göz yumup, iyi yapanı alkışladığınız bir sürecin sonunda, her takımı nasıl küme düşürüp her adamı nasıl içeri tıkacaksınız?
Tıkmasanız, Aziz Yıldırım’a ve Fenerbahçe’ye yazık değil mi?
Süper Lig “Bank
Asya” olsun...
Bitsin !
Geriye doğru 20 yıl var.
Yani gelecek 20 yıl kimin daha kirli olduğu tartışmasıyla geçecek.
Tartışılacak da ne olacak?.. İki yıl sonra “Yaptım yine yaparım” diyen “kahramanlar” bile çıkacak emin olun.
Çözüm ne mi?
Reçete 1) Genel Af.
Reçete 2) Süper Lig’in adını “Bank Asya” yapın olsun bitsin herkes cezalandırılsın. Bank Asya ikinci Lig olur, aşağı doğru birer rütbe sökülür olur biter.
İtiraz eden didik didik araştırılacak deyin, görün bakın kimin itirazı var!