Sporun kanseri “tribün terörü” için atacak adımı, yapacak işi, söyleyecek sözü olan kim varsa, ya bugün harekete geçsin ya da ölene kadar sussun.
“Gücü olup da yapmıyorsa” Allah’ından bulsun!
“Yetkisi olup kullanmıyorsa” yazıklar olsun.
“Etkisi varsa ve kulağının üstüne yatıyorsa” çeksin gitsin spordan. Mezarlığa bekçi olsun.
***
Darılmaca yok. Bu iş “milli mesele” haline geldi. Hatır gönülü aşar, camiaları katlar, “benim” diyen karizma sahibini iki paralık eder kan çıktığında.
Stratejinin, siyasetin lafı olur mu millette huzur/güven bırakmayan sistematik felaket karşısında.
Engelli basketçilerin kırılan tekerlekli iskemleleri yenilenir, gazla gargara yapmış gırtlaklar temizlenir, yaralar iyileşir, lakin bu memleketin evlatlarını “taraftarlık” üniformasıyla birbirine düşürmek, unutulmayacak kin tohumları ekmek ve gelecek nesilleri de zehirlemek kimin haddine?
Hoş görenin sporda işi ne?
***
Görev kimin?..
Darılmaca yok; en başta Aziz Yıldırım’ın, Ünal Aysal’ın, Fikret Orman’ın, Sadri Şener’in...
İlginçtir, isyan etmeyenler sadece onlar.
Derbi yakında. Sayın Yıldırım yok ortada! Kameramandan top toplayıcı çocuğa kadar herkese ayar veren Aziz Yıldırım, göstere göstere gelen derbi kavgası için tek kelime etmiyor.
İnsan şüpheleniyor:
Acaba “bizim menfaatimize” diye mi düşünüyor. Ama bugün tek “menfaat” milletin menfaatidir. Fenerbahçeliler de o millete dahildir.
***
Sayın Ünal Aysal... Gerekirse taraftarı karşısına alacak açıklamalarla kitlesel çatışmalara set çekmek için uğraşıyor mu acaba?
Ne gezer!.. Manavda çilek seçiyor devamlı.
Bu işler Türkiye’nin uluslararası kapısında “olay çıkaran taraftara” bir yönetici yollayıp, pansuman yaptırmakla bitmiyor.
Hatta tam tersi oluyor holigan açısından... Çok güçlü olduğunu sanıyor. Yanında çaycılık yapamayacağı adamlar sırtını okşayınca havaya giriyor.
Bir de üstüne “Allah razı olsun taraftardan” lafı, kaymaklı ekmek kadayıfı.
***
Fikret Orman dalmış borçlara; sokakta tribünde ne var ne yok bihaber. Engelli maçında rezalete taraf olmak da “Beşiktaşlı duruşuna” dahil midir birader?
Sadri Şener, bir kupa peşine bir işin altına girmiş ki, kendisi kışkırtan durumunda.
Toplantı mı yaparlar, görüntü mü verirler, kiri/pası ayıklamak için emniyetle işbirliğine mi giderler; ne yapacaklarsa bugün, şimdi..
Hadi.
***
Siyasetçiler... Erki elinde tutanlar ve muhalefet denilen demokratik güç ile görevlendirilenler. “Kanun çıkardık işte” ile bitmiyor mesele. O kanunu uygulayacak birimler de sizin emrinizde. Yapmayanı deşifre etmek de sizin göreviniz.
Neredesiniz?
Halk birbirini boğazlar, engelliler gazlanıp futbolun bayramı derbi “Maya Takvimi” ile ilişkilendirilirken yine “Başbakan emrine” ihtiyaç varsa vay halimize!
***
Sözün özü...
Sporun kanseri tribün terörünü görmezden gelen, görevini ihmal eden, her şeye konuşup burada susanların yatacak yeri yoktur ve “değiştirilmeleri” zorunludur.
Hemen... Bugün.