İki yıldır çekmediğimiz kalmadı bu alemde... Sadece Fenerbahçe, Beşiktaş kimliği ile değil, “biz/siz/onlar”; istisnasız tüm futbol camiası...
Önce korktu “Acaba biz de kepçelendik mi” diye herkes! Sonra “yakalanana” vurdukça kendisini temiz hissetti.
Ve en sonunda onlar da sıkıldı, usandı, yıldı şu şike sürecinden.
Çünkü onlar da bu pastanın paydaşları.
Zaman geçti, gündem tekil kaldı:
Futbolumuz batar mı, batmaz mı?..
***
“İdare ettik çok şükür. Zor günleri atlattık!.. Bundan sonrası bir elin parmakları kadar spor adamının kişisel mücadelesi sonuç olarak”...
Derken...
UEFA kalın bir dosyayı masaya fırlattı:
Fenerbahçe’ye iki, Beşiktaş’a bir yıl Avrupa yasak.
“Radara takılanlara” ömür boyu men.
Hani yere düşünce de bitmeyen lümpen kavgası vardır ya: doğrulurken beline inen tekmelerle...
Çektiğimiz aynısı.
***
Yandık.
Korkumuz, “sil baştan” olacak mı?
Bir yanda cezaevi/adliye mitingleri, öte tarafta belden aşağı yumruk makineleri, forma renkleri kadar bölünmüş ve kızgın bir toplum mu bekliyor yine bizi?
Yine nefret mi edeceğiz rakip takımı tutandan. Yine kavga mı edeceğiz?
Yandık(mı) vesselam?
***
Lakin bir umut var bugün, iki sene önce olmayan...
“Taksim Gezi Parkı ruhu”!
Dayanışma, kardeşlik ve sevgi kelimelerine fincan süren bir ruh... Eleştirisi bile esprili olan.
Yardımlaşan, empati yapabilenlerin hiç de az olmadığı, üstelik kanı kaynayan gençlik arasında yoğunlaştığı apaçık ortaya çıkmış bugün.
Ve herkesi kucaklamış.
Bu insanlarla mı forma savaşı yapacağız?
Bu badireyi de böyle atlatacağız belki.
***
Diyeceksiniz ki, “Şike yapanı niye suçlamıyorsun”!..
Yapan; daha önemlisi “yapıp da yakalanan” bedelini öyle ya da böyle ödüyor her zaman.
O defterleri açarsak, statları hapishaneye çevirsek yetmez.
Bir devirdi. Herkes ucundan köşesinden karıştı. Taraftar bile “yapmayanı” yöneticiden saymazdı.
Nasıl bitecekti?..
“Birkaç örnek” yakalandı ve ibret diye cezalandırılacak.
***
Şimdi...
Yapanları korumak kadar saçmadır sadece onların yaptığını iddia etmek ve onların infazı ile “geriye kalanlar temiz” demek.
Cezalandırılanlar gelmiş geçmiş tüm “katakullilerin” diyetini ödeyecek.
Futbol camiası “borçlu” bile sayılır onlara.
Neyse...
UEFA’nın yaptırımları, yani son felaket, uygun zamanda geldi bence.
Daha kolay göğüslenecek.