Gidiyormuş Guti!.. Sürpriz mi? Tam üç ay önce sadece empati ve gözlem metodu ile Beşiktaş’taki “ilk” yıldız kaymasının Guti olacağını yazmıştım.
Yeniden yazmaya gerek yok şimdi.
İşte size üç aylık taze bir yazı:
...................
Guti, “Beşiktaş’ın başağrısı olmak” ile “Beşiktaş’ı uçurmak” arasında bir noktadadır bugün. Açın bakın Guti’nin geldiği günden beri haberlerine...
Yediği tekmeler, sakatlanması ve trafik kazası.
Adı “alkolik”e çıktı neredeyse. Şu ana kadar iyi yönetilemedi.
Bu koşullara, bir de Simao, Almeida ve Fernandes’in Quaresma ile buluşmasını ekleyin. Guti ile empati yapın.
Yıldız olarak geldiği yerde ıssız adam oldu sanki. İkinci değil beşinci planda bugün. Bir futbol starının şişkin egosu daha ne kadar dayanır buna?
Guti bir “eser”se, sanatçısı iyi not alamadı.
* * *
Yine Guti özelinden çözüm arayalım:
Bugünden itibaren Beşiktaş’ı yönetenlerin özel bir “Guti Programı” icat etmesi gerekmektedir futbol ve futbolcu yönetme sanatı adına...
Çünkü bizim futbol algılamamız başkadır!
Beşiktaş’ta bir yıldız bile ıskartaya çıkarsa (ki, muhtemel aday Guti’dir) ülkemizdeki “kanaat önderleri” adındaki kıyma makinesi şehvetle çalışmaya başlayacaktır.
Malum; o yıldızlarla birlikte, o yıldızları “kesecek” bıçaklar da şöhret olacaktır. Düşünsenize; Almeida’ya “Bu adam futbolcuysa ben ne olayım” diyebilmenin kudret aynasındaki yansımasını.
“Guti yaşlı”, “Quresma şişman” falan...
Mesela ben olsam, bugün itibarıyla “kanaat önderlerimizden” görüş isterim beş yıldız için... Kim futbolcu, kim değil, bugün söylesinler.
Veya benim akıl edemediğim başka önlemler...
Beşiktaş’ı yönetenler, futbola hiç denenmemiş bir kapasite getirdilerse, hiç denenmemiş yol ve yöntemler de yaratmak zorunda... Ki, buna sanat diyoruz.
Sonra tribünler... Yine yer kalmadı, onu da başka bir yazıya bırakıyoruz.
Kaç oyum var?
Pekçok dostum var bu genel seçimlerde parlamentoda yemin etmeye niyetli. Lakin iki tanesi beni ters yüz etti!
Vedat Bayram... Efsane il spor müdürü ve Türkiye’de dokuz senedir değişen siyaset rüzgarının mağduru.
“MHP’ye oy verir misin” diye sordu.
-Niye hiç vermedim ki...
“Ama ben milletvekili adayıyım ve spora ağırlığımı koyacağım”.
Vedat Bayram benim “Şu Gençlik ve Spor Teşkilatı’nda bir delikanlı yok mu” yazım yüzünden bürokrat kariyerini bitirmiş seneler süren bir sürgüne mahkum etmişti kendini.
Ne yapıcaz şimdi?
Sonra Musa Kocaman.
Hiperaktif bir belediyecidir, durmaz, durdurmaz, bitmez, tükenmez. Boş vakitlerinde apartıman bahçelerine saha yapma planları gibi ütopyaları hiç bırakmaz.
Musa Kocaman CHP’den aday. Benim oyuma talip.
Ve bağımsızından İşçi Partisine kadar düzinelerce kefil olacağım adam.
Yahu benim kaç oyum var?
Sizlere emanet ediyorum kendilerini.