Gittikçe daha çok inanmaya başladım III. Dünya Savaşı’nın futboldan çıkacağına!..
Baksanıza, alt tarafı bir futbolcu kırmızı kart gördü; milyonları peşinde sürükleyen kulüpler birbirine girdi.
Emniyet’in biber gazı stokları “full” olmasa, Kuzey Batı’da düşük yoğunluklu bir iç harp işten bile değildi.
Ya uluslararası boyut?
Portekiz neredeyse “nota” verecekti. Aynı şekilde yanıt aldı.
Büyük bir ihtimalle Portekiz Büyükelçimiz bavulunu hazırlamıştı.
Patriot ithalatımız tehlikeye girebilirdi.
Hakem, gözlemci, temsilci, Ceza Kurulu, Tahkim Kurulu falan ne ki?..
Seferberlik zayiatı!..
Uçuyoruz yine.
Altımızda “tükürükten teyyare”!
***
Bitmedi.
Bundan sonra Meireles’in cezasını yorumlayacak her vatandaşı bekleyen tehlikeleri sayayım size:
“Dört maç makuldür” diyenler, birinci sınıf Fenerbahçe yalakası... Nasıl yalakalıksa? Fenerbahçeyi memnun etmek için “İki maç yeterdi” demek lazım aslında.
Galatasaray’a göre 12 maçın altında bir rakam telaffuz edenlerin hepsi “vatan haini”. Tahkim “şer odağı”!
Trabzonspor ayrı hikaye...
Kulüp başkanının onayını alabilmek için “Meireles’in dövmeli derisini yüzmekten” bahsetmeniz lazım.
***
İşin kötü tarafı, “Ceza kurulu çakar, Tahkim Kurulu bozar” durumunun Fenerbahçe’nin “komplo teorilerini” güçlendirmesi.
Ne diyordu Fenerbahçe?
“Hakemin, gözlemcinin, temsilcinin raporlarını değiştiriyor birileri”.
Yani, ortada bir “Derin Federasyon” mevcut!
“Fenerbahçe Başkanı’nın şahsında Fenerbahçe’nin sisteme tavrını ve direnmesini beğenmiyor, ezilip itaat etmesi için hiçbir fırsatı kaçırmıyor bu derin yapı”!
Olabilir mi?
Genel Kurmay Başkanı’ndan terör örgütü başkanı yaratan Türkiye burası, hiçbir şey imkansız ve sürpriz değil.
***
İşin sportif(!) yönüne gelince...
Meireles’in “indirilen” cezasına itiraz edenler ki, en başta Galatasaray; “tükürüğü” ispat etmek zorunda.
Artık yeni kayıtlar mı bulurlar, Özkahya’nın suratında örnek arayıp, DNA testi mi yaptırırlar her neyse, tükürüğü kanıtlayıp tezlerini ispatlayacaklar.
İlk ve en önemli sportif işleri budur. Devler Ligi, Süper Lig falan hava. Tüm güçlerini buraya aktarsınlar.
Özkahya hakemliği bıraksın “Lama Çiftliği” kursun. Hem para kazanır hem de tükürük nasıl olur öğrenir. Malum, lamalar “tartışmasız” tükürür.
Futbol Federasyonu derhal bir “Tükürük Kurulu” kursun. Benzer vakalara bu kurul karar versin. Ve bir de “El İşaretleri Kurulu”...
Ve son olarak, maçlar artık seyircisiz oynansın. Mümkünse Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi sahasında...
Yeter ya.