Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, yeniden adaylığını açıklarken üç “kritik” söz verdi.
Bir..... “Köklü bir revizyona girilecek, savaşan Fenerbahçe ruhu geri gelecek”miş...
Ki, olabilir. Bunu yapmak niyeti ve parası olanların elindedir.
İki... “Fenerbahçe bundan sonra Şampiyonlar Ligi’nden uzak kalmayacak”mış...
Bu da mümkündür. En azından güzel bir temenni ve hedeftir.
Ve üç... Süper Lig’de üç yıl üst üste şampiyon olacakmış Fenerbahçe!
Eyvah!..
Bu ne acele?.. Bu ne bol kese?
“Normal” bir ligde istersen “33 yıl şampiyon olacağız” de; aklı başında insanlar güler geçer, akıllı olanlar sesini çıkarmadan kenarda durup daha az akıllı olanların “motive” olmasını izler.
Ama bizde...
Bizde bir tür savaş ilanıdır bu cümle. Sözü veren, sözünü tutmak için “her şeyi” yapacak şeklinde algılanır. Öküzün altında buzağı arayanlara “öküz cenneti” yaratmaktır.
Doğrudur, yanlıştır. Ama biz böyleyiz.
En iyi bilenlerin başında da sayın Aziz Yıldırım vardır.
Bakın, bir halterci şampiyonluk sözü verebilir. Tartar antrenmanda kaldırdığı ağırlığı, bakar rakiplerinin derecelerine, kendisininki üç beş kilo fazlaysa “Söz” der “Kesin şampiyonum”... Bir atlet kronometreyi görüp önceden söz verebilir. Ama bir futbol takımının şampiyonluk sözü hem de üç yıl üst üste ne kadar gerçekçidir?
Daha takım yok ortada.
Barcelona’yı olduğu gibi alamayacağına göre...
Bu “söz” iki şeye gebe:
Birincisi “olağanüstü genel kurul”... İkincisi “şaibe”!
Evet... Sayın Yıldırım’ın henüz hocası, santrforu, kalecisi, liberosu, kanatları belli olmayan “müstakbel” takımı yarın kurulsa ve beklendiği gibi “uyum sağlamakta/ kişiliğini bulmakta” birkaç ay zorlansa bile sözünün altında kalacaktır sayın Başkan.
Kimse üç sene beklemez. Bu sözün vadesi altı aydır.
Tam tersini düşünelim. Mesela, üçüncü sezonun sonunda üçüncü şampiyonluğuna yürüyor Fenerbahçe... Sormazlar mı “Nereden biliyordun” diye? Sormadılar mı?
Bırakın üç sezonu, seneyi bir “hediye” penaltı ile açarsa Fenerbahçe, seyredin gümbürtüyü! Ayyuka çıkmaz mı “Maçların sadece sahada kazanılmadığını öğrendim diyen başkan sözünü tutmak için operasyonu girişti” dedikoduları?
“Ceketini koysa seçilir” denilen bir genel kurul için kendini, Fenerbahçe’yi, futbolu bu kadar riske atmaya değer miydi?
Her durumda Fenerbahçe ve futbolumuzu “rahatsız” yıllar bekliyor artık.
DİP NOT: Gazeteciler dünyasında sayın Aziz Yıldırım’ın basın toplantısına davet edilmenin bir “statü” göstergesi haline geldiği ve davet edilmeyenlerin “kızgınlık”,”kırgınlık” hatta “haset” duygularıyla yazıp çizdiği varsayıldığı için -eksik olmasınlar- ben de davetlilerden biri olduğumu ancak basın toplantısına katılamadığımı ve bu yazıyı duygu değil mantık tetiklemesiyle yazdığımı mesleğim adına hicap duyarak belirtiyorum.