16.10.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:
Ülkemizde FIFA listeleri ne yazık ki, yöneticilerin egolarını tatmin etme yeri. Listeyi oluşturmakla görevli olan merkez hakem kurullarının devre dışı bırakıldıkları, kulüp başkanları ile federasyon başkanı ve yönetim kurulu üyelerinin gövde gösterisi yaparak hakemler üzerinde baskılarını hissettirdikleri en önemli olay.Hiçbir Avrupa ülkesinde listeler bu kadar değişikliğe uğramaz. Oralarda öncelik istikrardır. Her sene farklı isimler bildirilirse, ülkemizdeki Hakemlerin üst düzey görev almalarına ve Top Class listelere girme imkânı yoktur.Levent Bıçakçı federasyonu görevdeyken uluslararası hakem seminerine gelen UEFA Hakem Komitesi Başkanı Alman Volker Roth bu durumun kendilerini de rahatsız ettiğini açıklayarak Türk Hakemlerini üst listelere almakta tereddüt geçirdiklerini, Şenes Erzik'in de bulunduğu ortamda açıklamıştı.FIFA listelerini belirlemek, merkez hakem kurullarının görevi olmasına rağmen YETKİSİNDE değil. Federasyon Başkanı kimi istiyorsa o isimler listeye alınıyor. Geçmiş yıllarda birçok örneğine tanık olduğumuz olayın bu yıl tekrarını yaşadık. Sonra da bu hak edilmeden takılan kokartların diyeti ödetiliyor.Olan bu işi doğru yapmaya çalışan hakemlere oluyor. Ancak bu bozuk düzende onların da ödün vermeden bu listede kalmaları çok zor ! Haluk Ulusoy'un, Futbol Federasyonu Başkanı seçilmesinden itibaren devam eden FIFA listesi kıyımı devam ediyor. Bu yıl da, geçen yıl listeye tekrar dahil edilirken en başta zamanın MHK Başkanı Mustafa Çulcu tarafından yıpratılan Kuddusi Müftüoğlu ile listeye girdiğinden beri bir türlü UEFA tarafından değerlendirilmeyen İsmet Arzuman dışarıda kaldı. Hakem ve gözlemcilerin haklarını korumakla görevli olan Türkiye Faal Futbol Hakemleri ve Gözlemcileri Derneğinin internet sitesinde, RTÜK Başkanı'nın 6 Pas programına bağlanarak programı ve Ahmet Çakar'ı eleştirmesi büyük puntolarla verilmiş. Yapılan yazılı açıklama ile de "Sabrın tükendiği an" diyerek eleştirilere ve eleştirenlere; kantarın topuzunun kaçtığı belirtilerek herkesi somut delillerle toplum önünde hesaplaşmaya çağırıyorlar.Baktığımız zaman işte sorumluluk sahibi olanların yapması gereken davranış biçimi diyebiliriz. Ancak bu duyarlılıklarını,- Tepecik-Pendik müsabakası sonucu maçın hakemlerinin TEM otoyolunda Mahmutbey gişelerinde uğradıkları saldırıda, - Bülent Demirlek tarafından tatil edilen müsabaka için tekrar kararı çıkınca, - BJK Menajeri Sinan Engin, hakemler için mafya benzetmesi yaptığında, - Kulüp başkanları tarafından hakemler çetecilikle suçlandığında, - Hakemler yüzünden diyet ödediklerini söyleyenlere karşı, neden göstermiyorlar? İşte yaşanan olaylar. Hala delil mi istiyorsunuz ? Bunların hepsini 8 hafta içinde yaşamadık mı?Haklı çıkmaya çalışmayın ! Haklı kalmaya çalışın! TFFHGD'nin tepkisi Gonzalez'in kartlarına dikkat! 17 Ekim Çarşamba günü Yunanistan ile oynayacağımız 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası elemelerindeki kritik maçımıza İspanyol Manuel Enrigue Mejuto Gonzalez atandı.42 yaşındaki İspanyol hakem 8 yıldır FIFA kokartı takıyor. İspanya'nın son dönemlerdeki en başarılı hakemi. 2005 yılında İstanbul'da oynanan Liverpool - Milan arasında oynanan Şampiyonlar Ligi müsabakasını da yönetmişti.FIFA ve UEFA'nın en önemli müsabakalarda görev verdiği Gonzalez, çok koşar, pozisyonları yakından izler. Kolay kart gösterir. Bilhassa verdiği kararlara karşı yapılan itirazlara taviz vermez. Oyuncularımızın bu önemli müsabakada takımımızı eksik bırakmamaları için bu konuya özen göstermeleri gerekir. Hilmi Ok sobelendi Merkez Hakem Kurulu Başkanı Hilmi Ok, ayın altın adamı seçiminde basına yakalandı. Hakkında çıkan saklandı eleştirilerine karşı "Hiç kimseye taviz vermem. Namusuma da leke sürdürmem. Konuşmadım diye de Hilmi Ok saklandı diye yazılmaz, niye saklanayım. Her basın kuruluşuna eşit mesafede durmak istiyorum, Maçlar 2 aydır var. 3. ayı bekliyordum. Tek tek cevap vermedim. Verseydim, başka konuşmalar olacaktı. Beni mazur görün!" diyerek hakemliğimizin neden bu hallere düştüğünü kamuoyuna göstermiş oldu.Hayır? Hakem camiasındaki hiç kimse sizi mazur görmez. Kimse namusunuza laf söylemiyor ki. Yine yıllardır yaptığınızın aynısını yaparak herkesi kandıracağınızı zannediyorsunuz. Sezon başı belki de bir ilk yaşanarak hakem tarafından iptal edilen müsabaka için tekrar kararı çıktı. Kaybedilen her müsabakadan sonra kulüp yöneticileri, teknik kadrosu, oyuncuları hakemleri suçladılar. İş o kadar çığırından çıktı ki, hakemler mafya olmakla, diyet borcunu tahsil etmekle suçlandı. FIFA listesi yine MHK dışında yapıldı. Hakem atamalarına bakınca manipülasyon hissi uyandıran tayinler yapılmaya başladı. Bu olaylar ortada iken ortalarda görünmeyip, herhangi bir açıklama yapmamak, hakemlerin arkasında durduğunu hissettirmemek bir kenara 3. ayı bekliyorum bitince hepsine cevap vereceğim mantığı ile yönetilen Türk hakemliğinden daha fazla bir şey beklemek hayalcilik olur. FIFA'nın istekleri doğrultusunda 3813 sayılı yasada yapılması istenen değişikliklerin arasına taban birliklerini oluşturan birimlerin federasyon seçimi için kullandıkları oy oranlarını da eklemek gerekir. Taban birliklerini oluşturan; antrenörler, futbolcular, amatörler, hakemler ve Futbol Adamları Derneği temsilcilerinin kullandıkları oylarla, seçimlerde söz sahibi oldukları ortada. Seçimi kazanan federasyon başkanının, kendi lehine oy kullananları, federasyonun çeşitli birimlerinde ve de kurullarında MAAŞLI olarak görevlendirdiğini de biliyoruz. Yeni yapılanmada delege sistemi komple değişmeli. Derneklere sadece başkan seviyesinde temsil hakkı tanınmalı. Diğer delegeler kulüpler nezdinde belirlenmeli.Seçimi kim kazanırsa kazansın oy kullanan delegelerin kurullarda ve de maaşlı olarak federasyonun herhangi bir biriminde görev yapmasına engel olunmalı. O zaman delegelerin kendilerini mi yoksa temsil ettikleri kurumları ve Türk futbolunu mu, düşündüklerini görebiliriz. mtokat@milliyet.com.tr Taban birliklerine oy hakkı kalkmalı