SkorerGalatasaray nelere gebe?

Galatasaray nelere gebe?

07.10.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

Galatasaray nelere gebe

Bazı Galatasaray gönüllüleri "Taraftarım Olur Musun" programı gibi objektiflere oynuyorlar da yönetim farklı mı sanki. Başkan Özhan Canaydın, kendisinin yerine "odun" teklif eden Fatih Altaylı'nın programına konuk olarak ne demek istedi acaba?Herhalde hak vermedi. O zaman?.. Tam bir teslimiyet. Ben ettim sen etme tarzı. Bu kadar üstüme gelme ricası...Aklıma başka bir olasılık gelmiyor. Varsa, sayın Canaydın açıklasın. Ama asla sayın Altaylı ile arasındaki "Galatasaraylılık ruhu"na bağlamasın bu "Teketek" muhabbeti. Sayın Altaylı sayın Başkan'la aralarında "ruh kontağı" olduğunu düşünse "odun" benzetmesini kullanır mıydı?Parasızlığı, pulsuzluğu anlarım... Lakin bir Başkan'ın teslimiyetine, bir asbaşkanın küfürlerine, hele bir teknik direktörün çıkıp "Aman başkana sahip çıkın" tavsiyesine anlam vermek mümkün değil. Kulüp başkanlığı, yöneticiliği hanedan meselesi değil ki... Bırakıverirsin gücün ve sinirlerin yetmiyorsa.Hele olay teknik direktörün koltuk çıkmasına kadar varmışsa; vay haline Galatasaray'ın. Galatasaray uzunca süredir "takıma rağmen" yönetenlerin kulübüydü, artık yönetime rağmen oynayan bir takım olarak anılacak galiba. Kulübün bu yumuşak karnına nasıl dayanacak kıymetli provakatörlerimiz. Kaşıyacaklar mecburen. Önde gelen konu yılların mevzuu:"Mektepli, mektepsiz tartışması".Her türlü bölücülük için hazır bir malzeme. Bir tarafta Güney Afrika Cumhuriyeti'nin eşitsizliğini şiar edinmiş "elit"ler... Diğer tarafta gücünün farkına varan kalabalıklar. Galatasaray'da bundan sonraki seçimlerin ana konusu bu. Çünkü mevcut yönetim, sadece klasik yönetici hataları yapmadılar. Yıllardır sürüp gelen bir hesaplaşmanın önünü de açtılar koşullar gereği. Bana inanmıyorsanız sorun liseye gitmemiş bir Galatasaray taraftarına... Sorun da anlatsın size bütün başlarına gelenlerin liseli elitistlerin kulübü oyuncak olarak kabul etmelerinden kaynaklandığını. Bana anlattılar. Belki abarttılar. Belki de haklıydılar. Ama çok kızgın olduklarını söyleyebilirim. Dünkü Ters Köşe'de Galatasaray taraftarlarına dokunduk... Sıra yönetimde... Çalımbay'ın "zırt" dediği yer Sayın Rıza Çalımbay'ın, yapılan eleştiriler yüzünden maçlara baskı altında çıktığı, futbolcuların da bundan etkilendiği şeklindeki tespiti gerçek bir komedi.Diyor ki Çalımbay; benim hoca olmamı hazmedemeyenler var. Negatif bir atmosfer oluşturuyorlar. Ben de etkileniyorum takım da etkileniyor. Doğrudur, yanlıştır...Ama en baştan bu tespitin yapılması ve yapan yanlış zaten. Yeryüzünde bunu en son söylemesi gereken kimdir diye sorsanız, "Rıza Çalımbay'dır" derim ben. Futbol gibi halka açık bir sportif eylem, üstelik bacasız sanayi haline gelmişken, sokaktaki adamın gündeminde ilk sırayı alırken eleştiriden doğal ne olabilir? Bence teknik direktörlerin Nobel kazanmış bir fizikçiden fazla kazanmasının altında yatan bu gerçektir.Ne kadar ilgi o kadar para.Ne kadar ilgi o kadar eleştiri!Peki ne diyor Rıza Hoca? "Eleştiriler beni etkiliyor".Bu durumda ya Beşiktaş Yönetimi yanlış bir seçim yapmıştır (Yanlış anlaşılmasın, Çalımbay'ın futbol bilgisi, yeteneği eksik olduğu için değil; eleştirilere direnç katsayısı düşük olduğu için)... Ya da sayın Çalımbay düşünmeden konuşmaktadır.Bence ikinci şık geçerlidir. Beşiktaş gibi bir takıma hoca oluyorsan eleştirilere katlanacaksın. En azından futbolla haşır neşir olan vatandaşların üçte ikisi hoşlanmayacak senden. İşler kötü giderken üçte üç... Altın oyulacak, her adımın sorgulanacak, kıyafetine bile karışacaklar. "Ben etkileniyorum, takım da etkileniyor" ne demek... Granit blok gibi duracaksın.Böyle bir tespiti sen yapamazsın Hoca'm. Madem sırası geldi, Rıza Çalımbay gibi birçok futbol adamının aynı yanılgıya neden düştüğünü de yazayım:Tek sebebi var; kulüplerdeki "oto dolduruş"!..Her kulüpte "her şey bu kulüp için" lafını öyle sıklıkta duyabilirsiniz ki, insanların boş vakitlerinde Avrupa Birliği, bölücülük, gelir adaletsizliği gibi sorunlara nasıl kafa patlattığına hayret edersiniz. Kulüp söylemlerine göre Dünya'daki en önemli mesele o kulübün bekasıdır. Hele o kulübe gönül veren herkes, işi gücü bırakıp kulübü için çalışmalıdır. Kulübü rencide edecek veya zaafa uğratacak bir cümle "ihanet" ile eşdeğerdir. Bu koşullanmaya serinkanlılıkla bakan insanlar olduğu gibi, sonuna kadar inananlar da yer almaktadır futbol dünyamızda. İnananlar arasında profesyoneller de varsa; işte o zaman "zırt" demektedir zurna!..Kardeşim, kulübün her şeye layıksa, sen niye para alıyorsun diye sormazlar mı insana?Ölçüyü kaçırmayacaksın. Tıpkı ticaret gibi futbolun da kendi içinde kuralları, kâr edenleri zarara girenleri, cinleri, safları var. Önemli olan bulunduğun yer ile sahip olduğun fikirleri örtüştürmek ve mantık dışı taleplere girmemek. "Oto dolduruş" Şeref Eroğlu'nun çocukluğunu bilirim, Ahmet Ayık benim çocukluğumu bilir. Aralarında bir nesil olan bu iki şampiyonun güreşten başka ne ortak yönü olabilir ki, kozlarını paylaşma sürecine girmişlerdir?..Eğri oturup doğru konuşalım, taş atan küçük şampiyon... Kendini savunan büyük...Faal bir güreşçinin federasyon başkanlığına kadar yarım asırdır güreşe hizmeti olmuş bir ustasına dil uzatması affedilir şey değildir. Özür dilemelidir. Hem Ahmet Ayık ağabeyinden, hem de kamuoyundan. Bir an önce... Hemen... "Rezaletin şampiyonu" ilan edilmeden...Gelelim bu rezaletin hayat bulmasını sağlayan labaratuvar ortamına...Her geçen gün dopingden şikeye kadar alt yapıyı hazırlayan atmosferden bu sonucun çıkması önlenemezdi zaten. Her camiada olduğu gibi kızgın insanların gemileri yakmasını önleyen "otorite", artık tarih olduğu için asi kişiliği ile Şeref Eroğlu güreşin "zayıf halkası" oldu. Ne zamandan beri yok bu otorite?..Spor yöneticiliğinde "liyakat" unsuru bir kenara atıldığından beri.Kim attı?Federasyon seçimlerinde aktif rol üstlenen kamu görevlilerine sorun. Asıl sorun, ne kadar süreceği... Görünen o ki, ne şike ne doping ne de rezalet, spor yöneticiliğinde "ahbap çavuş" ilişkilerine halel getiremiyor. Kimse yerinden kıpırdamıyor. Sadece laf...O zaman sporcular da lafa giriyor işte. Rezaletin şampiyonu olmadan Geçen hafta bu sütunlarda Federasyon'un Anadolu çıkarmasından bahsederken bir isim hatası oldu ve Remzi Dayan yerine Aydın Gözüaçık yazıldı. Bu iki spor adamı Diyarbakır Amatör Kulüpler Federasyonu'nun halef-selef başkanıydı ve şu anda Diyarbakırspor yönetiminde yer alan, yeni başkan Remzi Dayan'dı. Özür diler düzeltirim. eguven@milliyet.com.tr Düzeltme

KEŞFETYENİ
Survivor yarışmacıları birbirine girdi! 'Sende karakter yok'
Survivor yarışmacıları birbirine girdi! 'Sende karakter yok'

Cadde | 04.06.2025 - 11:06

Canlı yayında açıklamalarda bulunan İsmail'e Asena'dan jet hızında yanıt geldi.

Yazarlar