31.01.2017 - 07:08 | Son Güncellenme:
Acaba şaka mı yapıyorlar, yoksa ortada ciddi bir özveri öyküsü mü var? Atiba’dan söz ediyorum. Beşiktaş’ın kurulu düzeninde - bence - en önemli adam o. Bir çadırın direği gibi... O kırılırsa Beşiktaş ciddi anlamda sarsılır. Hafta sonu hep Atiba ile yatıp Atiba ile kalktı kamuoyu... Sakatlığının ciddiyeti, “Oynayamayacak” diye açıklandı. Ama dün bir baktık, sahada. Beşiktaşlılar ilk onu görünce rahatladı. Atiba varsa, gerisi kolaydı!Vodafone Arena’daki maç yine bir yerden tedirgin ediyordu Beşiktaşlıları... Aykut Kocaman’ın her takım için zor rakip olarak bilinen Konyaspor’u arızasız, cezasız tam kadro gelmişti. Üstelik çift santrforlu bir oyun düzeniyle.Beşiktaş çok ciddi hamlelerle başladı maça. Taraftar gülüyordu ama, onların şakası yoktu. Quaresma’nın sağdan atakları ve ortalarıyla bildiğimiz oyuna bu defa Babel’in soldan yaptıkları da katılmıştı. Öyle ki bir ara Quaresma’nın sağdan en soldaki Babel’i gördüğünü gördük. Oyunun yönü de değişmişti, Konyaspor’un savunma önlemleri eksik kalıyordu. 9’da Babel’in golü böyle bir işbirliğinden geldi. Sonra bir üçleme... Atiba... Quaresma’ya uzun bir top attı. O da baskının son adamı Oğuzhan’ı gördü. Klas bir vuruş... Güzel bir gol.Beşiktaş devre sonuna doğru Konyaspor’un uzun toplarla golü bulma çabalarına izin verdi biraz. O nedenle 45+1’de Skubiç’in ceza alanına ortaladığı topu sol koluyla kesen, hızını kesip yumuşatan Tosiç’in racona uymayan hareketine penaltı verilmesi gerekiyordu. Bu arada Cenk Tosun’un sıkı markajda yere düşmesi de penaltı değil. Rakibi, ilk hamleyi topa yapıyor. Tolgay’a Ali Turan’ın müdahalesi de penaltı. Beşiktaşlı futbolcu kaleciden dönen şutunu tamamlamak üzere iken düşürülüyor.İkinci yarıda sahneye çıkan golcü Cenk Tosun’du. Önce Babel’in pasına muhteşem bir dönüşle plaseyi vurdu. Sonra da Quaresma’nın postasını kaleye havale etti. Penaltıyla “üçleme”yi yaptı.Beşiktaş’ın oyununda coşku, enerji, ciddiyet ve yardımlaşma belirgin biçimde öne çıkmaya başladı. Quaresma, Babel, Talisca, Oğuzhan, Cenk ve ille de Atiba bu oyunun aktörleri. Tosiç’in kendi kalesine attığı gol de kimsenin neşesini bozmuyor.Dahası, kulübeden gelenler (Tolgay, Gökhan İnler, Mitroviç) nöbeti devralıp gösteriyi sürdürüyorlar. Bereketli bir sonuç bu... 1903’de kurulan kulübün adını anımsayalım: Beşiktaş - Bereket Jimnastik Kulübü!..
1- Beşiktaş’ın rakipleri için, Vodafone Arena stresi gerçeği, artık kesinlikle ortaya çıktı...2- Beşiktaş taraftarı, ‘pazartesi sendromu’ denilen sıkıntıyı, hem de buz gibi havada, takmamıştı bile...3- Arena, ilk 15 dakika, rakipler için, gerilim filmlerinde sizi terleten sahneler vardır ya, aynen öyle oldu...4- Bayern Münih’in, kendi evinde oynadığı çoğu maçta, rakibi sarsan, yakasına yapışıp, köşeye sıkıştıran futbolunu, 15 dakikada Beşiktaş oynadı...5- Rıfat Ilgaz’ın Hababam Sınıfı’ndaki Mahmut Hoca’nın, günümüzdeki uyarlaması olan Şenol Güneş’in oynattığı futboldan, sahadaki öğrencileri büyük zevk alıyor, bu belli...6- Ama, Beşiktaş bazen oyunda duruyor... Bu meseleyi Mahmut Hoca’nın, pardon, Şenol Güneş’in çözmesi lazım!7- Babel transfer edildiğinde, bükülen dudakları hatırladım... Ama şunu biliyordum, uluslararası tecrübesi büyük olan Babel, kanatta rahat oynar... Santrfor mevkisinde görev versen, çok faydalı olur...8- Beşiktaş’ın attığı gollerde iki isim aklıma geldi.. Usta işi gollerdi; çünkü hemen yazayım; Oğuzhan: İniesta gibi sakin, bıraktı... Çok şık bir dokunuş... Cenk Tosun: Dönerek vurduğu şut, tam bir Romario golüydü...9- Q7, son Avrupa şampiyonu Portekiz’in oyuncusu olarak sahne aldığında, onu durdurabilecek savunma göremiyorum... Tosic, hırslı, çabuk ama, maalesef saatli bomba...10- Şu anda ligimizde, Talisca tarzında başka oyuncu yok... Bizim ligin çok üstünde... Onun için, bonservis fiyatı 23 milyon Euro...11- Aykut Kocaman’ın takımı Atiker Konyaspor, oyunu hiç çirkinleştirmedi... Dün akşam İstanbul’da fırtına vardı ve Aykut Kocaman buna bir şey yapamazdı...
Geçen haftaki Alanya-Beşiktaş maçının ardından yazdığım yazıyı kopyala/yapıştır yapsak dünkü Konya maçını büyük ölçüde anlatırdı. Beşiktaş o kadar kararlı, etkili ve güçlü başladı ki maça, Konyaspor ilk 15 dakika adeta nefes dahi alamadı. 1-0 olan 9. dakikada 5’inci gol girişimi ağlarla buluştu. İlk günden beri ısrarla vurguluyorum. Babel harika bir transfer ve takımın hücum bütünlüğünü tamamlayacak tüm niteliklere sahip. Her şeyden önce golcü bir kanat oyuncusu ve dün bir gol bir asist ile oynadı. Arka direk koşularıyla böyle gollerden çok atar. Cenk Tosun, saf gol becerilerine ve sezgilerine sahip bir oyuncu ve özellikle dün kendisinin ilk golü 1’nci sınıf idi. “Beşiktaş’ın golcüye falan ihtiyacı yok! Ben buradayım” dedi. Aboubakar’ın yokluğunda neredeyse gol krallığını ilan etme fırsatı buldu. Quaresma 2 asist ile yıldızlaştı. Ancak bazı pozisyonlarda biraz daha ciddiyetli davransa dünkü maçı 4 asist 2 gol ile rahatlıkla tamamlayabilirdi. Atiba ve Oğuzhan hemen hemen kusursuz bir futbol ortaya koydular. Adriano ve Gökhan çok olgun ve etkiliydiler. POZİSYON DAHİ VERMEDİTalisca gününde değildi, yerine giren Tolgay ile Beşiktaş yeniden vites yükseltti. İngilizce’de bir söz vardır. “Too good to be true” diye.. Gerçek olmak için fazla iyi anlamına gelir. İşte dünkü Beşiktaş öyleydi. Zayıf bir rakibe karşı farklı kazansa bu ifadeleri kullanmak için çok daha seçici olurdum. Yediği golde bile rakibine pozisyon vermedi. Şunu da vurgulamak lazım Konya ligin güçlü ve organize ekiplerinden biri. Ve siyah-beyazlılar böyle bir takımı adeta sürklase etti.
Belli ki liderlik Beşiktaş’a müthiş yaramış, özgüven duygusu tavan yapmış... Eee futbol böyle bir oyundur... Özgüven ve kazanma duygusunu üst seviyeye çıkardığınız anda, rakip kim olursa olsun, farketmez, sonuca rahat gidersiniz...Tıpkı Kartal gibi... Konyaspor asla hafife alınacak bir ekip değil, ne var ki, eski gücünde olduğunu söylemek çok zor... Dememiz o ki, rakibin böylesi handikapını Beşiktaş ilk yarıda iyi kullandı. Maça müthiş tempolu ve de baskılı başlayan Kartal, özellikle Talisca’nın top kayıplarına karşın, güzel futbolunu bu yarıda iki golle taçlandırdı. Golün biri Babel’den diğeri Oğuzhan’dan geldi... Yani ikisinin de bölgeleri ve görevleri farklı olmasına karşın Cenk Tosun, o maçı boş geçse de farketmiyor, birileri çıkıp, sonucu belirliyor... Acaba anlatabildik mi?Bir kez daha gördük ki, yeni transfer Babel’in Kartal’a büyük katkılar sağlayacağıdır. Hele hele uzun ve adrese teslim pasları müthiş, adam eksiltmeleri artısı, goller atması ise kumaşının iyi olduğunun en büyük kanıtıdır. Kaptan Oğuzhan da uzun bir aradan sonra golle tanıştı, özgüven duygusunu bir tık yukarı taşıdı, alkışı da hak etti.İkinci yarıda da değişen bir şey yoktu Konya adına. Maç süresince direniş gösteremediler, fark yiyerek maçı noktadılar. Farkın yaratıcıları Babel ve Quaresma’dır dünkü maçta. Gökhan Gönül’ü de unutursak ayıp ederiz, müthiş bir performans ortaya koydu. Babel’in Cenk Tosun’a yaptığı asistte bakın. Soldan yaklaşık kırk metre topla indi, Cenk Tosun’u gördü. Arkası dönük, düzeltti, döndü çatalı gördü, farkı üçe çıkardı, kalitesini bir daha ortaya koydu. Durmadı bu kez Quaresma’nın asistini de gole çevirerek, krallık yarışında arayı giderek açıyor, golcü futbolcu hat-trick yaparak, kalitesini bir kez daha konuşturdu, helal olsun ona.Marcelo-Tosiç görüyoruz ki ayrılmaz ve de alternatifleri olmayan iyi bir ikili olmuşlar... Rakip bindirmelerde adam paylaşımları harika, eee bir de onlardan zaman zaman doğan boşlukları kapatan Gökhan Gönül var, daha ne olsun? Tosiç’in kendi kalesine gol atması, (ki sakarlığı var) kalitesini asla düşürmez, iş kazasıdır.Kartal hız kesmedi, hep rakip kaleye yüklendi. 83’de Tolgay topu söktü, Ali Turan’dan kurtulamadı, hakem penaltı noktasını gösterdi. Doğru da yaptı, Cenk Tosun şık bir vuruşla gole çevirdi.Evet, Kartal zirveyi sevdi, valla bu gidişle pek de kaptırmaya niyeti yok. Niye mi, iyi futbol oynuyorlar, tam bir takım olmuşlar, yani görünen köy kılavuz istemez!
Kartal, Başakşehir’e 1 günlük emaneten verdiği liderliği dün Süper Lig’in iyi takımlarından Konyaspor’u farklı yenerek geri aldı. Hem de şiir gibi futbol oynayarak. Oynanan futbol, atılan goller, asistler harikaydı. Futbolcular sahada taraftarlar da tribünde adeta şov yaptılar. Beşiktaş taraftarı ile futbolcuları bütünleşmesini mükemmel beceriyor. Cenk Tosun’un işi gol atmak. Adam işini Allah’ı var çok da iyi yapıyor. Attığı gollere de seyret seyret doyamazsın. İlk golde topu alışı, dönüşü, vuruşu mükemmel. Bu arada mükemmel asistler yapan Beşiktaşlılar’ın sevgilisi Quaresma’ya da ayrı bir paragraf açmak lazım. Gol atmaktan çok attırmayı seviyor ve beceriyor. Oğuzhan’ı dün çok beğendim. Çok çalışkan, gayretli ve istekliydi. Konyaspor zaman zaman üstünlük kurdu ama doğru dürüst gol pozisyonu bulamadı. Zaten attıkları gol de Tosiç’ten geldi. Tosiç’i ve Marcello’yu da çok beğendim. Buna Gökhan Gönül’ü de ilave ediyorum. Üçü de çok kritik anlarda kritik müdahaleler yaptılar. İSTİKRAR ABİDESİ ATIBA!Anderson Talisca bildiğimiz Talisca değildi. Olsun! Her zaman çok iyi oynayacak değil ya. Atiba yine bildiğimiz Atiba’ydı. Ne isteniliyorsa fazlasını veriyor, azını vermiyor. Adeta bir istikrar abidesi Kanadalı yıldız.Özetle taraftarı ile de bütünleşen Beşiktaş, oynadığı futbol, atılan ve attırılan gollerle büyük keyif verdi ve hakkı olan liderliğe oturdu. Beşiktaş’ın attığı 2. golden önce faul var mıydı, evet vardı. Tosiç’in elle hareketi penaltı mıydı, hakem verse kimse bir şey diyemezdi. Ancak tüm bunlar Beşkiktaş’ın haklı galibiyetine gölge düşüremez.
Beşiktaş, ligin en organize takımlarından Konyaspor'u ilk 20 dakika sürklase etti. Bunu nasıl yorumlamalıyız?Organize bir takım Konya, kabul ama hücum yönünde bunu çok daha iyi yapabilen Beşiktaş bu farkı ortaya çıkardı. Benim bu sene izlediğim en iyi Beşiktaş'tı. Zaman zaman geçen sezonki pas oyunuyla kıyaslayarak eleştiriyorduk ama dün akşamki Beşiktaş hem etkinlik hem de bu etkinliğin pas olarak kullanımı anlamında harika bir maç izletti. Çünkü zaman zaman oyununu eleştirebilirsiniz ama güçlü takımlar güçlü oyunlara zaman içinde ulaşıyorlar. Tıpkı Beşiktaş'ın dün akşam yaptığı gibi...Maç koptuktan sonra bireysel performanslar da öne çıktı. Cenk, Babel gibi oyuncuları nasıl değerlendirebiliriz?Vasatın altına düşen kimse yoktu dün akşam...İki asist yapan Quaresma'dan mı söz edelim?Haftalar sonra başrolü alan Oğuzhan'dan mı bahsedelim?Babel için benim de acabalarım vardı ama çok farklı ve faydalı bir Babel izliyoruz, ondan mı konuşalım?Çok top kaybıyla oynamasına rağmen bireysel becerisiyle ortaya çıkan Talisca'dan mı söz edelim?Ben bunlara Adriano ve Gökhan Gönül'ü de katıyorum.Aboubakar'ın yokluğunda Beşiktaş uyumlu bir hücum hattı yakaladı. Sizce dönünce 11'de oynayabilir mi?Aboubakar'ın yokluğunda hep bir forvet ihtiyacından söz ediliyordu. Ben o fikre katılmıyordum çünkü Babel'li, Talisca'lı, Cenk'li bir Beşiktaş'ın gol pozisyonu işini halledebileceğini düşünüyordum. Tabii ki ideal bir Beşiktaş için santrfor şart ama bu Aboubakar mı, çok tartışılır... Mühim olan böylesi bir eksiklikte hala hücum etkinliğiyle oynayabilmenizdir. Skora baktığınız zaman da bunu çok net görüyoruz. Evet, belki Başakşehir'in sadece 2 puan önünde ama dün akşamki skor, oyun ve takım gücünün sanırım arkasından gelen rakipleri de şampiyonluk hayali açısından ürküttüğünü söylemeliyiz.
Beşiktaş, sahayı genişleterek, oyunu sürekli iki kanada yayarak öylesine etkili bir maç başlangıcı yaptı ki 10. dakikadaki gole kadar Atiker Konyaspor nefes alamadı. Bu bölümde ne top tutabildiler ne de karşılama görevini yapabildiler. Golden sonra beş dakika daha Beşiktaş'ın yoğun baskısı devam etti. Ardından Atiker Konya oyunu dengeledi ve devre sonuna kadar oyunu domine ettiler. Ayağa paslarla ileriye doğru mesafe kat edip Beşiktaş kalesini tehdit ettiler. Ama bunlar futbolda bir şey ifade etmiyor. Beşiktaş çok güzel bir kontratak golüyle farkı ikiye çıkardı. İki elverişli kontrataktan da yararlanamadı.İkinci devreye Beşiktaş takım halinde 'önce geride bekleyeyim' diye başladı. Beşiktaş pozisyon vermediği gibi iki ani çıkışla Cenk'le iki çok güzel gole imza attı. Ondan sonra oyun rölantiye gitti. Beşiktaş farklı skorla çok rahatlamış Atiker Konya da neticeye razı olmuştu. Tosic'in ters bir vuruşu Konya'ya teselli golü oldu. Tosic'ten sonra Cenk Tosun da penaltıyla hat-trick yaptı.Beşiktaş dün gece yine çok akıcı ve seyir zevki yüksek bir futbol sergiledi. Quaresma gerçekten çok önemli işler yapıyor. Kaliteli Babel de hiç uyum süreci yaşamadan sol kanada ilaç oldu. Oğuzhan da dünkü maçta ilk defa çok rahat yere sağlam bastı. Bir kere daha göründü ki Beşiktaş'ın çok yetenekli oyuncusu Talisca'nın ciddi bir fizik eksikliği var.Eğer o da bu eksiğini kısa sürede giderirse Beşiktaş gerçekten emin adımlarla yoluna devam eder. Ben Beşiktaş'ın devre arasında iki stoper transfer etmesini yadırgadım. Çünkü Tosic ile Marcelo son derece uyumlu ve başarılılar. Bundan daha da büyük eleştirim var... Cenk son derece faydalı ve yüreğini sahaya yansıtan bir santrfor.. Bir de Aboubakar var...Demba Ba da nereden çıktı?
Dün gecenin mimarı ne Şenol Güneş ne Fikret Orman ne de bir başkasıdır. Dün gecenin tartışmasız mimarı Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'dır. 'Ne alakası var' diyecekseniz hemen anlatayım.Başkan Aziz Yıldırım cumartesi günü yapmış olduğu konuşmada bayram değil seyran değil, Beşiktaş ve bazı Beşiktaşlı oyunculara laf atmıştı. Görünen o ki bu laflar Beşiktaş camiasını inanılmaz kenetlemiş. Oyuncular sıradan bir lig maçına değil de sanki Şampiyonlar Ligi finaline çıkacak gibi hazırlanmışlar. Bunu daha ilk dakikadan itibaren gördük. Amiyane tabirle Beşiktaş, askerden yeni gelmiş gibi oynadı. Konyaspor kafayı kaldıramadı. Fabri'sinden son adam Cenk'e kadar herkes top kapma, rakibi bozma ve oyunu oynama doğrultusunda inanılmaz hareketler yaptı.İlk yarıda 2 gol bulmalarına rağmen çok daha fazla olabilirdi.Quaresma'ya kimse kızmasın. Çocuk kendini kanıtlamak istercesine 'Ben Beşiktaş'ın bir neferiyim ve sadece Beşiktaş için oynarım' demek istercesine mücadele etti. Hatalar da yaptı ama vermek istediği mesaj çok masumane ve çok güzeldi. Cenk ilk yarıda eleştirildi. İyi pozisyon alamadı ama ikinci yarıdaki golleriyle dün gecenin belki de oyuncusu oldu. Kolay değil. Bir devrede 3 gol atan bir Cenk'ten bahsediyoruz. Oğuzhan düzelmiş. Mesela attığı ikinci golde Quaresma topu yanlış zamanda ayağından çıkartsa da Oğuzhan klasıyla ölü noktaya vurup golü yapabildi. Talisca belki de Beşiktaş'ın en kaliteli ayağı. Atiba'ya sakat dediler ama zaten o geldiği günden beri saygı duyulacak bir futbol oynuyor. Tam bir istikrar abidesi.YANKAYA'YI BEĞENDİMGelelim Babel'e... kesinlikle çok yararlı bir transfer. Gol atıyor, sol kanatta hücuma önemli etkinlik kazandırıyor ve adaptasyon sürecini de çok çabuk tamamlamış.Sonuçta Beşiktaş farklı kazanıyor ve üstelik iyi oynayarak ve hatta zaman zaman mükemmele yakın oynayarak kazanıyor.Bu hafta hakemler için iyi geçti diyebiliriz. Ben dün gece Özgür Yankaya'yı da beğendim. Verdiği penaltı ve devam ettirdiği penaltı beklenen pozisyonlarda bence tüm kararları doğruydu.
Futbol kalitesinin kötü olduğu Türkiye'de dün iyi bir stat, güzel bir zemin ve güzel bir futbol vardıBeşiktaş, dün akşam ne yaptı? Öncelikle sahayı iyi parselliyorlar. Birbirleriyle mesafeleri çok iyi ve ayarlı.Ne fazla açılıyorlar, ne gereksiz koşuyorlar.En ilerideki adam ile en gerideki adam arasındaki mesafe 40 metreyi geçmiyor. Blok halinde gidiyorlar. Defans ayrı telden, orta saha ayrı telden, hücum ayrı telden çalmıyor.Daha da önemlisi hiçbir futbolcu rakibe müdahale etmekten çekinmiyor. "Ben çalım yerim, tribün beni kötü görür, rezil olurum" demiyor. Birinci basıyor, ikinci basıyor, üçüncü basıyor, ya dördüncü ya beşinci alıyor. Ama sonunda topu alıyorlar! Çünkü rakip bu baskıdan bunalıyor ve kontrolsüz olarak topu ayağından çıkarıyor. Topu alınca da çok çabuk çıkıyorlar. Boşa koşmuyorlar, çalım atıp yan top yapmıyorlar. İleriye ve çok seri oynuyorlar.Çalım attıkları ve yan top yaptıkları yer son bölge, hücum bölgesi, yani üçüncü bölge… Beşiktaş'ta Atiba diye bir oyuncu var. Adam değnek gibi bacaklarıyla rakibe ne zaman girileceğini biliyor, ne zaman müdahale edileceğini biliyor. Topu ne zaman oyuna sokacağını biliyor. Biliyor da biliyor… Hani hep deriz ya; gizli kahraman! Bence Beşiktaş'ın gizli kahramanı Atiba'dır. Ve profesyonellik abidesidir. Rakibine, hakeme, seyirciye en ufak bir ahlaksızlığı ve tepkisini gördünüz mü? Ben görmedim.Beşiktaş'ta tenkit edilebilecek bir tane oyuncu var; Kaleci Fabri… Kabiliyetli bir kaleci, köşeden bir top çıkardı. Aynı golü duruş hatası yüzünden evvelki gün Volkan Demirel birinci pozisyonda yedi Kayserispor'dan. Fabri çıkardı… Ama aynı Fabri çok alakasız bir yerde rakibine çalım attı. Kaptırsa ne olacaktı? Bu bir… İkinci hatası; yediği golde gereksiz yere ileri çıktı. Konyalı futbolcular araya top bile atsa kendi arkadaşları alabilirdi. Tosic'in vurduğu topta kontrapiyede kaldı. Bence orada büyük hata Tosic'te değil, Fabri'deydi. Bu tipte kontrolsüz ve gereksiz çıkarsan kaza kurşunuyla alnının ortasından vurulursun. Yani Fabri iyi kaleci, ama kaleci ukalalığı yapıyor. Bir gün Beşiktaş'ı çok alakasız bir maçta yakabilir.Bu tehlike her an var. El bombası gibi yani!Cenk Tosun, geçen sene Mario Gomez'in gölgesinde kalmasına rağmen bu sene tenkitlere kulak tıkayarak iyi şeyler yapmaya devam ediyor. Zaten tenkitlere baksa bazı şeyleri yapamaz.Beşiktaş'ın kadrosuna şöyle bir bakalım...Kaleci Fabri dahil (futbol ukalalığı hariç) hangi futbolcu topu kötü kullanıyor. Belki Cenk ince işler yapamaz. Ama Beşiktaş'ta diğer bütün oyuncular top yapmaya çok müsait futbolcular. Bunlara yedekteki bir-iki oyuncu da dahil. Beşiktaş fizik olarak hazır olduğunda bu yardımlaşmayla iyi işler yapacak.Aslında Şenol Güneş'in sezon başı bir şanssızlığı oldu. Caner ve Talisca'nın ağır sakatlıkları bu takımın belini büktü. Şenol Güneş'in da elini zayıflattı.Nitekim iyi bir Talisca'nın sahada olması ne kadar fark ediyor görüyoruz.Türkiye'deki futbol kalitesinin düşüklüğünde dün akşam güzel bir stat, güzel bir zemin ve güzel bir futbol vardı.Teşekkürler Beşiktaş!GiTMEK iÇiN DELi OLMALI!Evvelki gece Kayseri güzel oynadı. Dün akşam de Beşiktaş keyif verdi. Bazı takımların futbolcuları sahada koşuyor, mücadele ediyor, ter döküyorlar; bazı takımların başkanları çıkıp saçma sapan konuşup milleti birbirine düşürüyor. Zaten takımları oynasa başkanlar ve yöneticiler konuşmazlar. Akıllarınca ortalığı karıştırıp, gerilim yaratacaklar. Şimdi size soruyorum; Dün geceki Beşiktaş takımından hangi oyuncu Fenerbahçe'ye gidip futbol oynamak ister? Beşiktaş'ta işler tıkır tıkır yürüyor. Belli ki takımda arkadaşlık iyi. Sahanın içinde herkes birbirine yardım ediyor. Antrenörle futbolcuların arası düzenli. Beşiktaş'ın başkanı futbolcularına küfür de hakaret de etmiyor. Böyle bir durumda niye Beşiktaşlı oyuncular gidip başka takımda oynasınlar? Deli olmaları, aptal olmaları lazım.GOLDEN ÖNCE FAUL VARMAÇTA tartışmalı pozisyonlar var mıydı? Evet, vardı. Beşiktaş'ın attığı ikinci gol öncesi Cenk rakibine faul yapıp topu alıyor o top gidiyor gol oluyor. Babel'in attığı golden evvel ofsayt yok. İlk yarı sonunda top Tosic'in koluna çarpmıyor gibi geldi ilk görüntüde. Cenk'in ceza alanı içinde istediği penaltı pozisyonu da penaltı değil. Rakibi topla Cenk'in arasına girmek istiyor. Cenk yükleniyor rakibine.... Çok gereksiz yere de bir kart gördü Cenk. Beşiktaş lehine verilen penaltı da penaltı. Konyaspor belli oranda futbol oynayan, belli standartta bir takım. Başakşehir'in bir kopyası ama kötü bir kopyası. Ben bu iki takımı birbirine benzetiyorum ama Konya, Başakşehir'den iki tık daha aşağıda.
Pazartesi sendromuna son veren güzellik gibiydi Beşiktaş'ın futbolu.Cemal Süreya yaşasaydı bir şiir de Beşiktaş'a yazardı. Quaresma'dan tutun, Babel'e, Oğuzhan'a, Talisca'ya hepsine mısra mısra methiyeler dizerdi. Marcelo, Tosic, Atiba ve Fabri ile süslemeler yapardı. Adı Şenol Güneş olurdu şiirin, Beşiktaş olurdu, mutluluk olurdu.... Döktürdü Beşiktaş. Döküldü Konyaspor. Sebebi uzaklarda aramamak lazım. Cumartesiye dönelim. Aziz Yıldırım Beşiktaş'ı öyle bir kaşıdı ki. Quaresma'yı öyle bir havaya soktu ki. Fikret Orman böyle motive edemezdi takımını.Bel altı vurdu Beşiktaş'a Aziz Yıldırım.Kendi takımını rehavete soktu o konuşması ile. 'Nasıl olsa başarısızlığımız MHK, TFF, Beşiktaş, Q7, Trabzonspor, G.Saray, Fatih Terim ile örtülüyor başkan tarafından, yenilsek de bahanemiz var' dediler ve Kayseri'de dağıldılar. Tek bir kelime diyemezdi Aziz Yıldırım takımına. Cevap hazırdı futbolculardan, Advocaat'tan;'Eee başkan hakemler, TFF üzerimize oynuyorlar, ne yapalım yani!'Aziz Yıldırım motive ettiBeşiktaş öyle bir gazla çıktı ki sahaya.Daha 5. dakikada yoruldu herkes Beşiktaş haricinde. Spiker yoruldu. Özgür Yankaya yoruldu. İzleyenler yoruldu. Konyaspor yoruldu.Aykut Kocaman yoruldu. Yorulmadı Beşiktaş. Beşiktaşlı futbolcuları sanki bir hafta karanlık bir odaya kapatmışlar sonra maç öncesi Aziz Yıldırım'ın cumartesi günü yaptığı konuşmayı dinletmişler ve sahaya sürmüşler. Rüzgar korktu esemedi İstanbul'da, soğuk hava dalgası korktu sımsıcaktı Vodafone Arena. Mevsim sallandı İstanbul'da dün gece. Cenk'in içine Ronaldo, Oğuzhan'ın içine de Messi kaçmış gibiydi. Real Madrid, Bayern Münih, Chelsea gibiydi Beşiktaş. Ryan Babel, Beşiktaş alt yapısında Serpil Hamdi Tüzün'ün elinde yetişmiş de 20 yıldır siyah-beyazlı kulüpteymiş gibi oynadı.Quaresma sanki Beşiktaş seçmelerinde kendini ispat etmeye çalışan genç bir delikanlı gibiydi. Hep skor aradı. Kanıtlamak istiyordu yeteneklerini yine yeniden taraftarlara ; 'Ben Beşiktaşlıyım ne Aziz Yıldırım'ı ne F.Bahçesi diye haykırdı durdu.' Adriano ara ara formasına bakıyordu;'Beşiktaş mı Barcelona'da mıyım acaba?' Marcelo ve Tosic şu an Türkiye liglerinin göbekte en iyi defans ikilisi.Başa dönelim. Öyle motive etmiş ki Aziz Yıldırım Beşiktaş'ı. Sadece Şenol hocayı ve futbolcularını değil, siyah-beyazlı taraftarları da uyandırdı. Tribünler özellikle son 30 dakikada karnaval havasındaydı.Eski günlerdeki gibiydi.Evet Beşiktaş'ı gerçekten kolluyorlar.Her maçta hem de. Milyonlarca Beşiktaş taraftarı takımını kolluyor. Şenol hoca kolluyor. Futbolcuları kolluyor. Malzemecisi kolluyor. Kollanıyor Beşiktaş doğru.Tribünlerdeki susmak bilmeyen taraftarı büyük kolluyor Beşiktaş'ı.