28.09.2015 - 08:40 | Son Güncellenme:
Beşiktaş-Fenerbahçe derbisi için her şeyi söyleyebilirsiniz ama “dağ fare doğurdu” diyemezsiniz... Olimpiyat Stadı’na gelen herkes parasını helal etmiş olmalı.Her şeyden önce “Beşiktaş derbi kazanamıyor” edebiyatı tarih oldu.Hem de “mazeretsiz” Fenerbahçe’ye karşı...Öyle bir derbiydi ki, futbolu süper değildi ama mücadelesi dört dörtlük, heyecanı boldu. Futbolun yarısı mücadele olduğuna göre...Pozisyonları çoktu... Ama bir yarıda atılan üç gol de duran toptan kafayla. Yani bitiren mücadele son dokunuşta...Son dokunuşlara gelince, bir Beşiktaş bir de Fenerbahçe golü kendi kalelerine kendi futbolcularının temasıyla.Neden peki?Her iki takımda da bireysel motivasyonların tavan yapmasından...Teknik direktörleri bilemem ama futbolcular elinden geleni sonuna kadar koydular sahaya. Öyle ki, futbol tecrübesinin piri Nani bile ilk yarıda hakeme arkasından saydırdı, sonra da ikili mücadelede sarı kart gördü.Beşiktaş’ta Ersan Gülüm atılmadıysa güler yüzünden olmalı!Aslında derbi Fenerbahçe ağırlığında başladı. Zaten Fenerbahçe’yi yakan da maçın hemen başında kurduğu bu ağırlığa kendini de inandırmasıydı!Dört dakika arayla gelen Beşiktaş golleri, hep Fenerbahçe’nin üstün olduğunu düşünüp biraz gevşemesi sırasında.Ardından ekmeğin aslanın ağzında olduğu idrakı ve farkın bire inmesi.Bu arada Fernandao’nun kaçırdığı üç gol var ki, onu Van Persie’nin yerine ilk on bire yazan Pereira’nın kulakları çok çınlamış olmalı.Van Persie Fenerbahçe’nin “süper novası” mı olacak “kara deliği” mi, onu zaman gösterecek. Bir kere fena halde negatif durumda Hollandalı. Pereira ile barışmış deniyor ama, maçtan önce Pereira’nın uzanan elini tutmak için bir değil üç kere düşündü. Yetmedi ikinci yarıda oyuna girmek üzere ısınırken saha görevlileriyle takışmaktan çekinmedi hatta tahrik edecek davranışlara girdi.Daha 37. dakikada Markovic’in sakatlanması Pereira’nın oyun düzenini bozmuş olamaz.Çünkü yerine giren Volkan Şen onun kadar delici/dağıtıcı olmasa da görevini yaptı. Hatta fazlasını bile. Ama Fernandao talihsiz bir günündeydi besbelli. Ona değil 61’de yerine giren Van Persie’ye yaradı Volkan’ın taşıdıkları.Aslında Van Persie’yi oyuna sokmak Pereira’nın en iyi kararıydı. Çünkü kendisine de surat yapan son derece negatif durumdaki Van Persie, kaprislerini ancak mükemmel golleriyle telafi edebilirdi. Öyle de yaptı Persie.Beraberlik golü Van Persie kadar Volkan Şen’in de armağanı. Üstelik asistten önce topla aut çizgisi üzerinde ip cambazı gibi dolaşarak spor programlarına da iyilik etti Volkan.Saçmalıklar yerine belki pozisyon tartışırlar saatlerce.Fenerbahçe bir kere daha geri düşünce, bu sefer de Diego’yu soktu oyuna Pereira.Denebilir ki, “Bugüne kadar bireysel başarılarla kazandık, derbide takım unsuru öne çıkmalı” diyen Pereira’nın yaptığı ile söylediği yine yüzseksen derece...İşe yarasa neyse...Lakin yıldız sadece Fenerbahçe’de değil ki... Beşiktaş’ın da Gomez’i var. Hatta Olcay, Gökhan, Atiba...Muhteşem son gol Gomez’den.Beşiktaş mutlu, Galatasaray mutlu, Fenerbahçe dışında herkes mutlu. Bu mu Pereira farkı? Lig yeniden başlıyor.Sakın bir ay daha istemesin Portekizli Hoca!(Milliyet)
MAÇ önü yorumum ile özellikle ilk 18 dakika örtüştü. Merkezdeki 6 oyuncuyu kıyas ettiğimizde Raul-Ozan-Topal’ın total kalitesi gerek savunma/hücum dengesi, gerekse efektif oyun olarak Atiba-Oğuzhan-Sosa’dan daha iyi duruyordu. Hem kağıtta hem sahada böyle oldu. Ancak ne ben ne hiç kimse tahmin edebilirdi ki; Kjaer kendi kalesine bir gol, bir asistle 4 dakikada fişi çekecek. 30’LARDA Olcay’ın kaçırdığı pozisyonla maçın içinde kalan, Fernandao ile birkaç kez gole yaklaşsa da golü bulamayan sarı-lacivertliler için Tosic devreye girdi. Harika(!) bir kafa golüyle Kjaer’e nazire yaptı. 45 dakika oyuna bakılacak olursa üstün taraf yine F.Bahçe’ydi. Şenol hocanın Sosa’nın yerine Necip’i alarak savunmayı sertleştirdiği ikinci yarı süresince de hem top hem oyun yine deplasman takımında kaldı. Van Persie’nin golüyle yine umutlanan Kanarya’yı Gomez’in harika golü yere indirdi.F.BAHÇE’NİN FORVETİ ROBIN VAN PERSIE’DİRŞENOL Güneş yönetiminde bilhassa öne geçtikten sonra ‘mağlup edilmesi zor bir ekip haline dönüşen’ Beşiktaş önünde F.Bahçe’nin başlardaki oyunu, yoğunluğunu azaltarak sürdü. Bunda Markoviç’in sakatlanarak takımın hızının kesilmesinin de bir müddet etkisi oldu. Ancak sonra Volkan Şen etkili oldu ki; 2. golün hazırlayıcısıydı. Son olarak şunu ifade etmeli: Her türlü taht oyunu, güç savaşından bağımsız olarak bu takımın 4-2-3-1 veya 4-3-3 formasyonlarındaki golcüsü Van Persie’dir. Kalitesi, fizik kondisyonundan çok ileride olduğu için bu maçta olduğu gibi her maçta sonuç alıyor. Kalanı laf-ı güzaf olur! Muhteşem derbide ‘sonucu alan futboluyla’ kazanan Beşiktaş’ı yürekten kutlarım. (Vatan)
Sezonun ilk derbisinde bu oyunda aklınıza ne geliyorsa hepsi vardı... Heyecan, stres, gerilim, bol gol, hatalar, kendi kalesine gol atanlar, çıkmayan kartlar, unutulan bayraklar...Futbolu çekici kılan ve milyonları peşinden koşturan zaten bu faktörler değil mi?Kim ne derse desin, adına yakışan bir mücadele izledik dün Olimpiyat Stadı’nda...Kjaer ve Tosiç’in kaderleri aynı! Kjaer Rize deplasmanında, dün de derbi de ikinci kez kendi ağlarına gol attı, yıkıldı! Ne var ki, bu pozisyonda Sosa’nın ortasında Ersan Gülüm’ün, ofsayt pozisyonunda olduğunu biz gördük, yan hakem uyudu!Tosiç, dün de rakibin yapamadığını becerdi (!), Tolga’nın koruduğu kaleye harika bir gol attı! Tosiç’in bu ikinci iş kazası! Gençlerbirliği maçında kendi filelerini havalandırdığını da unutmayalım!Top kontrolünü yüzdeye vurursak, Fenerbahçe’nin kantarda ağır bastığını görürüz. Ne var ki, topu ne kadar iyi kullanırsanız, kullanın, gol atana ve öne geçene üç puan veriyorlar. Pozisyon zenginliği de yine konuk takımdan yanaydı, Hele Fernandao’nun atamadığı iki net fırsat var ki, nasıl kaçırdığına kendisi de inanamadı! Birini atsa, derbi terse dönecekti.Gelelim Halis Özkahya’ya... FIFA kokartlı ve de iyi hakemlerimizden, lafımız yok... Ne var ki, ikinci yarıda Ersan’ın Volkan Şen’e, üstelik orta sahada sert girişi, ikinci sarıyı, yani kırmızıyı gerektirirdi, pas geçti! Peki, Ersan kardeş, pozisyon orta sahada, ne gerek var faule? Yat kalk, hakeme duacı ol, seni oyunda tuttu!Evet, Beşiktaş Güneş’le iki yıllık aradan sonra şeytanın bacağını kırdı ve ilk kez bir ‘derbi’ kazandı. Bilic’in kulakları çınlasın, sekizde sıfır çektiği hâlâ hafızalarda kazılı! Olaya bu açıdan bakacak olursak, Güneş 1 - Bilic 0 dersek abartmış olmayız.Maçın adamına gelince... Öyle veya böyle iki harika kafa golüne imzasını atan Mario Gomez’dir bizim penceremizden. Adam işini yapıyor, o zaman övgüyü de hakediyor.Beşiktaş sadece üç puan kazanmadı... Kartal, hem zirvedeki iddiasını sürdürdü, hem de müthiş ‘özgüven’ duygusunu bir vites yükseltti. Bu faktör zorlu maratonda moral - motivasyon açısından çok değerlidir... Özet iki yıldır Beşiktaş adına iddiaya girmedim, çünkü Bilic’e güvenmiyordum! Dün girdim ve kazandım, teşekkürler Güneş hoca ve futbolcular...(Milliyet)
Tam anlamıyla “bayramlık” bir maçtı. Beşiktaş da Fenerbahçe de sadece “sonuç odaklı” oynadılar. Futbolun temel ilkelerinden çoğunu ıskaladılar, kafayı fena halde “gole” taktılar. O nedenle karşılıklı hücum sahnelerinin yürekleri ağızlara getirdiği, savunmacıların feleğinin şaştığı ve karşılıklı olarak kendi kalelerini yaktıkları bol skorlu bir oyun izledik.Gündem sıkıntılı, günümüz bayram... Eh, işte olabildiğince eğlendik!Diyoruz ya “bayramlık” bir maçtı diye... Görev değil, gösteri yapanlar belirledi maçı...Orta alanda her iki takım da topu rahatça karşı alana taşıdı... İtiş - kakış arasında savunma görevleri unutuldu, ihmal edildi. Her iki taraf maçı kazanmak için her türlü riski göze aldı, iyi de yaptılar... Teknik direktörler hamle üstüne hamle yaptı. Şenol Hoca, savunmayı güçlendirmek için (Necip, İsmail), Pereira maçı çevirmek için (Volkan, Diego, V.Persie) hamle yaptılar.Bu maçın parlayan yıldızları var.. En başta Gomez’i saymalıyız... Attığı iki golle Beşiktaş taraftarlarının yüreğindeki sızıları bitirdi. Gökhan Töre, Gomez’in iki golünde de (korner atışı ve asist) pay sahibi oldu. Volkan Şen’in sakatlanan Markoviç’in yerine oyuna girmesinden sonra Fenerbahçe’nin skorda geriye düşmesine rağmen oyuna egemen olduğunu gördük.Orada kural, top ve hakemin vicdanı var...Van Persie’nin attığı golden önce topun çizgiyi geçip geçmediği elbette tartışılacaktır. Burda bizim söz hakkımız yok. Kural belli topun izdüşümü de çizgi dışında olacak. Bir cm. bile çizgiye düşüyorsa top oyunda demektir. İlave hakem pozisyonu 1 metreden izliyor. Orada kural, top ve hakemin vicdanı var... Biz susmak zorundayız. Volkan’ın adeta slalom yaparcasına Beşiktaş defansının içinden çalımlarla çıkıp isabetli pas yapması, Van Persie’yi golle buluşturdu.İkişer gollü beraberlikten sonra (Dk.65) iki takım da maçı kazanmak için varını yoğunu ortaya koydu. İşte orada Kartal’ın fark yaratan kalitesi ortaya çıktı. Oğuzhan’dan Gökhan’a... Ondan da harika bir asist Gomez’in kafasına... Maçı Alman golcünün darbesiyle aldı Beşiktaş.Evet, Fenerbahçe’nin kadro zenginliği vardı, elbette. Ama bu zenginliği sahaya pek taşıyamadılar. Beşiktaş’ın iştahı ve ihtirası Fenerbahçe’nin klasından daha ağır bastı. Kaldı ki Nani dahil kadrodaki usta ayakların çoğu, Beşiktaş’ın enerjisine karşı direnemediler. Evet, topu kullanan Fenerbahçe ama, maç Beşiktaş’ın!(Milliyet)
BEŞİKTAŞ, tedirgin ve tutuk başladı. F.Bahçe’nin pas yapmasına top dolaştırmasına izin verdi. İlginçtir çok daha agresif, istekli, coşkulu bir Beşiktaş bekliyordum. En azından başlangıçta.. Ancak ilk 20 dakika ne toplu ne de topsuz bir dinamizm yoktu siyah-beyazlılarda. DURAN toptan Kjaer’in kendi kalesine attığı gol Beşiktaş’ı kendisine getirdi. 4 dakika sonra Gomez ile yine bir duran top sonrasında 2-0 oldu. Oyun ile gelen goller olmadı bunlar. 29’da Olcay net pozisyonda kafa ile topu dışarı atınca Beşiktaş maçı kopartma; belki de farka koşma şansını da geri çevirmiş oldu. Tosic’in kendi kalesine attığı gol ile maça dönen F.Bahçe, Fernandao ile beraberlik şansını kullanmadı. KÖTÜ oynarken 2 duran toptan 2-0’ı bulan Beşiktaş, bu lütfu hoş karşılamayıp kendi hataları ile maçı 2-0’dan 2-2’ye getirmeyi başardı. Ancak F.Bahçe, 2. yarıda o kadar durgundu ki top çıktı-çıkmadı tartışması yapılabilecek bir pozisyonda beraberliği bulmasına rağmen 2-2 ile bile ayağa kalkamadı. Maça daha çok asılan Beşiktaş, Oğuzhan-Töre-Gomez işbirliği ile 3-2 öne geçti. Hazırlanış bakımından mükemmel bir gol izledik. GOMEZ BU YÜZDEN BÜYÜKİLGİNÇLİKLER derbisinde Beşiktaş’ın santrforu Gomez ise 2 klas golle neden ‘büyük oyuncu’ olduğunu gösterdi. İlk derbisinde yıldızlaştı.. Büyük maçlar büyük oyuncular ile kazanılır. PERREIRA, Robin van Persie dururken Fernandao tercihi ile derbiye damga vuran kişi oldu. Robin van Persie az buluşmasına rağmen 1 gol, 1 direkten dönen top ile kalitesini gösterdi. Yerine tercih edilen Fernandao ise kaçırdıkları ile beceriksizliğini..BU sezonun savunmada en çok hata yapan Beşiktaş’ı bile F.Bahçe’yi yendi. Daha da farklı yenebilir hatta kaybedebilirdi de. Böyle çılgın ve heyecan katsayısı yüksek bir derbi izledik. BİRAZ Töre, biraz Oğuzhan, Gomez’in kaliteleri galibiyet için yeterli oldu. Beşiktaş, uzun bir aradan sonra büyük hatalar yaptığı maçta derbiyi 3-2 kazandı. Ancak özellikle Ersan ve Tosic’in bu maçtan dersler çıkarması şart.(Vatan)
Cumartesi gündüz seansında M.City savunmasının Tottenham karşısında dağılışını izlediyseniz belki siz de aynı şeyi düşünmüşsünüzdür: Futbolda hücum, pahalı transferlerle geliştirilebilir. Ama savunma istikrar işidir. City’nin olağanüstü bütçesine rağmen elit seviyeye geçememesinin altında bu gerçek var. Ya da yeryüzünün en büyük gelirlerine sahip ekiplerinden Real Madrid’in Pepe-Ramos-Varane’ı koruma duygusunun. Dün Olimpiyat’ta Türkiye’nin en pahalı 3 takımından 2’si sahne alıyor. Avrupa Ligi’nin de en pahalı 10 takımından ikisi. Hücumda çok renkliler, ama savunmaların halleri içler acısı! İki takımın toplam 8 savunmacısının 5’i üç ay önce gelmiş. Duran toplarda sadece toplar duruyor, savunmalar duramıyor bile! Çünkü birbirlerini henüz neredeyse ismen tanıyorlar, daha net bir duruş bile geliştirememişler.Hücumdaysa harcadıkları paranın karşılığını aldılar dün gece. Hem Markoviç, hem Volkan Şen sahada kaldıkları sürelerde delicilerdi. Van Persie de büyük oyuncu olduğunu büyük maçta sahne alarak gösterdi. 3 maçtır iyi oynayan Meireles, Beşiktaş’ın hızlı hücumlarını kesmede ilk yarıda mahirdi. Ama şovu bir kez daha Gökhan’la Gomez çaldılar: Gökhan bu yıl hemen her maçın kilidini açan adam. Muazzam oynuyor, atıyor, attırıyor. Mario Gomez, Fiorentina’ya gittiğinde bile şaşırmıştım, daha iyisini yapabilirdi diye. Beşiktaş’ta olması sadece siyah-beyazlılar için değil, Türk futbolu için şans.İki haftadır hem futboluyla, hem yaptıklarıyla maçın önüne geçen Van Persie’ye gelince... Geçen hafta Pereira’ya tribünlerin önünde yaptığı son derece gereksizdi. İçeride ne söylemek istiyorsan söyle ama bunu kalabalıkların önünde yapmak Van Persie klasına yakışmamıştı. Bu hafta o büyük sporculuğunun yanında şık durmayan bir işe daha imza attı Hollandalı. Ama onun inadı kadar dördüncü hakem Yankaya’nın derdini anlatacak kadar İngilizce konuşamaması, Özkahya’nın sarı kart gösterememesi de trajikti. Kusura bakmayın, siz bir oyuncuya yerini neden değiştirmesi gerektiğini anlatamıyorsanız, o da sizi dinlememekte ısrar eder pekala!(Milliyet)
BEŞİKTAŞ karşılaşmaya alışılmışın dışında oyunu kendi sahasında kabul edip, F.Bahçe’nin pas yapmasına müsaade eden bir görüntüde başladı. İki takımın da defans oyuncuları gerçekten kötü pozisyon hataları yapıyorlar. Özellikle de duran toplarda. Beşiktaş’ın attığı gollerde gerçekten F.Bahçe savunmacıları büyük pozisyon hataları yaptılar. Ayrıca Tosic’in kendi kalesine attığı golde de Beşiktaş savunmasının ciddi pozisyon hatası vardı. ŞUNU belirtmek isterim ki günümüz futbolunda özellikle yan toplarda takımlar alan savunması yapıyorlar. Tabii ki alan savunması en doğru pozisyon alma yöntemidir. Ancak alan savunması yaparken de rakip oyuncuları kontrol altına almak defanslar için olmazsa olmazdır. Eğer sadece topa bakarsanız çok rahat rakibinizin topla buluşmasına izin verirsiniz. İki takımın da defans oyuncuları bunu çok fazla yaptılar. BEŞİKTAŞ 2. yarıda ilk devrenin aksine öne çıkıp F.Bahçe’nin pas yapmasına izin vermedi. Ancak Sosa’nın yerine Necip’in sahaya sürülmesi eğer skoru korumak amacıyla yapıldıysa bence çok erken ve yanlış bir hamleydi. F.BAHÇE’NİN SİSTEMİ YOKF.BAHÇE bu oyun sisteminde özellikle 2. yarıda yalnızca Nani, Van Persie ve Volkan gibi bireysel becerileri yüksek oyuncuların yaratacağı pozisyonlarla gol bulabilirdi. Nitekim Volkan’ın muhteşem yaratıcılığı ile Van Persie’nin attığı gol var, onun dışında F.Bahçe pozisyon bulamadı. Çünkü bir sistemi, bir oyun yapısı yok. Ne kenardan top geliyor ne de araya sızma toplar kullanılıyor. F.Bahçe’nin gol atması sadece bireysel beceriye kalmış. EĞER Gomez gibi bir oyuncunuz varsa onu en iyi kullanmanın yolu kenardan getireceğiniz yan toplardır. Duran topu saymazsak Beşiktaş birkaç kez Gökhan ile kenardan top getirdi ve bunların biri de gol oldu. Bence Beşiktaşlı oyunculara maçtan önce ya da devre arasında kenarların daha çok kullanılması gerektiği söylenmeliydi. Hele bir de yan toplarda bu kadar zaaf gösteren bir F.Bahçe savunması varken bunun üstüne gidilmesi istenmeliydi. SKORU belirleyen F.Bahçe’de Alves ve Kjaer, Beşiktaş’ta ise Ersan ve Rhodolfo’ydu. Çünkü bu oyuncular çok fazlasıyla pozisyon hatası yaptılar ama şanslı olan Beşiktaş tarafıydı. F.Bahçe demek ki geçen hafta Bursa karşısında yediği golden bir ders çıkarmamış ya da defans iyi çalıştırılmamış ki bir kopyasını da bu hafta 3. golde Beşiktaş’tan yedi.(Vatan)
TOSIC 32. dakikada kendi kalesine attığı golle maçın Beşiktaş lehine kopmasına izin vermedi. Maç orta sıra mücadelesi şeklinde geçse de sahada çok daha iyi organize olan taraf F.Bahçe’ydi. Oyunu kontrolü altına alan, topa daha fazla sahip olan, pas yapan, sakatlanana kadar Markovic ve Luis Nani ile hareketli ve etkili olan taraf yine F.Bahçe’ydi. MAÇI kaybeden F.Bahçe defans dörtlüsü, Fernandao ve özellikle de Pereira oldu. Bu kadar fazla bireysel hata yapan bir defansın 3 gol yemesini yadırgamamak gerekir. Kjaer ve Alves hiçbir şekilde güven vermiyor. Olcay ve Gökhan Töre kanatlarda olunca Şener ve Caner de hiçbir varlık gösteremediler. OYUNUN tüm yükü orta sahada Mehmet Topal, Ozan ve Meireles’te, kanatlarda ise Volkan Şen ve Nani’de kaldı. Vitor Pereira inatla en becerikli forvetini yedekte tutuyor. Fernandao güçlü ve mücadeleci santrfor olsa da becerikli bir golcü değil. Pereira illaki Fernandao’yu forvette oynatmak istiyorsa mutlaka bir orta sahadan vazgeçip, Van Persie’yi orta saha-forvet oyuncusu olarak ilk 11’e koymalıdır. Beşiktaş’ın bu maçı çok iyi oynayarak değil çok iyi mücadele ederek kazandı. Bu mücadelede Şenol Hoca’yı zora sokan aynı şekilde defans oyuncularıydı. Özellikle de Tosiç konusunda çok kafa yorması gerekecek. VAN PERSIE OYNAMALIBİR tarafta Fernandao varken diğer tarafta Mario Gomez var. Çok koşmayan, beklenen mücadeleyi vermeyen, top kaybeden ancak gol atabilme yeteneği ile skoru değiştiren oyuncu Gomez’di. Pereira maalesef birçok alternatifi görmediği gibi Van Persie konusunda da son derece yanlış bir konuda ilerliyor. Büyük resmi göremiyor. F.Bahçe Teknik Direktörü Pereira ne zaman kontrollü oynayacağını, ne zaman riskleri büyüteceğini bilmeli!GÖRÜNEN o ki Pereira yenilmekten çok korkar bir hale gelmiş. Gerçek şu ki F.Bahçe ikili ön libero ile oynamalı, Van Persie her zaman ilk 11’de yerini almalı, özellikle de Volkan Şen artık göz ardı edilmemeli!(Vatan)
2 senedir, yani 8 maçtır derbi kazanamayan Beşiktaş, dün güçlü rakibi F.bahçe’yi 3-2 yenerek şeytanın bacağını kırdı. Hak etti mi, evet, hak etti. Hem de anasının ak sütü gibi. Ama şu gerçeği görmemek yanlış olur, kendi sahanda oynuyorsun, 2-0 öne geçmişsin ve durumu 2-2’ye eşitliğe getirerek tüm Beşiktaşlılar’ın yüreğini ağzına getiriyorsun.2-2 olunca 2-0 önde olan bir takımın gardı düşer, morali bozulur. Ama Beşiktaş dün bunun tam tersini yaptı. Devamlı gol aradılar ve bir koşacaklarına iki koştular. Yardımlaşmaları mükemmeldi. DÜN daha çok kanatlardan oynadı Beşiktaş ve Gökhan’ın mükemmel ortası, Gomez’in ise harika kafa vuruşu ile 3. golü buldu. İddia ediyorum, Beşiktaş kanatlardan oynasın, yenemeyeceği takım yok! Şenol hocanın, Sosa-Necip değişikliği tam isabetti. Çünkü orta saha oyundan düşmeye başlamıştı. Bu Atiba’ya helal olsun. Derler ya “Görünmeyen kahraman”, hiç alakası yok. Dün Beşiktaş’ın görünen kahramanıydı. Bir ara neredeyse tek başına orta saha oynadı. TOLGA’YA BRAVOOLCAY ve Gökhan soldan Caner’i sağdan da Şener’i neredeyse hiç çıkarmadı ve orta yaptırmadı. İlk yarıda hasta hasta ve iğneyle maça çıkan Tolga, Fernandao’nun kafa vuruşunda adeta uzayarak, gole izin vermedi. Belki de bu maçın kırılma noktasıydı. Bravo kaptan!BEŞİKTAŞ’IN dün defansı da görevini yaptı. Fernandao ile fizik olarak başa çıkmak her babayiğidin harcı değil. Hem Rhodolfo hem de Ersan bu işi becerdiler. Özetle çok heyecanlı çok heyecanlı zevkli ve bol gollü bir derbi izledik. İki takıma da teşekkürler.Volkan şov yaptıBEŞİKTAŞ’IN yediği ikinci golü atan van Persie’ydi. Ama van Persie’nin yerinde olsam golün karşısında kendi ismimi siler Volkan’ı yazarım. İnanılmaz işler yaptı. Her futbolcu çalım yer. Ama Beşiktaşlı futbolcuların top çıktı diye oyunu bırakmaları affedilecek gibi değildi. Kardeşim hakem düdük çalmamış, neden bırakiyorsun!(Vatan)