Fenerbahçe-Kasımpaşa maçının ardından spor yazarlarının görüşleri
20.02.2017 - 07:33 | Son Güncellenme:
.
Tükeniş Aziz - Serdar Ali Çelikler / Habertürk
- Evinde oynuyorsun, saat 15:00’te şahane bir havada stadında satılan bilet sayısı 500...- Takım ceza sahasından ilk şutunu 76’da Fernandao ile bulmuş, sonraki 84 ve 90+1’de o kadar...- Ozan ve Mehmet Topal 2 kere 3-4 rakip arasından dripling yapabilmiş az sayıdaki taraftar bir haa-huu yapmış...- Advocaat artık kesin olarak dönmek istiyor. Takımı bırakmak istiyor, belli. O zaman durduğu hata...- Dernek ve A.Ş. dahil konsolide banka borcu 870 milyon liradan fazla. Her yıl 200 milyon lira civarında faiz ödeniyor...- Artık futbol dünyasında sözü de geçmeyen, kimsenin iplemediği bir başkan profili...- Seneye daha da kötü olacağı kesin olan mali durum ile 10 milyon Euro’dan fazla zarar etmeme taahhütü gereği yine transfer yapamayacak bir yönetim çaresizliği...- Adından tezahüratlarına kadar her şeyi ‘çakma’ bir paralı asker taraftar grubu ki; onlar bile ‘istifa’ dediler!..- 1500’ü direkt olmak üzere 4500’ü göbeğinden Aziz Yıldırım’a bağlı, FENERBAHÇELİ değil AZİZBAHÇELİ olan kongrebaz dışında sıfır bağlılık..- Ekonomi batık. yönetim rezil. İnandırıcılık sıfır. İtibar eksi puanlarda... Ama bir tiyatro, bir dizi oynanıyor. “3 Temmuz...”, “Ama FETÖ...” diye diye Fenerbahçe göz göre göre eritiliyor.- Eh o zaman bu dizinin adı, DİRİLİŞ ERTUĞRUL olamayacağına göre olsa olsa TÜKENİŞ AZİZ’dir!PAŞA YÖNETİMİ VE ÖZDEŞFenerbahçe için ‘tükeniş’in adı ‘Aziz’ ise Kasımpaşa takımının genel durumu ile ilgili de yönetimi övmek lazım. Organizasyon ve modern yönetim anlamında sorunu olmayan bu yönetim, açıkçası beni mahcup etti. Hala ligin en zayıf kadrolarından biri olduğunu düşünüyorum, net bir santrforları yok mesela. Ama sürekli şikayet eden Rıza Çalımbay’dan sonra gelen Kemal Özdeş ile birlikte hep bir istikrar ve denge tutturdular. Kalitesi tartışılır kadroya rağmen ‘uygun bir hoca’ ve dengeli yönetimle nasıl istikrar sağlanır gösteriyorlar. Eh övgüyü de hak ediyorlar...RIDVAN DİLMENDünkü maçtan sonra futbolun sadece koşu mesafesi olmadığını anlattı. Antrenörlere yürekli olmaları öğüdünde bulundu. Nihayet Kocaman zihniyetinin BÜYÜK TAKIM ZİHNİYETİ olmadığını itiraf etti.KOŞU MESAFESİKoşu-topa sahip olma oranı mücadele diye diye F.Bahçe’nin kadrosunu kazmalarla dolduran; Aykut Kocaman’dan bu yana yetenek yerine ‘koşugan atletler’e prim tanıyan zihniyet, lütfen azalarak bitsin..
Güle güle Advocaat - Faik Çetiner / Habertürk
Biri çıkış yakalamış, moralli Kasımpaşa. Diğeri keyfi kaçık ve ligdeki akıbeti meçhul Fenerbahçe... Kadıköy’deki oyunda tribünlerde tenhalık var. Çünkü F.Bahçe seyircisi takımına ne inanıyor ne de güveniyor. Sakatlıklar, cezalılar ve de sürprizler sonucu sahada farklı Fenerbahçe 11’i var. Kendisinden ümit kesilen Van der Wiel ilk 11’de. Şans tanınmayan Miroslav Stoch da öyle. Şener ve Hasan Ali yorgun, sahada yok. Fernandao kulübede. Orta alanda Mehmet Topal, Josef ve Ozan Tufan var. Adları var ama kendileri yok gibi.Kanatlar işlemiyor. Herkes Lens ve Alper Potuk’u arıyor. Çünkü onlar olmadan F.Bahçe rakip kaleye bile gidemiyor. Kasımpaşa da sahada daha diri, daha kendinden emin duruyor. Defansif oynuyorlar. Ani atakla gol kovalıyorlar. Titi ve Veysel Sarı, Sow’a adım attırmıyor. Hücuma çıkarken hazırlık paslarındaki acelecilik onları biraz pozisyon fakiri yapıyor. Castro gibi bir usta bile kale önünde telaş içinde. F.Bahçe ilk yarıda golü ya yan toplardan ya da uzaktan kaleye atılan şutlarda arıyor. İşin ilginç yanı, ilk yarıdaki en hareketli ve istekli F.Bahçeli de Stoch. Volkan Şen ise tribünlerin ümit bağladığı oyuncu.KADER ANI » 76’ Dakika 76... Fenerbahçe’nin organize atak sonucu bulduğu tek pozisyon... Ama çok müsait durumda bulunan Fernandao, Wiel’in ortasında kötü bir vuruşla topu auta attı...Golsüz biten maçta ikinci yarının başında Advocaat’ın gecikmiş hamlesi geliyor. Yorgun Sow çıkıyor ve Fernandao oyuna giriyor. Bu yarıda F.Bahçe oyunu rakip sahaya yığıyor. Yığıyor ama pozisyon bulamıyor. Kaleci Ramazan ve alan savunması yapan Kasımpaşa hata yapmıyor. Topu rakip kaleye götürmeye Sarı-Lacivertliler’de sadece Volkan Şen çalışıyor. F.Bahçe’nin geride geniş alanlar bıraktığı dakikalarda, Kasımpaşa biraz daha hücumu düşünse Kadıköy’de istediğinden fazlasını da elde edecek. Misafir takımda ilk hamle son 20 dakikada geliyor. Eduok çıkıyor, Tunay Torun oyuna giriyor. Son 15 dakikada Advocaat ne hikmetse Ozan’ın yerine Salih Uçan’ı alırken, Kemal Özdeş de Adem Büyük’ün yerine gol ümidi Turgut Doğan Şahin’i oyuna sürüyor. Kalan dakikalarda Kasımpaşa, F.Bahçe’ye pozisyon bile vermiyor. Bitime 5 dakika kala Advocaat’ın müthiş (!) hamlesi maça damga vuruyor. Volkan Şen çıkıyor, oyuna Hasan Ali giriyor. Sonuç şu; ‘F.Bahçe, dünkü beraberlikle zirve yarışına havlu attı’ diyebiliriz. Gelelim, düne kadar ‘futbolun Obradovic’i’ denilen Advocaat’a... Yanlış oyuncu tercihleri, yanlış oyun planları ve de yanlış söylemleriyle bana göre Advocaat’ın dün F.Bahçe’de işi bitmiştir. O zaman: “Güle güle Advocaat!”ALKIŞLAR KASIMPAŞA'YAMütevazı görünümüyle Kasımpaşa, büyüklere kafa tutuyor. Şampiyon adayları Beşiktaş ve Başakşehir’i deviren Lacivert- Beyazlılar, G.Saray ve F.Bahçe’ye de bu sezon kafa tuttu. Dışarıdan hiçbir destek almadan bu takımı bugünlere taşıyanlar en büyük alkışı hak ediyor. Yönetimine de, teknik direktörüne de, oyuncusuna da helal olsun.BEN Mİ ALDIM?Fenerbahçe ara transferde Karavayev diye bir oyuncu aldı. Aldı da adam ortalarda yok! Bazen düşünüyorum ve diyorum ki; acaba bu oyuncuyu ben mi aldım ki oynatmıyorlar!
Sen üzülme İhsan Teyze - Ersin Düzen (Vatan)
KRASNODAR maçını pozisyonsuz bitiren F.Bahçe, dün farklı kadroyla sahada olsa da taraftarını yine isyan ettirdi. Advocaat, kötü gidişi bireysel performanslara bağladı, oyuncuları eleştirdi, değiştirdi; peki ne fark etti? Biraz daha hareketli, istekli bir takım ancak aynı düzensizlik ve sıfır üretim! F.BAHÇE’NİN sorunu sadece Mehmet Ekici’nin alınamaması mı? Bir futbolcu ile mi değişecekti bugünkü tablo? Bence hayır! Haftalardır vurguladığım gibi; F.Bahçe’nin tek hücum planı var. Lens varken o, yokken bir başka kanat oyuncusu. Takıma değil, bireye bağlı her şey. SAĞDAN, soldan orta yapılıyor, ceza alanında ilk yarı Sow, 2. yarı Fernandao tek başına. Mehmet Topal solda çalım üstüne çalım atıyor, pas verecek adam yok. Ozan, orta sahadan topu alıyor, ceza alanına kadar gidiyor, desteğe gelen yok! Bir takım bu kadar birbirinden kopuk oynarsa, alınan sonuçlar tesadüf değil! TESADÜF demişken, aslında Krasnodar maçından sonra Kjaer, her şeyi özetlemişti; “Tesadüf eseri pozisyonlara girmemeliyiz’’ F.Bahçe’nin bir düzeni yok, Advocaat’ın B planı yok, her maç doğaçlama gelişiyor. Tuzağa düşeni, hata yapanı yeniyor, Kasımpaşa gibi disiplinli, iyi savunma yapan takımlara diş geçiremiyor. 2. yarı F.Bahçe baskılı gibi görünse de, Kasımpaşa’nın kontratakları daha tehlikeliydi. Daha dikkatli olsalar, Kadıköy’den 3 puanla ayrılırlardı. 'ADVOCAAT YA GİTMEK İSTİYOR...'ADVOCAAT’IN son 1 aydır seçimleri ve maçtaki hamleleri beni şaşırtıyor. Devre arasında ‘Şampiyon olamasa dahi kalsın’ demiştim; sözümü geri alıyorum. Risk almıyor, önce kadro dışı bırakıyor, 4 ay sonra oynatıyor, dalga geçer gibi oyuncu değiştiriyor. Ya gitmek istiyor ya da ‘buyrun bana teslim ettiğiniz kadro’ demek istiyor. Kusuru hep başkasında aramak olmaz, bu kötü tabloda onun payı futbolcularla aynı. BU arada tribünde İhsan Teyze’yi gördüm. Yıllarca eşi Mümtaz Güngörenler ile maça gelirdi. F.Bahçe’nin iyi gününde de kötü gününde de hep tribündeydiler. Mümtaz Amca vefat ettikten sonra yine koşup geliyor. O’nu getiren F.Bahçe aşkı. Sen üzülme İhsan Teyze, bugünler elbet geçecek...
O artık "sıradan takım" - Ercan Güven (Milliyet)
Şampiyonluğu geçin!.. Durum çok daha vahim... Koskoca Fenerbahçe çınarına “sıradan takım” plaketi çakıldı Kasımpaşa beraberliğinden sonra. Üstelik “hakkıyla”! Neden mi?Sezon başından beri “kabahati” teknik direktöre bulamazsak futbolcuların fizik ve psikolojik performanslarına bağlardık değil mi?Ah bir ahengi yakalasalar!Ah bir istekli olsalar!..Oynadılar işte!.. Hele ikinci devrede arzuyla, hırsla hatta aceleyle oynadılar. Hızlıydılar... Rakibe yakın ve temaslıydılar. Tempo yaptılar. Mesafe rekorlarını zorladılar. Lakin, ortada ne pozisyon vardı ne umut. Öyleyse, tespit edilen ama tartışılan hataların “hepsinin doğru” olmasının yanı sıra, Fenerbahçe Futbol Takımı’nın “istekli” olsa da “çabalasa” da, ortalama bir takımdan kendi sahasında maç alamayacağı ortaya çıkmadı mı?Kasımpaşa’ya verilen iki puan değil, budur acı olan. Lens, Alper, Van Persie cezalıymış!Forma Wiel, Salih, Stoch gibi düne kadar takım bulsalar satılacak, Volkan, Ozan gibi ilk on birde nadiren forma bulacak futbolculara kalmış.Saptırmasın hiç kimse.Cezalıların sahada olduğu zaman ne fark vardı bu takımda? Yıldızlı kadroyla biraz “olgundu” o kadar!..Yanlış anlaşılmasın... Olgunluk dediğim, “büyükle büyük, küçükle küçük olmasını biliyordu” manasında! Büyük maçlarda kazanabiliyor, sıradan maçların sıradan takımı oluveriyordu yine. Aynı dünkü gibi yani.Çok hüzünlüydü Fenerbahçe’nin hali çok... Niyet edip beceremeyen yaşlı bir dev gibiydi. Sadece ikinci yarının başında Volkan Şen üzerinden bir iki kıvılcım çakabildi 90 dakikada. Stoch’un adam eksiltmesiyle orta yapmasıyla heyecan getirebildi sahaya. Ama gol de yok gol ihtimali de. Mehmet Topal isyan ediyor, Wiel çabalıyor ama Kasımpaşa duvarına çarpıp dönüyordu hepsi. Artık büyük takım değildi Fenerbahçe. En azından bu sezon için. Teknik direktör Advocaat’a gelince...Oldum olası beğenmediği futbolcuların eksik versiyonu ile adına “rotasyon” denilen fanteziden başka bir şey yapamazdı zaten. “Ya tutarsa” deyip, Beşiktaş’ın yenilmezliğine son vermiş, Başakşehir’e dört çekmiş Kasımpaşa karşısına Fenerbahçe’nin “dört lastiğini” değiştirip çıktı Advocaat.Sağ öne Volkan, arkaya Van der Wiel, sol arkaya İsmail, öne Stoch. Rusya’da patinaj yapan takıma kar lastiği...Güzel de... Daha önce ne zaman bir arada oynadıklarını ben hatırlamıyorum.Yine Rusya’dakinden farksız takım. Advocaat’ın aşağılamaları da bir etken olmasın sakın! Orta sahaya ise sanki Fenerbahçe’nin galibiyete ihtiyacı yokmuş gibi, sanki daha önce denendiğinde iyi sonuç alınmış gibi, defansif Mehmet Topal-Souza-Ozan’ı dizmişti Advocaat. Zaten rakip on kişiyle savunmada... Neyi koruyorsun Advocaat usta?O zaman koskoca ilk yarı Kasımpaşa ceza alanına bile yaklaşamaz birkaç uzaktan şutla yetinirsin işte. Ancak 75. dakikada aklına geldi ki, bir kreatif adam lazım orta sahaya... Ve Salih ile Ozan’ı değiştirdi. Tabi yanında yeni bir fantezi;İki sol bek Hasan Ali ile İsmail’i önlü arkalı yaptı. Bunlar, yol parasını da masaya koyup “rest” demek gibi talih arayışları. “Ya tutarsa” tavırları.Fenerbahçe’nin tepeden tırnağa ayarı bozulmuş bir kere. Büyük takım kategorisinden düşmüş. İstese de dönemiyor artık. Radikal kurtulma gayretleri daha da batırıyor. Sıradan takım şüphesi yerleşmişti insanların yüreğine; dün Kadıköy’de o da gerçek oldu işte. Bundan sonra Fenerbahçe parlarsa, bir Krasnodar rövanşında parlayabilir, bir de derbilerde... Onun dışında sezonun geri kalan üçte biri Antalyaspor’u geçmek, Başakşehir’den kopmamak gibi “ince” hesaplarla geçecektir maalesef.Ayıp ama gerçek!
Bitsin dava, gelsin karar - Levent Kalkan (Milliyet)
Hepinizi tek tek tebrik etmek lazım... Öyle kuru bir teşekkürle değil, statta tören düzenleyip, havai fişekler ve ışık gösterileri eşliğinde teşekkür edilmeli size, eserinizle yıllar boyu övünün diye...En büyük alkışları Başkan Aziz Yıldırım toplamalı... Mükemmel teknik direktör tercihleri, transfer ettiği birbirinden yetenekli yıldızlar için göklere çıkarılmalı. Alex'i, Appiah'ı, Anelka'yı, Ortega'yı, Aurelio'yu unutturan transferleri; her sezon rüzgar gibi gençleri takıma kazandıran müthiş scout ekibi için ayrıca kutsanmalı, dakikalarca ayakta alkışlanmalı...Başkan Aziz Yıldırım'a yaptığı her doğru işte çok büyük katkı veren birbirinden değerli yönetim kurulu üyeleri de asla unutulmamalı. O büyük törende Aziz Yıldırım ve yöneticiler el ele kürsüye çıkmalı. Gururla taraftarları selamlarken kulüp tarihine geçen bu eşsiz adamlar, gözyaşları sel olmalı...Fenerbahçe'yi üç yıldır zaferden zafere koşturan, oynattıkları müthiş futbolla taraftarları mest eden İsmail Kartal, Vitor Pereira ve Dick Advocaat kürsüye gelirken tıklım tıklım dolu statta, "We are the champions" çalmalı... Üç hocanın kazandığı kupalar tek tek sahneye konulmalı...Fenerbahçe taraftarına yaşattıklarınız hiçbir zaman unutulmayacak... Ne zaman gidersiniz bilmiyorum ama siz hep akıllarda kalacaksınız, her sohbette, her başarısızlıkta sizler hatırlanacaksınız...Son söz: Yapacak bir şey kalmadıysa eğer, hiçbir şey yapmamak en doğrusudur. Bitsin dava, açıklansın karar, sizinle buraya kadar, görecek daha çok güzel günler var...
Kaybolan yıllar... - Şansal Büyüka (Milliyet)
Moussa Sow ilk yarı boyunca oyunda kaldı, futbol adına, kendi adına en ufak bir şey yapmadan ikinci yarı başlarken yerini Fernandao‘ya bıraktı... İlk yarı rakamlarına baktık... Kaleci Volkan Demirel 14 topla buluşurken, Sow sadece 12 topla buluşmuş... Düşünün, bu takım Fenerbahçe, kendi sahasında oynuyor ve maçın ilk yarısında kalecisi, santrforundan daha fazla topla buluşuyor...Fenerbahçe‘ye Hırvat‘ı geldi, Alman’ı geldi, Güney Amerikalısı geldi, hatta savunmacılığıyla ünlü İtalyan geldi... Hiçbir hoca Fenerbahçe‘nin genleriyle oynamadı... Yani sahalara çıktığı günden beri hücum oynamayı alışkanlık haline getirmiş Fenerbahçe‘ye savunma anlayışını yerleştirmeye kalkmadı... Ama önce Pereira, ardından Advocaat bir asrı geçen alışkanlığı değiştirmeye, vücuttan “hücum genlerini“ yok etmeye çalıştılar... Advocaat halen çalışıyor... Fenerbahçe’ye uymaz bu... Vücut kabul etmez, tarih kabul etmez, taraftar hiç kabul etmez... Bu güzelim havada 12 bin seyirci neyin eseri sanıyorsunuz?Aslında Kasımpaşa maçının ikinci yarısı savunmayı bırakıp hücum alışkanlığını yakalamaya çalışan bir Fenerbahçe vardı ama orada da “sınırlı yetenekler“ ortaya çıktı... Örneğin dramatik rakamlara devam edelim... Fenerbahçe rakip kaleye 14 şut attı, sadece birinde isabet sağladı... İşe Kasımpaşa penceresinden bakalım... Kasımpaşa, Kayserispor ve Gaziantepspor maçlarından sonra kalesinde en az isabetli şutu gördüğü maçı Fenerbahçe‘ye karşı yaptı...Fenerbahçe 42 orta ile bu sezonun en fazla orta yaptığı maçını oynadı... Ne oldu peki? Hiçbir şey olmadı... Bu 42 ortadan birinde bile hava topuyla buluşamadı, birinde bile rakip kaleye şut atamadı... O şutların tamamına yakını ceza alanı dışından atılan şutlardı...Van Persie, Sow, Fernandao, Emenike gibi dört santrforunuz var, toplasanız Fenerbahçe‘yi taşıyacak tek santrfor bile çıkmıyor... Orta alanda dikine oynayan, Fenerbahçe’yi rakip kaleye taşıyan, savunmanın arkasına top bırakan tek yaratıcı oyuncunuz bile yok... Kadro yapısının da son derece kötü olduğu çok açık ortada...Fenerbahçe‘nin bu futbolla Beşiktaş‘ı yakalama şansı yok... Ancak iki haftadır ısrarla puan kaybeden ve pek de iyi oynamayan Başakşehir ve Galatasaray‘a yaklaşma, hatta yakalama şansı vardı Fenerbahçe‘nin... O şansı da kullanamadı Fenerbahçe... Kasımpaşa genelde savunmada kaldığı ama çok da ciddi tehlike yaşamadığı maçı, hücuma da çok fazla düşünmeden beraberlikle kapatmayı başardı...Fenerbahçe “kaybolan yıllara“ bir yenisini eklemek üzere...
