07.12.2020 - 07:33 | Son Güncellenme:
Bu sefer “geniş” değil “eksikti” Fenerbahçe’nin kadrosu ki, maçın ikinci yarısında bir kişi daha eksildi ve “karabasan” neymiş onu öğrendi.Evet.. Gustavo da dahil yedi futbolcuyu İstanbul’da bırakmıştı ama on kişi kalana kadar oynadığı futbolda bir fark olmadığı gibi, sonuca gitme konusunda daha da başarılı sayılabilirdi.Demek ki, giren-çıkan adamlar değildi Fenerbahçe’nin derdi. Kadro ister eksik ister geniş olsun henüz bir şablonu, kalıpları yok Fenerbahçe’nin. Otomatikleşmiş hareketler ve iletişimlerle gelen golü yok. Adeta doğaçlama oynuyor. Yine Caner’in ortalarından, Sosa’nın savunmanın arkasına paslarından medet umuyor skor yapmak için.
Bir de rakiplerin “yanlış” oynaması gerekiyor. Tıpkı ilk yarıdaki Denizlispor gibi! Bakmayın Denizli’nin geçen hafta Başakşehir’e karşı büyük bir dönüş yapmasına. Döndüreceği üç golü aynen Fenerbahçe’ye karşı oynadığı gibi futbolla yemişti. Geniş alanda, rakibe zaman ve alan bırakan, temassız bir futboldu bu. Yeteneklere yol veren bir tarzdı. Fenerbahçe’de çok yetenek vardı.Rakibin tercihi Gustavo’nun yokluğunu bile hissettirmedi Fenerbahçe’ye… Ozan, Gustavo’nun görevlerini -Caner ileri çıktığında arkadaşının boşluğunu kapatmak da dahil- yerine getirdi.Beşiktaş derbisinde gol attıktan sonra oyundan alınan Cisse attığı golle, Kadıköy’de yerini Novak’a kaptıran Caner Gökhan’a asist sayılacak korneri ve dokunulsa gol olacak ortalarıyla, her üçgene her diyagonale katkısıyla Fenerbahçe’nin geometrisini çizen ve ekstradan Cisse’ye yaptığı asistle Ferdi, Erol Bulut’un derbi tercihlerine şerh koyanlardı.
Fenerbahçe devreyi 2-0 bitirdi ama “hakkı” daha fazlasıydı. Zaten stoperler Serdar ile Tisserand’ın yarattığı üçüncü golü santimlik ofsayt ile kaybetti.Maçın ikinci yarısına damga vuran isim, umulmadık şekilde Fenerbahçe kalecisi Altay’dı…Çünkü 54. dakikada Serdar Aziz elle oynayıp ikinci sarıdan oyun dışı kaldı ve bir de penaltı hediye etti Denizlispor’a… Adeta yeniden bir “dönüş hikayesi” yazdırmaya çalışıyorlardı Fenerbahçeliler rakibe.Deplasmanda on kişi kalıp ikinci yarıya penaltıyla başlamak intihar gibiydi ama Altay izin vermedi. Fenerbahçe kalecisinin penaltıyı kurtarmasının hemen ardından oluşan iki net pozisyonda da müthiş kurtarışları vardı.
Serdar Aziz’in kırmızı kartıyla önüne fırsat çıkan stoper sadık savunmaya, Fenerbahçe ise takım halinde savunma formatında geçti. Erol Bulut önde varlık gösterebilmek için Cisse’den daha hızlı ve boş alanlarda iş yapan Thiam’ı aldı ki, Denizlispor daha çok yüklenemesin ve oyun iki farklı galibiyetle sürsün. Koca bir yarı bunaldı Fenerbahçe. Bir gol yese, gerisi kesin gelirdi.Altay fazla mesai yapmasa, panter gibi gol kurtarmasa, onun kaçırdığı kale direğine takılmasa, maçın son çeyreği geldiğinde Denizlispor önde olurdu mutlaka. O zamana kadar tam altı net gol kurtardı Altay. Daha sonra iki tane daha… Bir de hakemin verip VAR’dan dönen penaltısı var Denizlispor’un.Sonuçta, Denizli’den Fenerbahçeliye bir iyi bir kötü haber var:Fenerbahçe kazandı; bu “iyi”… Kötü olan, on kişi kalmış hiçbir rakibine yapamadığı kadar baskı yedi ikinci yarıda Denizlispor’dan. Açıkçası zor kurtuldu rakibinden.
Bu başlık, çok uzun yıllar önce Türkiye’yi Eurovision yarışmasında temsil eden şarkının adı değil... Bu başlık, Denizli karşısındaki Fenerbahçe kalecisi Altay’ın bir dakikalık öyküsü...- Altay’ın öyküsü, penaltı atışını kurtarışıyla başladı, hemen aynı dakika içinde Aissati’nin tam köşeye giden füzesini mükemmel şekilde uzayıp kornere attı. Kornerden gelen top direkt kaleye yönelmişken ters hamle yapıp o topu da çıkardı. Bir dakikada birbirinden önemli üç hayat öpücüğü... Bir anlamda Altay’la bir dakika...- Penaltı demişken, geçen hafta da yazdım, böyle penaltılar içime sinmiyor. Serdar Aziz rakibi ile neredeyse vücut vücuda yükseliyor, yani mesafe çok yakın... Top boyun-omuzdan sekip ele geliyor. Çok kolay, çok rahat...
- Gelelim Serdar Aziz’e... Hakem Ali Palabıyık, VAR’a giderken, yanına gidip, muhtemelen sözlü bir hakarette bulunup sarı kartı niye görürsün? Çünkü VAR’dan penaltıyla dönse, elle oynamaktan bir sarı daha göreceksin. Serdar Aziz’in yaptığı bile bile lades...- Penaltıyı Murawski attı, geçen hafta da Başakşehir maçının son saniyesinde aynı köşeye vurmuştu. Dersini çalışan bir kaleci rakip penaltıcının nereye vurduğunu bilmez mi?- Fenerbahçe atletik bir takım değil... Bugüne kadar hep bunun sıkıntısını çekti. Denizli karşısında ilk defa koşan, hızlı, haraketli, çabuk oyuncularla oynayınca, ciddi bir oyun üstünlüğü kurdu. Mert Hakan ile Ozan Tufan iki kenara da gidiyorlar, merkeze geliyorlar, çok dolaşıyorlar. Bunlara, kenarda oynamasına rağmen Ferdi de eklenince, Denizli savunma anlayışı Fenerbahçe’yi durdurmakta güçlük çekti.
-Fenerbahçe’nin klasik açıkları yok. Mevcutlar içinde tek kenar adamı Ferdi... Topu çabuk öne taşıyabiliyor. Solda Pelkas’dan kenar adamı asla olmaz. Bu kaçıncı yanılgı... Erol Hoca hala Pelkas’ı solda oynatmaya devam ediyor.- Fenerbahçe’nin bir eksik kalınca, böyle bir baskı yemesini kabul etmek mümkün değil... Zaten skoru almışsın, bu kadar tecrüben var, top dolaştır, kontratağa çıkmaya çalış... 10 kişi kalan ne takımlar gördük, maçı alıp giden...
- Ali Palabıyık’ın ikinci penaltı kararı tepeden tırnağa yanlıştı... Faulu; dirseği, kaleci Altay’ın yüzüyle buluşan Rodallega yaptı. Ali Palabıyık nasıl penaltı dedi, şaşırdım. Neyse VAR’da yanlışından döndü.-Geçen hafta sakatlıktan dönen ve son derece etkisiz oynayan Gökhan Gönül, bu maçın iyilerinden biriydi. Golüyle ve mücadelesiyle... Orta alanda iki hareketli adam Mert Hakan ile Ozan Tufan mutlaka olmalılar.
-Fenerbahçe için bu sezon deplasmanda sorun yok. Bu 6. deplasman maçı, 5’ini kazandı, 1 beraberliği Galatasaray deplasmanı... Fenerbahçe için kabus, 8 puan kaybettiği iç saha maçları... Fenerbahçe çabuk oynamayı, hızlı oynamayı becerirse, cömert ev sahipliğine veda eder. Aksi taktirde hüsrana devam... Üstelik görünüyor ki, Fenerbahçe tek başına...
"Ali Palabıyık, sana VAR'dan Serdar Aziz'in elle oynaması var dediler, sen de gittin. Elle oynaması varsa sen muhtemel sarı vereceksin. Altlığını yaptı, VAR'da izlemeden önce sarı kart verdi, gitti olmayan penaltıyı verdi.
Caner ile Gökhan maçı kurtardı, tecrübeli oyuncu burada. Fenerbahçe bugün, 2. penaltıyı Ali Palabıyık'a iptal ettirdi, Gökhan ile Caner 2. penaltıda VAR'a giderken öyle bir şey söyledi ki... Öyle iki cümle söyledi ki, yüreğin yetmedi ve gidip penaltıyı iptal etmek zorunda kaldın ki zaten penaltı değil. Ali Palabıyık sen kötü niyetli bir hakemsin.
Galatasaray maçında Muğdat'ın olmayan penaltısını VAR hakemiyken genç hakeme verdiriyorsun, bugün bunları yapıyorsun. Ali Palabıyık bundan sonra ağzıyla kuş tutsa, bugünün gölgesinde kalır."
Beşiktaş maçındaki çok kötü oyun ve sonuçtan sonra gelen galibiyet önemli. İlk yarıda sadece Caner’in servislerinden oyun 4’e 5’e gidebilirdi, bu doğru. Türkiye’de hiç çıkmayan tarzda bir itiraz sarı kartından Serdar Aziz’in atılışı da takımı etkiledi. Buna da itiraz yok. Ancak ne olursa olsun 2-0 önde şampiyonluk adayı bir Fenerbahçe, lig 20.'sine karşı 10 kişi de olsa pas yaparak oyunu soğutabilmeli. Oyunu kalesinden uzağa taşıyabilmeli. Elinde Sosa, Caner, Gökhan, Ozan, Pelkas, Cisse, Valencia vs vs. varken pas dizileri oluşturabilmeli. Bu yetenek ve tecrübe seviyesindeki bir takım 40 dakika bu kadar mahkum oynamamalı. Fenerbahçe 10 pas ve üstü dizilerde ligin 14.’sü. İki pas yaptıktan sonra hemen topu karambole vuruyorlar. Bir şekilde top ileri çıkarıldığında ise orta yapılıyor. Erol Bulut’un yeni alternatifler bulması şart. Bu kadar kolay top kaybedilmez.
Ali Palabıyık bundan sonra bu seviyedeki itirazlara sarı kart gösterirse ne olur? Ne saçma bir soru aynı maçta daha fazla itiraz edenlere bile sarı göstermedi ki!Maçın starı: Maçın skorunu tayin eden 4 temel oyuncu vardı. Altay maçın son bölümünde çok önemli kurtarışlarla direnç noktası oluşturdu. Penaltı ve fazlasını kurtardı. Ben oyumu Altay’a veriyorum.
Maçın yıldızının Altay oluşu üzerinde durulmalı. ‘Hakem bizi doğradı’ bunun cevabı değil. Eğer gol buluyorsan ve pozisyon vermiyorsan topa sahip olmaya mecbur değilsin. Kısa mesaj: 3 puan hayata döndürdü ama futbol gelişmek bir yana sezon başının da gerisine düştü. Savunma geriliyor, hücum gelişmiyor.
Ocak ayında UEFA’nın açıklayacağı hakem kategorilerinde, ELİT olmayı bekleyen Ali Palabıyık, dün akşam tartışmalı bir maç yönetti. Ocak ayında kendi kariyeri açısından çok önemli bu haberi bekleyen Palabıyık’ın belli ki aklı Lyon’dan gelecek haberdeydi. Maçın 53. dakikasında Serdar Aziz’in koluna gelen topa hakem, ‘Devam’ demişti. VAR devreye girdi. Burada Serdar Aziz’in kafasından seken top, koluna geldi. Serdar, topu kafasıyla bilerek oynamıyor. Dolayısıyla penaltı kararı doğruydu. Ancak pozisyona VAR’a giderken itiraz eden Serdar Aziz, belki de en masum haliyle itiraz ediyor. Palabıyık, biraz sonra penaltı verdiğinde sarı kart göstereceğini bildiği Serdar Aziz’e bu itirazdan sarı kart göstererek kariyerine yakışmayacak bir iş yaptı. Daha sonra gösterdiği ikinci sarı elbette doğru. Kaleye giden kafa şutunu elle kesmek, net bir sarı kart.
Maçın sonlarına doğru verilen penaltı ise VAR müdahalesiyle iptal edildi. Altay’ın penaltıyı gerektirecek bir hamlesi yok ama Valencia’nın Rodellega’ya arkadan yüklenmesi var. Valencia’nın hamlesi penaltı değilse, o halde Rodellaga’nın Altay’ın yüzüne gelen hamlede Rodellaga’yı ikinci sarı karttan atması gerekirdi. Kısaca maçın önüne geçen bir hakem izlemiş olduk.
250 TL'ye varan hoş geldin bonusu Misli.com'da Hemen oynamak için buraya tıklayın!