TFF’nin kırıklarla dolu karnesi

Haberin Devamı

Üzerinden bir yıla yakın süre geçti. 18 Temmuz’da Türkiye Futbol Federasyonu seçimli mali genel kurulu yapıldı Ankara’da.
Dönemin TFF başkanı Mehmet Büyükekşi tekrar aday oldu. Rakip olarak İbrahim Hacıosmanoğlu çıktı.
Öncelikle altını çizeyim; 33 sene önce yasayla özerkliği tescillenen futbolun, siyasetle bağı hiç kopmamıştır. Siyasetin de futbolla. Dolayısıyla “nöbet değişimini” sürpriz olarak görmek saflıktır.
Gelelim yeni başkan Hacıosmanoğlu’nun sezon karnesine?
Başkan yıldızlı pekiyi hak ettiğini düşünebilir. Lakin gerçekler farklı.
Trabzonlu TFF başkanı Trabzonspor’un kötü bir sezon geçirmesini, başkan vekili sayın Mecnun Odyakmaz ise uzun yıllar başkanlığını yaptığı Sivasspor’un küme düşmesini gerekçe göstererek “tarafsızlık ve adalet” cümlesi kurabilir.
Ancak bu tez, Merkez Hakem Kurulu başta olmak üzere hukuk kurullarının günahlarını, yönetimsel hataları, yanlış tercihleri ve yaşanan skandalları unutturamaz.
Bunlar yaşanmadı mı ?
O zaman bazı hatırlatmalar yapalım;
- Seçimin ardından Hacıosmanoğlu yönetiminin ağır toplarından Bayram Saral, “şeffaf yönetim anlayışının gerçekleşmeyeceğine dair oluşan kanaati” nedeniyle istifa etti.
- İki ay sonra TFF başkan vekili, İcra Kurulu üyesi Lale Candar’ın “görülen lüzum üzerine” istifası alındı.
- Ardından Tahkim Kurulu başkanı ve iki üye ile yedek iki üye istifa etti. Yerlerine tartışmalı atamalar yapıldı.
- Her fırsatta yabancı VAR hakemini “ihanet” olarak değerlendiren, ancak hakemleri “rehin” almakla ünlenen TFF başkanı, sözlerinin mürekkebi kurumadan yabancı VAR hakemi getirdi.
- Yetmedi, 55 yıl sonra derbi maçına bir yabancı hakem görevlendirildi.
- Hakemlere “Arkanızdayım” mesajı verdi, işler kötü gidince televizyondaki “abilerine” şikayet etti.
- Medya önünde hakemlerle ilgili “Başımı öne eğdiniz”, “Bana operasyon yapıyorlar”, “Sırtımdan hançerliyorlar” cümlelerini kurdu.
- Büyükekşi dönemini “Burayı çiftliğe çevirmişler” sözleriyle eleştirdi, akabinde federasyonun en önemli icra organlarına futbolla ilgisi olmayan kişileri getirdi.
- “Kulüp başkanları açıklamaları nedeniyle disiplin kuruluna sevk edilmeyecek” dedi, onlarca başkana ağırlaştırılmış cezalar kesildi.
- Milli takımlar alt yapısı ehliyetsiz ve liyakatsiz kişilere teslim edildi. Onlar da bu görevleri kulüplere gidebilmek için sıçrama tahtası olarak kullandı.
- Kulüp Lisans ve Finansal fair-play talimatı, ki TFF’nin en önemli yaptırım gücüdür, bir sezonda tam üç kez değiştirildi.

En başarısız MHK

- Ferhat Gündoğdu başkanlığındaki MHK tarihin en başarısız, en basiretsiz, en adaletsiz yönetimini sergiledi. Hakemler birbirine düşman edildi. Gündoğdu, başı sıkışınca yol arkadaşları Ahmet Şahin ve Yunus Yıldırım’ı yarı yolda bıraktı. Üç yıllık kontratından aldığı güçle herkese posta (!) koymaya kalktı. Çıkardığı talimatları inkar etti.
- Onun MHK’sinde Türk hakemliği uluslararası platformda 20 yılın çöküş dönemini yaşadı.
- Son olarak Disiplin Kurulu üyeleri arasında kurulan iletişim grubundaki skandal paylaşımlar, “tarafsızız” diyenlerin yüzünü kızarttı.
Şimdi sayın Hacıosmanoğlu’na soruyorum; yukarıdakilerin hangisine “olmadı, gerçek değil” diyebilirsiniz?
Bulunduğumuz noktada kurumsal iflasa sürüklenen bir federasyon, otoritenin kalmadığı bir düzen, derin bir sessizlik ve çaresizliğin hüküm sürdüğü hesap sorulabilirlikten çıkmış, denetimden uzak bir Türk futbolu görüyorum.
Şaşırmamak gerek...