05.03.2021 - 08:17 | Son Güncellenme:
Meçhul, bilinmeyen bir Antalyaspor yoktu ki Kadıköy’de… İronik bir şekilde hızlı ve önde oynama üstadı Ersun Yanal tarafından “savunmanın zirvesine tırmandırılan” bir takım vardı. Topu rakibe bırakıp 6’lı savunma yapıyor, fırsat bulunca hızlı Amilton ve Gökdeniz ile kontratağa kalkıyordu; bundan önce yenilmediği 11 maçtaki gibi.Burada Erol Bulut takımının rakip savunmayı nasıl açacağı önemliydi. Ya da açamayacağı! Her takıma aynı şeyi oynayıp ilk yarıyı ziyan ettikten sonra takımı sahada yenilemenin alemi var mı?Trabzonspor morali falan hikaye… İlk yarıyı ziyan etti Fenerbahçe. Ne Osayi’i Antalya savunması arasına sokabildi, ne Novak - Gökhan beklerini öne çıkarabildi. Ne de Mesut servis yapabildi. Servis yapacak Fenerbahçeli yoktu ki rakip ceza sahasında. Defans arkasına koşular da yoktu, çabuk yön değiştirme de…
Gol atamadı tabi. Ama yedi. En zor gol atılan savunmanın feriştahı takım karşısında neredeyse maça 1-0 mağlup başladı. Kabus gibiydi.Denilecek ki, “gol Tisserand’ın bireysel hatasındandı”.Evet, Tisserand resmen Fredy’e asist yaptı çıkarken yanlış pası ile.Ancak kaderin garip bir cilvesiyle, aynı Fredy kendi ceza sahası önünde aynı hatayı kopyaladı ve Mesut Özil’e gollük bir pas verdi devre bitmeden. Mesut atamadı.“Hayati bireysel hatalar” eşitti ilk yarıda, ama “skor farklıydı” !Fenerbahçe’nin tehlike yarattığı dakikalar Pelkas ile Osayi’nin kanat değiştirdiği süreydi o kadar. Bir de gol yeme pahasına maçın sonları.
Erol Bulut Kadıköy’de 1-0 mağlup başladığı ikinci yarıda risk almaya karar verdi. Orta sahanın garantilerinden Ozan’ı çıkarıp Valencia’yı soktu. Savunmayı ise Szalai-Tisserand-Gökhan olarak üçlüye çevirdi. Orta sahayı da forveti de kalabalıklaştırdı. Artık Fenerbahçe hücumlarında altılı Antalyaspor savunması arasında dört-beş Fenerbahçeli olabiliyordu. Fenerbahçe setlerinde o kadar kalabalıktı ki Antalyaspor ceza sahası uzaktan şut çekmek imkansızdı. İnce paslara, verkaçlara da rakip savunma izin vermiyordu. Oyun bu kez Antalya ceza alanında sıkışmıştı. Ancak gerçek bir zorlama yoktu Fenerbahçe’nin oyununda. Çünkü yavaş oynuyordu. Ozan çıktığı için Antalyaspor kontrataklarında Gökdeniz’i durduracak kimse de kalmamıştı. Açık söylemek lazım, “golü hangi takım atar” sorusuna kimse yanıt veremezdi ikinci devrede. Ya Fenerbahçeli futbolculardan biri yeteneğini konuşturacak ya da Antalyaspor kontrataklarından biri Fenerbahçe kalesinde son bulacaktı.
65’de Mesut sakatlanınca İrfan Can ilk kez sahaya çıktı ve farkı hissedildi. Novak’ın yerine ise Cisse girdi. Ardından Ferdi ve Thiam’ı oyuna soktu ve Osayi ile Samatta’yı çıkardı Erol Bulut. Yine oyun değil adam değişimi… Ya tutarsa meselesi!Ve maça girdiğinden beri takımın en istekli en hareketlisi Valancia tamamen kişisel çabasıyla, çalımlarıyla skoru 1-1 yaptı. Thiam’ın direkten dönen kafası ve oyuna sonradan giren Doğukan ve Podolski’nin kaçırdığı yüzde yüzlük gol şansı sonraydı.Pelkas’ın ceza sahasında düşürülmesine hakemin verdiği penaltı VAR’dan dönünce Fenerbahçe Galatasaray’ın kaybettiği hafta zirvedekilerle puanını eşitleme fırsatını kaçırdı.Hem de Kadıköy’de.Neden?.. Kadıköy’ün “uğurundan” değil her halde! Fenerbahçe oturup düşünmeli hata nerede veya kimde diye! Ve tekrar ediyorum; Erol Bulut’un işine karışmalı birileri.
Fenerbahçe koca 90 dakikanın 75 dakikasını uyuyarak geçirdi… Hani uykuda yavaş yavaş yürüyenler olur ya, aynen öyle… Son 15 dakikada uyandı, bir anlamda çok geç uyandı… Sonrasında çok uğraştı ama “hayalet“ gibi geçirdiği 75 dakikayı son 15 dakikada doğal olarak telafi edemedi…Fenerbahçe koca 90 dakikanın 75 dakikasını uyuyarak geçirdi… Hani uykuda yavaş yavaş yürüyenler olur ya, aynen öyle… Son 15 dakikada uyandı, bir anlamda çok geç uyandı… Sonrasında çok uğraştı ama “hayalet“ gibi geçirdiği 75 dakikayı son 15 dakikada doğal olarak telafi edemedi…Fenerbahçe için “telafi edemedi“ diyoruz ama son 15 dakikadaki ezici baskı sırasında, kaçırılması belki de mümkün olmayan iki akıl almaz pozisyonu Antalya kaçırdı… Önce Doğukan, sonra büyük vuruş ustası Podolski…Fenerbahçe, yanlış kadroyla çıkmanın, çoğu maçta olduğu gibi çok yavaş oynamanın, orta alanda zerre kadar yararı olmayan bıktırıcı yan pas yapmanın, bir golcüye sahip olmayışın faturasını ödedi…Sormak lazım; Fenerbahçe son 15 dakikada oyunu bu kadar hızlandırıyor, bu kadar baskı kurabiliyorsa, boşa harcadığı 75 dakikanın hiç olmazsa bir bölümünde bu hızlı oyunu oynayıp, bu baskıyı yapamaz mı?
Ünlü sanatçı Fazıl Say başta, Trabzonspor maçında kaçırdığı golle Fenerbahçelileri deliye döndüren Samatta ne oldu da ilk 11’de oyuna başladı… Üç günde yeniden mi doğdu! Pelkas’ın ortada yararı çok açıkken niye kenarda başladı?Mesut Özil çıktıktan sonra Fenerbahçe‘nin 2-3 vites birden arttırması bir raslantı mı? Süper Lig‘in ilk yarısının en iyi orta saha adamlarından biri olan Ozan Tufan nasıl oldu da bu kadar keskin bir düşüş yaptı?Stoperler her maçta okkalı bir yanlış yapmak zorunda mı? Antalya golünde Fredy‘ye asisti Tisserand yaptı… Hızını alamadı, kaleci Altay‘ı da bozdu, ikinci bir asisti hazırladı, dua etsin imdadına Szalai yetişti… Macar stoper, Fenerbahçe‘nin birden fazla gol yemesini engelleyen tek isimdi…
Fredy “Bana asist yaptılar, ayıp olmasın“ demiş olmalı ki, ilk yarının sonunda Mesut Özil‘e müthiş bir asist yaptı… Ama Mesut henüz eski bildiğimiz Mesut değil ki…Fenerbahçe‘nin ikinci yarıda hareketlenmesinin bir nedeni Valencia‘ydı… Çok hareketli ve hızlı oynayınca, tam 75 dakika yerleşik düzenini bozmayan Antalya savunmasına sıkıntılar yaşattı…Ersun Hoca ile Antalya tam 12 maçtır kaybetmiyor… Bu seriyi Beşiktaş, Galatasaray, Fenerbahçe bile yakalayamadı… Ersun Hoca mevcut kadroya göre bir oyun düzeni tutturdu… Özellikle iki stoper Naldo ile Kurdyashov‘un arasına Veysel‘i sokup üç stoperli müthiş bir duvar ördü…Fenerbahçe‘nin Antalya golü öncesinde topun taca çıktığı iddiası var… İlk yarıda ceza alanı içinde Novak‘ın, Amilton‘a arkadan bir müdahalesi oldu… VAR “devam“ dedi ama bu pozisyon çok su kaldırır… Son dakikalarda Fenerbahçe lehine verilip VAR kararıyla iptal edilen penaltı da, Veysel‘in ayakları yerden kalkmıyor, engelleme yok, iptal kararı doğru…
Fenerbahçe boşa harcadığı 75 dakikada, özellikle ilk yarıda o kadar gereksiz yan pas yaptı ki… O kadar yavaş oynadı ki… 7-8 pas yaptılar, 7-8 metre geriye gittiler, olur mu böyle şey… Galatasaray‘ın Ankaragücü‘ne kaybetmesinin, Fenerbahçe’nin Antalya beraberliğinin ardından, vurgunu Beşiktaş yaptı… Trabzonspor üç gün sonra yeniden umutlandı...Fenerbahçe boşa harcadığı 75 dakikada, özellikle ilk yarıda o kadar gereksiz yan pas yaptı ki… O kadar yavaş oynadı ki… 7-8 pas yaptılar, 7-8 metre geriye gittiler, olur mu böyle şey… Galatasaray‘ın Ankaragücü‘ne kaybetmesinin, Fenerbahçe’nin Antalya beraberliğinin ardından, vurgunu Beşiktaş yaptı… Trabzonspor üç gün sonra yeniden umutlandı...Fenerbahçe, Karadeniz‘de üç gün önce “Bahar havası“nı yakalamıştı… Antalya karşısındaki beraberlikle bahar havası bitti, Fenerbahçe‘nin havası “Mevsim normallerinin altına” düştü, adeta buz kesti… Bu futbolla, bu hava ısınmaz, sakın üşütmeyin...
İlk yarı Fenerbahçe'nin Çin Seddi'ni fiskelerle geçme çabasını izledik desem o bile fazla olabilir. Neredeyse hiç denemedi. Mesut 3 gün öncesinden de yorgun ve oyun planının ne olduğunu anlamamış bir yüz ifadesiyle sahadaydı. Kalecisiz kaleye kaçırdığı golü bizim bildiğimiz Mesut, gözü kapalı kolları ve tek bacağı bağlı atar. Dışarı vurdu. O zinde olmayınca hücumun iki kanadının Antalya gibi bir savunmaya karşı çalışması da mümkün değil. Çok ağırdılar. Bütün iş Sosa'ya kaldı. Pelkas'a çok az döndüler. Osayi ise adam geçmeyi denemedi. Bütün bunlar önde top kaptırma endişesinden … Normal olarak 'atağı bitirin' direktifiyle sahaya çıkmış olmaları kesin. Bulut'un 'sabırlı oynayacağız' deyişini de hesaba katmalı. Çok hareketsiz kaldılar. Samatta'nın sırtı dönük oyundaki yokluğu da önemli tabii. Antalya savunması sadece durdu ve yavaş yavaş sağa sola hareket etti. Araya hiç adam kaçırma girişimi olmayınca rahat ettiler. Belki Osayi yerine Valencia sağda olsa hem bir fiziksel direnç hem de dripling ihtimali olabilirdi.
İkinci yarıya da öyle başladı. Önce yarım sonra tam 3'lü savunmaya geçti. Mesut/İrfan değişikliği ve asıl Naldo oyundan alındıktan sonra Fenerbahçe rakip ceza alanına nihayet girmeye başladı. 3'lünün özellikle sağının yarattığı boşluklardan da Antalya yararlandı. Özellikle son 10 dakika inanılmaz pozisyonlar izledik ki, Antalya'nın savunması ve Fenerbahçe'nin iç saha hücumu göz önüne alındığında bu büyük sürpriz. Ancak skor maç öncesinde istatistikler ne diyorsa o şekilde ortaya çıktı. Tisserand'ın laubali ikramını şahane değerlendiren Fredy'nin ikramını Mesut'un inanılmaz geri çevirişi de maçın olayı oldu.
Maç başlamadan sahadaki görüntüyü tahmin ediyorduk. Fenerbahçe topu alacak, Antalya tam takım kapanacak. Öyle de oldu. Pelkas dışında adam eksilten oyuncu yokken, Mesut hâlâ yorgun gözükürken (Fredy’nin ikram pasını bile boş kaleye atamadı.), Ozan tek doğru pas yapamazken, Sosa ve Samuel çırpınırken, Samatta gezinirken, rakibi indirmek kolay olmadı. Antalyaspor ilk atağında Tisserand’ın asisti (!) ile golü de bulunca maç çıkmaza girdi. İlk bölümde Fenerbahçe'nin organize tek hücum girişimi yoktu. İkinci bölümde Ozan’ın yerine Valencia sahadaydı. Erol Bulut tüm hücumcuları sahaya sürdü. Ancak maç kazanmak için sahada golcün olacaktı. Thiam, Cisse ve Samatta’yı toplasan bir golcü yaratamazsın. Golcün yoksa da kaçan maçlara oturup ağlamayacaksın. Valencia’nın becerisiyle attığı gol de maçı kurtarmaya yetmedi. Sonuç; İç saha fobisi devam eden Fenerbahçe’ye şampiyonluk için deplasman galibiyetleri yetmez.
'2 hafta sonra oynar' denilen Gustavo neredeyse 2 aydır yok. Gustavo’nun neyi var?Maçın starıMüthiş mücadele etti. Adeta tek başına defans yaptı. Kritik toplar kesti, hücuma katkı yaptı. Atilla Szalai sahanın en iyisiydi.Maçın olayıBu sezon golcü diye transfer edilen, Valencia, Cisse ve Thiam maça kulübede başladı. Sahadaki (Samatta) ise golcü mü tartışılır. Kulübedekiler de yine maçı döndüremediler.Kısa mesajKadıköy demek ki 12. Adam varken Kadıköy'müş.
Maçta Ümit Öztürk’ün çok kritik kararları oldu. 30. dakikada Amilton ile Novak arasında yaşanan mücadelede Amilton yerde kaldı. Amilton önde ve avantajlı konumdayken, Novak’ın rakibinin alt baldırına bir darbesi oldu. Penaltı kararı verilmeliydi. 62. dakikada Fenerbahçe kale sahasına gelen yan topta Altay topa doğru uzanırken, Veysel’i formasından çekerek bozuyor, devamında eli Veysel’in yüzüyle buluşuyor. Burada da karar penaltı olmalıydı. Fenerbahçe lehine verilen penaltının iptali ise oyun kuralları açısından ciddi tartışma yaratacak cinsten.
Oyun Kuralları’nda, “Aynı anda birden fazla ihlal gerçekleşirse yaptırım, oyunu tekrar başlatma, fiziksel şiddet ve taktiksel etki açısından daha ciddi olan ihlali cezalandırır” diye bir ifade var. Bu penaltıda aynı anda Pelkas’a rakip dizle bir müdahalede bulunurken, Pelkas da rakibinin ayağına basıyor. Oyun kurallarına göre etki açısından daha ciddi ihlal penaltı olduğu için penaltı kararı değişmemeliydi. Mesut Özil’in sakatlandığı pozisyonda ise Fredy ikinci sarıyı görmeliydi.
Alman Milli Takımı'nın iki eski yıldızı Mesut Özil ve Podolski'nin her iki devrenin son dakikasında kaçırdıkları akıllara ziyan pozisyonlar bu 90 dakikanın aslında en güzel özeti. Trabzon'da kazanmış, Galatasaray'ın mağlubiyetiyle moral bulmuş F.Bahçe'nin sahaya çıkarken bir motivasyon konuşmasına ihtiyacı mı vardı? Elbette yoktu ama işler yolunda gitmediğinde oyunu okuyabilen bir teknik adama ihtiyacı olduğu kesin...Antalyaspor'un ne oynadığını ve Yanal'ın özellikle Naldo ve Veysel ile yüksek topları çok iyi kestiğini herkes bilirken, F.Bahçe kalesinde erken gol görerek rakibin ekmeğine yağ sürdü. F.Bahçe set oynarken, sürekli Mesut arayışı ilk yarıda sağ tarafın etkinliğini azaltırken Ozan da göbekten sezonun ilk yarısındaki oyununa hasret bırakınca Bulut'un takımı, sorumluluk alan oyuncuların doğaçlama oyununa kaldı...
Gökhan, Szalai ve Pelkas ayağına top geldiğinde takımı iten isimler ama diğerleri bu çabayı izlerse ortaya çıkan takım oyunu değil; tesadüfler serisi oluyor. 58'de Gökhan'ın çevresinde 3 pas alternatifi varken çabuk hücum için topu ters kanada Valencia'ya şişirmesi gibi.Bulut yaptığı değişiklerle rakipten çok yine kendi takımının başını döndürdü. Üçlü defansa dönmek kolay ama kalan 7 adama sahada nerede duracakları öğretmek zor! Kim nerede oynuyor karmaşasında geriye yaslanan Antalya ikiyi de bulabilirdi ki, Valencia'nın solo performans golü geldi.Antalya lehine iki penaltı pozisyonu VAR'da görülebilirdi. G.Saray ve F.Bahçe, orta sahalarındaki problemi teşhis edemeyip ikinci yarılara ekstra forvetle başlayıp puan kaybı yaşadılar bu ara haftada... Ozan Tufan çıkıyorsa 46'da İrfan Can Kahveci girerdi. Futbol, çok forvetin çok gol attığı bir oyun değildir.
Antalyaspor, Hatay hezimetinden sonra G.Saray maçıyla başlayıp gittikçe oturttuğu başarılı alan daraltan savunma kurgusuyla her rakibe zor pozisyon veriyor. Böyle bir rakibe karşı, saha içi düzeni sorunlu olan F.Bahçe'nin dikkatli olması gerekiyordu. Ama Tisserand'ın büyük hatasıyla erken yenik duruma düşüldü. Sonrasında da plansız, programsız, hücum girişimleri başladı. Aslında Antalyaspor, kaleci Boffin ile riskli paslarla F.Bahçe'ye ortam hazırladı ama 'Al da at' diye verilen pası Mesut auta gönderdi.İkinci yarıda F.Bahçe yükleniyor, Antalya da pozisyon vermiyordu. Bu arada maçın kırılma anı yaşandı. Gökdeniz, geniş alanda yakaladığı bir fırsatta boştaki arkadaşına pas vermek yerine egoistliği tercih edince net pozisyon kaçtı.
Sonrasında F.Bahçe'de oyuncu değişiklikleri ve Mesut'un sakatlığı geldi. Bu arada sahneye Ersun Yanal çıktı. Savunmanın başarılı ismi Naldo'yu çıkardı. Ardından F.Bahçe'nin arka arkaya pozisyonları geldi. Hem F.Bahçe hem de Antalya önemli fırsatları harcayınca maç berabere bitti.Osayi bir katkı vermiyor, Samatta yokları oynadı, Pelkas ikinci yarıda gerçek yerine geçince etkili oldu. Ama Erol Bulut bazı baskılardan bunu hâlâ görmek istemiyor. F.Bahçe'de sorunlar devam ediyor. Böyle bir kritik dönemde evindeki son iki maçta vasat rakiplere 5 puan kaybediyorsa gidişatın hiç iyi olmadığı ortada.Amilton'a, Novak'ın yaptığı hareket açık penaltıydı, hakem Ümit Öztürk vermedi, VAR da müdahale etmedi. Sonra hakemin Fenerbahçe lehine verdiği penaltıda VAR bu sefer devreye girip hatayı düzeltti.
250 TL'ye varan hoş geldin bonusu Misli.com'da Hemen oynamak için buraya tıklayın!