17.04.2021 - 09:55 | Son Güncellenme:
Hani VAR’ı hedefe koyanlar (!), ne kadar işe yaradığını dün bir kez daha gördük. Oğuzhan topla ceza alanına girdi, topu kurtardı, Badji’den sıyrılamadı! Halis Özkahya mı? Tabi ki ‘devam’ dedi. Üstelik pozisyona da fazla uzak değildi. Neyse ki, VAR’ın radarına takıldı, hakem izledi, beyaz noktayı gösterdi. Ya VAR olmasaydı, buz gibi penaltı arada kaynayıp gidecekti!Şimdiii, Kartal’ın golcülerinden Larin topu istedi, N’Koudou, kendinden emin, topu aldı gitti, penaltı noktasına götürdü. Ne yani, Larin kavgamı etsin? Kibarlık yaptı! N’Koudou, penaltıyı kaçırdı, daha doğrusu kaleci kurtardı! Mahalle maçında bile böyle penaltıyı kaçıranı döverler...Ghezzal var, Atiba var, Larin var, var oğlu var! Niye N’Koudou, Sergen Hoca? Penaltı atışlarında herkes kafasına göre mi takılıyor, pek anlayamadım.Beşiktaş kaldı ki daha ilk dakikalarda baskıyı kurmuş, at o penaltıyı, hem rakibin direnişini kır, hem de moralini sıfıra indir... Böyle fırsat kaç kere gelir, arkadaş?Sanırım futbolcular, Ankaragücü’nü başka takımlarla karıştırdılar. Son haftaların en çok çıkış yapan takımı olduğunu unuttunuz mu? Ne var ki, konuk takımın da Ersin’i irite edecek öyle aman aman bir baskısını da göremedim, doğrusu!
İlk yarıda topla oynama oranı yüzde 79 Beşiktaş lehine; gelin görün ki bu özellik pozisyon üretimine çok yansıdı dersek abartmış oluruz. Biri kaçan penaltı. bir de Larin’in ceza alanı içinden attığı, kaleciden dönen şutu var, hepsi o kadar! Larin, adeta gol kaçırmada ustalığa terfi etti şu sıralar!Neyse ki, Kartal’ın Ghezzal’i var. Son saniyelerde kazanılan faul atışını kullandı, kaleci Korhan çıktı, Kulusic’i tutamadı, kafayla topu kendi kalesine gönderdi! Eeee futbol işte böyle bir oyun, sen atamazsın, rakip atar!Kartal, ilk yarıyı 1-0 önde kapadı, gelin görün ki, bu kez de Oğuzhan’ı kaybetti. O da sakatlar zincirine eklendi! Kartal, kritik haftalarda, kayıp üzerine kayıp veriyor.Valla, ben böyle bir şey görmedim. Tamam baskı yapan, coşkulu oynayan Beşiktaş... Gelin görün ki, bir oyuncu kendi kalesine iki gol atar mı? Atıyormuş, bunu da gördük!Gerçi bu oyunda kendi kalesine gol atanlar var, olmaya da devam edecek! Kulusic ilk yarıda kendi kalesine attığı golden sonra adeta yılkıldı, morali dibe vurdu.Peki, Hikmet Hocam, onu niye oyundan almadın? Üstelik bu oyunun içinde yılların geçti, futbolcu psikolojisini herkesten daha iyi bilirsin. Yazık oldu Kulusic’e! O malum senaristler bu kez Kulusic’i ipe çekecekler, konuş babam konuş, yaz babam yaz misali! Sakın ola bu iki gole kulp takmaya kalkmayın, iş kazasıdır, işşş!
Ankaragücü, asla boş takım değil... En azından iki golü kendi kalesine de atsa, pes etmiyor, halel olsun onlara!Nitekim 65’de Welinton, Paintsil’i ceza alanı içinde indirdi, penaltı... Atışı aynı futbolcu kullandı, Ersin’i terse yatırdı, farkı bire indirdi. N’Koudou, penaltı nasıl atılır, gördün mü?Gol, Ankaragücü’nü gerçek kimliğine dönüştürdü, baskı ve presle Beşiktaş savunmasını zorladı, bir pozisyon üretti, Ersin gole izin vermedi.Ahhh Gökhan Töre ahhh! Kardeşim o nasıl kontrolsüz giriştir? Üstelik son dakika... Bırak gitsin rakibin! Paintsil, kendini yerde buldu, karar penaltı, atışı yine aynı futbolcu kullandı ve skoru belirledi, Kulusic’i kurtardı!Valla, maçın geneline bakıyorum, Kulusic, iki golü kendi kalesine atmasaydı, ne olurdu acaba!Yahuuu, ne güzel senin yapamadığını rakip savunmacı yaptı! Daha ne istiyorsun arkadaş? Müthiş bir avantaj yakaladın, kullanamadın, iki ALTIN puan uçup gitti! Rosier’in faul gerekçesiyle iptal edilen golü de tartışılır!N’Koudou’nun atamadığı penaltı, Larin’in kaleciye nişanladığı top, maçın kırılma anlarıydı bence.Neyse, yat-kalk Kulusic’e dua et, top sende olsa ne olur olmazsa ne olur kardeşim?Dedik ya, daha bu köprünün altından daha çok sular akacak arkadaş. Böyledir bu oyun... Ummadığın taş baş yarar. Tıpkı Ankaragücü gibi!Rakibini hafife alırsan, penaltıyı atamazsan, pozisyon üretemezsen, rakiplerinle arandaki makas giderek daralır, iştahlarını kabartırsın!Artı, rakibin, pozisyon üretmeden iki penaltıyla skoru eşitliyorsa, bu da tartışılacak başka bir olaydır bence!
Sahada iki takım var ama asıl maç kenardaki hocalar arasında. Sergen Yalçın vs Hikmet Karaman… Çok ilginç bir maça tanık oluyoruz. Sonunda bilindik bir tekerleme kendini hatırlatıyor: Karaman’ın koyunu, sonra çıkar oyunu.Karaman, Türkiye’de rakiplerini en iyi tanıyan, en titiz analizleri yapan hoca… Kendi takımını hemen her maçta 110 kilometrenin üstünde koştururken, Beşiktaş’ta en yüksek pas isabetiyle oynayanların sırasıyla Welinton, Vida, Atiba ve Josef olduğunu biliyor. Hocadan kopya çekmek olmasın diye burada sayı vermiyorum… Kilit pasları yapanların birincisi Ghezzal. Bunda şaşılacak bir şey yok ama, Aboubukar ikinci sırada (ve tribünde). Rosier, Josef, N’Koudou ve Atiba sırayı tamamlıyorlar. Larin, N’Koudou ve Ghezzal da en çok dripling yapanlar… Hikmet Hoca’nın hücumda verimlilik gibi farklı parametrelerde rakip değerlendirmeleri de var.
Beşiktaş’ta Cenk sezonu kapattı, Aboubakar’ın sakatlığı da geçti ama Sergen Yalçın, futbolcusunu tribüne oturtup 1 hafta daha bekleme kararı alıyor. Bence doğru yapıyor. Titizlik ve cesaret örneği. Maç başlar başlamaz Beşiktaş’ın VAR uyarısıyla kazandığı penaltı ilk sürprizi getiriyor. Badji’nin Oğuzhan’a müdahalesi penaltı. Atışı N’Koudou yapıyor. Alıştığı yere, kalecinin sağına gönderiyor topu. Korcan çeliyor.. Kötü bir atış bu. Kaçan fırsat önemli değil, yenileri gelir diye avunuyor belki de Beşiktaşlılar. Ama iyi sinyaller gelmiyor.Oğuzhan örneğin.. Sakatlanıncaya kadar (geçmiş olsun) dört kez top kaybediyor.. Basıp alıyor Ankaragücü savunması… Beşiktaş hücumda dağınık.. Topla en az oynayan Larin. Santrforda yerini yadırgıyor. Arkadaşları da topu ona taşıyamıyor. Larin’in yerinde oynayan N’Koudou da verimsiz. Beşiktaş sanki iki eksikle (Aboubakar ve Larin) oynuyor gibi.Ankaragücü, Beşiktaş savunmasının rakip yarı alana kadar çıktığını bilerek hem kanatlarda, hem de ortada oyunu tıkamak için çok adamlı savunma öncelikleriyle oynuyor. Beşiktaş’ın Rosier-Ghezzal-Oğuzhan (sonrasında Mensah), Rıdvan-N’Koudou-Atiba pas zincirleri hep kırılıyor. Yine de Rosier dünkü takımın en gayretlisi. Ankaragücü, ilk yarıda Beşiktaş’a sahip olduğu topu kullandırmamak için yoğun baskı uyguluyor. Ama kontralarda beklediği etkinliği sağlayamıyor.
Garip tablolar çıkıyor ortaya… İlk yarının son dakikasında Ghezzal’ın kullandığı serbest vuruşta Kulusic kafayla topu kendi kalesine gönderiyor. Yetmiyor sanki… 52’de yine Kulusic. Bu defa Rosier’in etkili ortasını uzaklaştırmak için kafayla vuruyor topa. Kale içeriden vuruluyor.Üç defa penaltı kararı veriyor Halis Özkahya… İlkini Beşiktaş değerlendiremiyor. Ama sonrakiler de maçın fenomen adamı Paintsil’le Ankaragücü hesabına yazılıyor. Paintsil’in ceza alanına ilk girişinde Welinton, ikincisinde Gökhan Töre (sarı kart görerek) penaltı yapıyorlar. Paintsil topu kimseye vermiyor. İki atışında da Ersin’i mağlup ediyor. Sergen Hoca’nın dünkü oyuncu değiştirme hamleleri de yararlı olmuyor. Ancak Geraldo ve Pinto’nun kırmızı kartlık hareketleri de Özkahya tarafından dikkate alınmıyor.Karaman ve Ankaragücü’ne saygı duymak gerekiyor. Maçlara iyi hazırlanıyorlar. Çok koşuyorlar. Onların da sakatları var: Börven, Atakan, Cekici ve Lobjanidze gibi önemli oyuncuları yok. Ama sabırla, inatla, enerjiyle oynuyorlar.Bu maç Beşiktaş’a ciddi uyarı sinyalleri veriyor. Takımda yorgunluk ve durgunluk var, Aboubakar da yok. Yine de liderlikleri sürüyor. Yolculukları devam ediyor. Bu uyarı belki de Beşiktaş için son derece değerli oluyor.
İki takımın da oyunu temelden etkileyen eksiklikleri nedeniyle maça sakarlıklar damga vurdu. İki kendi kalesine gol, iki gereksiz penaltı... Beşiktaş belli ki denge oyunu oturtamayacak. O zaman A planını mükemmelleştirmesi elzem.İki kendi kalesine gol, iki gereksiz penaltı. Aslında oyuna sakarlıklar damga vurdu diyebiliriz. Bunun sebebi 2 takımda da oyunu temelden etkileyen eksiklikler. Aboubakar ve Cenk’in yokluğunda merkeze geçen Larin’in hem soldan destek santrfor rolü dolmadı hem de merkezde çok iyi yapamıyor. Buna Karaman da zorlayıcı bir tedbir ekledi. 5’li savunması kompakt hareket edince Larin sızacak bir aralık bulamadı. N’Koudou’nun kaçırdığı penaltıdan çok bu konuda Larin’e yardımcı olmayışı sorundu.
Oğuzhan’ın erken sakatlığı, Mensah’ın ısınamayışı ve tabii Ghezzal’a alınan tedbirler de önemliydi. Ankaragücü savunmayı birinci bölgede kalabalık yapınca özellikle Borven’in yokluğu önde onları zorladı. Hem sayısal olarak eksik hem de hücum planı açısından fazlasıyla doğaçlama kaldılar. Beşiktaş’ın 2. bölgeye geçişi çok kolay oldu. Ama üretemediler. Ankaragücü de savunmasını çok iyi kapattı ama çıkmak için bir planları yok gibiydi. Gole uzak bir oyun oldu. Kulusic’in kendi kalesine attığı 2. gole kadar iki takım da planlarını değiştirmedi.
Sonra Karaman savunma dizilişini değiştirdi. Beşiktaş 2. bölgeye çekilip kontrol oyununa döndü. Ve her zaman olan oldu. Ankaragücü kapalı hatta zaman zaman gömülü savunmaya karşı rahat hücum etti. 2 penaltı golü bir yana Emre’nin Ersin’de kalan şutuyla biten atağa bakmalı. Beşiktaş tüm hatlarıyla savunma yaparken nasıl oluyor da bu kadar üst üste verkaçla rakibin neredeyse 6 pasa kadar inmesine izin veriyor? Anlamak zor. Sergen Yalçın bu gidişatı görmüş olacak ki orta sahada özellikle Mensah da dahil değişiklikler yaptı ama nafile. Beşiktaş belli ki bu yıl bir denge oyununu oturtamayacak. O zaman A planını mükemmelleştirmesi elzem...
Larin santrforda elinden geleni yaptı ama bir Aboubakar değildi. Asıl mesele ise solda görev yapan N’Koudou’nun ‘Les MisÈrables’ı oynamasıydı. Beşiktaş’ın kalan maçlarda Aboubakar’ı yetiştirip önde oynamak dışında ilacı yok.Beşiktaş maça çok iyi başladı. Lakin N’Koudou, Özlem Tekin’in efsane şarkısı ‘Laubali’nin bile karşılaştırınca göreceli olarak ciddi kalabileceği kadar laubaliliğin şahikası bir penaltı at(amay)ışıyla topu Korcan’a teslim etti. Hemen ardından son dönemde önce yedeklikten alternatifliğe oradan da forma adaleti sonucu ilk 11’e terfi eden Oğuzhan’ın sakatlığı işleri Beşiktaş aleyhine tersine çevirdi. Larin santrforda elinden geleni yaptı ama bir Aboubakar değildi, asıl mesele ise solda yardımcı forvette çok verimli oynayan Larin yerine N’Koudou’nun onun anlayacağı dilden ‘Les MisÈrables’ı (Sefiller) oynamasıydı! Mensah ise ‘Les MisÈrables’ı bile oynayamadı!
Yine de 2. yarıya göre göreceli olarak daha az kötü bir ilk yarı toplamı oynadı Beşiktaş. Devre sonunda Kulusic adeta Aboubakar yerine bir son vuruş yaptı kendi kalesine. 2. yarı başında Tudor-Bilic sonrası Vida hariç adeta lanetlenen Hırvat stoperliği çizgisine devam ederek bir kendi kalesine daha gol attı Kulusic! Avrupa’nın yaş ortalaması en yüksek ligi yani sadece adı süper olan ligimizde bir kez daha ‘tecrübeli’ oyuncu oynadığı takımın en kötüsüydü. Beşiktaş da 2. yarıda 1. yarıdakinin tam tersiydi.
Sezon başında Welinton’u sebep olduğu penaltılar nedeniyle eleştirmek hakkaniyetli olsa da bu maçın ilk yarısında isabetli isabetsiz toplamda sıfır şut atan Ankaragücü’nün 2. yarıda Beşiktaş’ı bu kadar geriye yaslaması sonrası faturayı sadece Welinton’a çıkarmak haksızlık ve taktiksel analiz yanılgısı olur! Benzer şekilde Gökhan Töre de penaltıya sebep olmadan önce altıpastan ekstra stoper gibi kademeye girip golü engelledi: Beşiktaş’ın kalan haftalarda Aboubakar’ı maçlara yetiştirip geriye yaslanmak yerine en iyi yaptığı işi yapıp önde oynamak dışında bir ilacı yok gibi!
Hakem ekibi açısından çok zor bir maç oynandı. Hakemler çok fazla sayıda kritik karar vermek zorunda kaldılar. Doğrularıyla birlikte hatalı kararları da vardı. Henüz 2. dakikada VAR müdahalesiyle Beşiktaş lehine verilen penaltı doğruydu. İlk yarının son anlarında Beşiktaş’ın 1-0 öne geçtiği golde, top ceza sahasına doğru ortalandığında Vida’nın koluyla rakibi Sarlija’ya haksız bir müdahalesi var. Bu pozisyonda gol iptal edilmeli ve Ankaragücü lehine faul kararı verilmeliydi.
49. dakikada Geraldo, Rıdvan’a faul yaptı. Koluyla Rıdvan’ın kafasına darbesi var. Bu net sarı kartı gerektiren bir ihlal. 31. dakikada Geraldo hakemi protesto ettiği için sarı kart görmüştü. Burada da sarı kartı görerek oyundan kırmızı kartla atılması gerekiyordu. 59. dakikada Rosier’in golünün faul gerekçesiyle iptali doğruydu. 64. dakikada Welinton, Paintsil’i ve maçın son anlarında Gökhan’ın yine Paintsil’i düşürdüğü pozisyonlarda hakemin çaldığı penaltı düdükleri doğruydu.
Teknolojik destek futbolu tuhaf bir oyuna çevirdi. Olaydan dakikalarca sonra onlarca aksiyonun ardından yavaşlatılmış görüntülere bakarak ‘gerçek zaman’lı bir aksiyon için ‘ penaltı’ kararı verilebiliyor! Görüntüden gerçeklik yaratma sorunu yakında başımıza çok daha büyük işler açacak, benden söylemesi! Ağırlıklı olarak Ankaragücü ’nün beklediği, Beşiktaş ’ın aradığı bir ilk yarı izledik. Beşiktaş, Oğuzhan sakatlanıp çıkana kadar organize görüntüde ise de aksiyon yaratacak pasların çoğu ‘ doğru açı/doğru ayak’ formülüne uygun olmayınca ataklar olgunlaşamadan Ankaragücü ceza sahası önünde eridi. İkinci devre de farklı geçmedi. Ta ki Ankaragücü 2-1’i bulana kadar. Gol sonrası onlarda da atabilecekleri fikri oluşunca öne çıkarak Beşiktaş’ı ürküttüler. Orta sahada Atiba/Josef hattı geçmiş performanslarını gösteremeyince Beşiktaş düşmeye başladı. 80. dakika sonrası iki savunmacı orta sahanın oyuna gönderilmesi tam da bu kaygının sonucuydu. Ancak bu da çözüm olmayınca, Gökhan Töre’nin neden olduğu penaltıyla oluşan skorla Beşiktaş ‘kazandım’ dediği maçı kazanamadı ve lige yeni bir heyecan getirdi.
Beşiktaş resmen ateşle oynuyor. Geçen hafta Erzurumspor gibi zayıf bir rakibe karşı son 20 dakikada kazandılar. Ama dün gece 2-0 öne geçtikleri maçı kazanamadılar, berabere bitirdiler. Aslında ilk yarıya baktığımız vakit tüm kontrol Beşiktaş'taydı. Fazla pozisyon üretemeseler de Ankaragücü çıkamıyor, inanılmaz dominant bir Beşiktaş izliyorduk. İlk yarıyı son saniyede Kulusic'in kendi kalesine attığı golle Beşiktaş önde bitirdi. Ama ne olduysa ikinci yarı oldu. İkinci devrenin başında Kulusic, tekrar kendi kalesine attı.. 2-0'dan sonra sanki bir sihirli değnek Beşiktaş'a adeta 'dur' dedi. Bu dakikadan sonra sahada çabuk oynayan, çok çabuk çıkmaya çalışan bir Ankaragücü vardı ki Paintsil'in kişisel gayretiyle ilk penaltıyı kazandılar, son dakikada da Gökhan Töre'nin çok acemice müdahalesiyle ikinci penaltıyı kazanıp zorlu deplasmandan 1 puan almayı başardılar.
Artık Beşiktaş için tehlike çanları çalmaya başladı. Bunlar zorlu yarışta son dönemece girilirken ön görülemeyen puan kayıpları. Ama tabii ki takipçileri Fenerbahçe ve Galatasaray'ın maçları şimdi daha da önemli hale geldi. Bakalım onlar ne yapacak...Hakem Halis Özkahya'yı dün gece hiç beğenmedim. Her ne kadar Ankaragücü lehine verdiği iki penaltıda da kararları kesin doğru olsa da birçok dirsekle ve kolla surata yapılan müdahaleleri cezasız bıraktı. Beşiktaş'ın attığı ilk golde Vida'nın bir oyuncuya dirseği var. VAR'la beraber atladılar. Ve bence Beşiktaşlı N'Koudou, kayan Ankaragücülü rakibinin diz kapağına bilerek ve isteyerek basıyor. Bu da kırmızı kart olabilirdi.
Atiba kenardan Cenk'in formasını isteyip boş tribünlere ya da ekran başındaki milyonlara gösterdiğinde Beşiktaş hem sevinci hem de hüznü bir arada yaşıyordu. Aboubakar sakatken Cenk'in de sezonu kapatmış olması sadece santrfor eksikliği değil birden fazla taşın yerinden oynaması demekti. Ghezzal da yokken Kasımpaşa maçında yaşananlar dün gibi... Ama Ghezzal varken Beşiktaş süper kahramanın sırtında uçan bir takım.Larin santrfora geçince sol kanatta forma alan N'Koudou'nun maçın başında kaçırdığı penaltı laubalilik... Önce penaltıyı atacak Larin'den ısrarla topu aldı ve ardından ortaya değil direk dibine Panenka vuruşu yaptı. Mümkünse bu dünyada Panenka vuruşunu Sergio Ramos'tan başkası yapmasın. Erken gol Beşiktaş'ın işini kolaylaştıracaktı. İşte tam da bu yüzden devre biterken Kulusic'in kendi kalesine attığı gol soyunma odasına giden Beşiktaş'ta mentol etkisi yarattı.
O etkinin devamında bu sefer Rosier'in kaliteli ortasından yine Kulusic'in kendi kalesine attığı golle iki farkı buldular. Oğuzhan'ın sezonu kapatacak kadar ciddi sakatlığı sonrası 17'de oyuna giren Mensah'ın 84'te kenara gelmesi, N'Koudou-Töre değişikliği Sergen Yalçın'ın sahada kimlerden memnun olmadığının belgesi... Uzun zaman sonra formayı alan Rıdvan önündeki N'Koudou'nun verimsizliğinden hücuma da destek veremedi. Son iki sezonda 6 penaltı yaptıran Welinton'ın 7'nciyi yaptırması da Ankaragücü'nü oyuna döndürdü.Hikmet Karaman'ın takımı haftalardır her maçı son dakikaya kadar kovalayan bir yapıya sahip. Son 15'te orta sahadaki ritmini kaybeden Beşiktaş'ta kenardan gelenler oyuna katkı vermeyince "Beşiktaş için sürpriz son" kaçınılmaz oldu. Ankaragücü şampiyonluk yarışında Galatasaray'a büyük bir darbe vurmuştu. Bir benzerini deplasmanda Beşiktaş'a yaşattı.
Bu dönemden sonra rakip kim olursa olsun maçlar zor. Her takımın kendine göre lig sonu hedefleri var ve bu da beraberinde baskıyı arttırıyor. Bir de üzerine oyuncu eksiklikleri eklenince takımlar genel performanslarını yansıtmakta zorlanabiliyor. Beşiktaş açısından da Ankaragücü açısından da şartlar böyleydi; ligin sonuna kadar böyle devam edecek.Beşiktaş maçın ilk yarısında oyunu tamamen kontrol etti. Santrfordaki Aboubakar, Cenk eksiklikleri ve Oğuzhan'ın erken sakatlığına rağmen oyunu Ankaragücü'ne hiç vermedi. Hatta Ankaragücü yarı sahayı geçmedi dersek yerinde olur. N'Koudou penaltıyı atsa oyun çok daha erken kopabilir miydi bilemeyiz ama 2-0 dan sonra bunu söylemek elbette mümkün değil. Tabii bu kadar baskı çok pozisyon getirdi mi diye baktığımızda 'Evet' diyemiyoruz. Ama her an gol atabilirim düşüncesi hep sahadaydı. Bu da Ankaragücü savunmasını hataya sevk etti. Bunun sonucunda da Ankaragücü stoperi Kulusic'in yaptığı kazalar maçı kazanabilecek golleri getirdi.
Normalde Beşiktaş skor avantajını yakaladığında rakibine çok daha etkili kontratak yapabilen bir takım. Ama dün eksiklikler ve bahsettiğimiz sonuç baskısı, oyunu biraz daha koruma duygusuna götürdü ve Beşiktaş daha fazla kendi kalesinde kalmaya başladı. Bu hem Ankaragücü'nü cesaretlendirdi hem de oyuna biraz daha katılımını sağladı.Üstüne bireysel hatalarla gelen penaltılar da eklenince iş başka noktaya gitti. Çok rahat kazanılabilecek gibi görünen bir maç iki puan kaybı ve ağır bir faturayla kapandı. Maç sonucunu böyle mi okuyalım yoksa bir ironiyle "Kulusic'in golleriyle değil ben yalnızca kendi formamı giyen oyuncularımın attığı gollerle kazanırım" mesajı mı verdi Beşiktaş sezon sonunda göreceğiz.
10 Bin TL'ye varan hoş geldin bonusu Misli.com'da Hemen oynamak için buraya tıklayın!