01.12.2019 - 09:24 | Son Güncellenme:
Fenerbahçe maça yarım saat kala sahada kuruldu. Hasan Ali sakatlığından emin olmayınca sol bekteki Dirar sağa, forvet arkası Ozan sol beke, Deniz santrafor oynayan Kruse’nin arkasına geçti.Ne kadar denge ve hesap varsa soyunma odasında kaldı yani...Muriç olmayınca Kruse santrafor pozisyonundaydı. Ve Muriç olsa daha altıncı dakikada 2-0 öne geçmesi muhtemel Fenerbahçe beş hafta sonra takımda yer alan Kruse beceriksizliğinden gole ulaşamadı.Üstüne üstlük 7. dakikada golü yedi.Dikkat Fenerbahçe; kaleci Altay ilerlemiyor geriliyor.Tıpkı Ersun Yanal gibi!Yahu Muriç 65’de oyuna girecek kadar sağlıklıysa niye onunla başlamıyor Ersun Yanal? Muriç sandalyesini koyup rakip ceza sahasına otursa, Alpaslan, Titi, Gassama o kadar serin kanlı olabilir miydi Göztepe defansında?Çok geniş alanda oynanan maçın ilk yarısında topu Fenerbahçe’ye bırakan Göztepe, ya uzun topla ya da rakibin ayağından aldıklarıyla direk kaleye iniyordu. Fenerbahçe ise kendi kendine fren yapmakta üstattı. İki takım arasındaki en büyük fark, Fenerbahçe’nin ağırlığı, Göztepe’nin çabuk çıkıp çabuk dönmesiydi.Maçın ilk yarısı biterken Göztepe farkı artırabilirdi ama sadece şansı yaver gitmedi.Fenerbahçe duran topun başına geçen Emre bilgeliğinde, savunmanın en iyi adamı Serdar’ın kafasıyla skoru berabere hale getirdi ve devre bitti.Asıl film ikinci yarıdaydı...Maçın ikinci yarısında maçın skorunu belirleyen iki değil, üç takım vardı:Göztepe, Fenerbahçe ve VAR takımı!VAR tarafsızdı tabi. Adaletin kazanmasını istiyordu sadece. Kimsenin itiraz etmeyip, herkesin talep ettiği görevini...Fenerbahçe’yi mağlup duruma düşüren penaltıyı veren VAR...Göztepe’nin şahane oynayan stoperi Alpaslan’ın kaçırdığı penaltıdan dönen topun Rodrigues ile birlikte Göztepe kalesine girmesini iptal eden VAR.Penaltının tekrarlanmasını emreden VAR.Tekrar penaltıya karışmadı VAR. Alpaslan bu kez Altay’ı avladı.Hani işe yaramıyor falan denilen VAR var ya... İşe yarayıp doğruları ortaya koyunca Fenerbahçe 2-1 mağlup duruma düştü.Ardından “patron” çıldırdı... Ersun Yanal maçın 30. dakikasından beri ısıtıp vaz geçtiği yarı sakat Muriç’i Zanka’nın yerine soktu ve onun asistiyle Rodrigues’in beraberlik golü geldi.VAR da gol dedi.Sonrası mücadele ve Gustavo’nun kırmızı kartıyla son on dakika on kişi kalan Fenerbahçe.Artık en iyi sonuç beraberlikti İzmir deplasmanından.Fenerbahçe’nin berbat deplasman karnesinde Göztepe beraberliğinin bir artısı var; o da iki defa geri düşüp beraberliği yakalaması. Yani bu ivme ile gittiğinde 20. haftadan sonra deplasman galibiyeti bile hayal değil.İşin açıkçası, bu performansla Fenerbahçe’nin şampiyonluğuna ancak rakipleri karar verir; Fenerbahçe değil.
Fenerbahçe kötü oynayabilir, Fenerbahçe Yönetimi kadro mühendisliğinde ciddi yanlışlar yapmış olabilir, teknik kadro taktik konusunda, oyuncu tercihlerinde, sistemde, oyun planında doğruyu bir türlü tutturamamış olabilir ancak tüm bunlar hakem camiasının Fenerbahçe Kulübü ile deyim yerindeyse dalga geçmesinin, aklıyla alay etmesinin izahı, açıklaması olamaz...Daha bir hafta önce Malatya’da Emre’nin kaçırdığı penaltıyı kaleci ihlaline rağmen tekrarlatmayan zihniyet dün İzmir’de kuralları harfiyen uyguluyorsa bunda nasıl bir bit yeniği aranmaz... Altay’ın 58. dakikada Alpaslan’ın vuruşunu kurtarışının ardından topu oyuna hızlı sokması sayesinde Moses ile öne geçen Fenerbahçe’nin golünü iptal etmek ne kadar doğruysa, bir hafta içindeki iki VAR değerlendirmesi arasındaki uygulama farkı o kadar hakkaniyetsiz ve kafa karıştırıcıdır... Adaleti sağlamak için getirilen VAR sistemi adaletsizlikte sınır tanımıyor... Hakemler hangi kıstasa göre karar vermektedir... Kitaba göre mi, forma rengine göre mi... 2-1 öne geçiyorsunuz hop bir düdükle 2-1 geriye düşüyorsunuz... Kamera şakası gibi...Maça gelecek olursak... İlk yarı bittiğinde Fenerbahçe neredeyse rakibinin iki katı topa sahipti ama her zamanki gibi yanlamasına paslarla geçiyordu bu hakimiyet... Daha maça çıkmadan Hasan Ali’den gelen kötü haber zaten yerine tam oturmayan taşları yeniden oynatmış, Ozan’ın sağ beke, Dirar’ın sol beke geçmesiyle takımın savunma ayağı soyunma odasında sekmeye başlamıştı. Sarı-lacivertli ekip erken gelen Göztepe golüne kadar skor avantajını ele geçirecek pozisyonları aylar sonra formasına kavuşan Kruse ile yakalasa da “Üstün Alman Teknolojisi”nin şu ana kadar fazla işe yaramayan bu ender modeli biraz maç eksikliğinden, biraz ağırlığından oyunun rengini değiştirecek o son dokunuşları ne yazık ki yapamadı...Elindeki önemli silahlara rağmen maç kazanmayı kırkına dayanmış Emre’ye yaslanarak çözmeye çalışan Fenerbahçe devre biterken Emre’nin kullandığı kornerden gelen topu kafayla ağlara yollayan Serdar Aziz ile beraberliği yakalarken, yine Emre’nin nefis ara pasıyla hareketlenen Deniz Türüç’ün ayağından da öne geçme fırsatını tepiyordu...İkinci yarı ise her türlü aksiyon vardı... Tekrarlanan penaltıyla geriye düşen Fenerbahçe, ikince kez eşitliği sağlamakta geç kalmadı... Son 20 dakikada iki taraf maçı kazanabilmek adına çok uğraştı. Göztepe çok net fırsatları kaçırdı, Fenerbahçe Ozan Tufan ile direğe takıldı... Gustavo’nun kırmızı kartından sonra ibre ev sahibinden yanaydı ancak sarı-lacivertli ekip bir puanı kurtardı...Son iki deplasmanda dört puan bırakan, dış saha karnesi kırıklarla dolu olan Fenerbahçe’nin bu görüntüyle büyük hedeflere yürümesi inanın zor... Hele hele o güveni, o heyecanı, o duruşu ne takımına, ne taraftara, ne yönetime verebilen bir hocayla, motivasyonu, inancı düşük futbolcu grubuyla bu geminin limana ulaşması neredeyse imkansız... Kimse kimseyi kandırmasın...
Fenerbahçe’nin şut kalitesindeki sorun devam ediyor. Kruse’nin sakatlıktan dönüşü tabii ki etkili ama -sezon başından bu yana oyuna tüm katkısına rağmen - gol vuruşu açısından çok iyi durumda olduğunu söylemek zor. Altay hatalı çıkıyor, savunmada çok hatalı pas yapılıyor vs. Bunca pozisyonun harcanması, son pas ve vuruşların değerlendirilemeyişi potansiyelin altında kalındığını gösteriyor. Fenerbahçe gücü kadar hücum edemiyor. Bir başka temel sorun, orta sahada gittikçe yükselen Gustavo’nun stopere kaydırılabilir bir değerde görülmesi. O savunmaya geçtikten sonra orta saha tamamen kaybedildi. Ve kırmızı kart görmesinin sebebi de bu şeffaf orta sahaydı. İlhan Palut açısından bakıldığında ön alan baskısısıyla Fener’e oyun kurdurmak istemedi ki bu anlaşılabilir. Çünkü camiaya bir mesaj vermek istiyor olabilir. Fenerbahçe’ye karşı bunu istemek normal. Ama Göztepe kadrosu açısından bu ne kadar doğru tartışılır.Gecenin sorusuLuis Gustavo olamadan Fenerbahçe nasıl olacak?Maçın starıGustavo gün geçtikçe konuyu daha iyi anlıyor. Yaptırdığı penaltı onun büyük bir hatası olarak durabilir. Ancak aslında Fenerbahçe’nin oyun mantığına uyum sağlamaya çalışırken nereye yetişeceğini şaşırmasından, Emre’nin baskısıyla bir anda kontrolsüz hamlesinden kaynaklanıyor bu.Maçın olayıEğer akının sonunda Rodrigues golü atmamış olsa Altay’ın penaltıdaki ihlali nedeniyle penaltı tekrar edilmezdi. Ancak Emre’nin geçen haftaki penaltısında ve ülkede atılan hemen her penaltıda bu ihlal az ya da çok var. Bunun sebebi hakem psikolojisidir, başka bir şey değil.Kısa mesajŞu anda takım kadro kalitesini altında. Ersun Yanal’ın dokunuşu ne? Belli değil. Bir maç tamam diyorsun ama 3 maç bambaşka bir oyun oluyor. Bizim de kafamız karışıyor.
Göztepe bu haftaya kadar ligde ceza alanı dışından en çok gol atan takımlardandı. Misal Castro geçen hafta da uzaktan şutla golünü atmıştı. Yine iyi vurdu ancak Fenerbahçe takım savunmasının pozisyon hatası artı gerekli defansif hamlenin yapılmaması da golün olmasına neden oldu. İlhan Palut, rakibe göre kendi takımının oyununu taktiksel açıdan esnetebilen yeni ekol hocalardan. Fenerbahçe’nin merkezde yoğunlaşarak oynamasına rağmen dönen topları gereği kadar toplayamamasının ve bu yüzden çok uzun mesafelerde geri koşmak zorunda kalmasının maç içinde sebep olduğu istikrarsızlığı çok iyi tespit etmiş. Göztepe’yi de oradan yola çıkarak oynattı. Vedat sahada değilken Fenerbahçe zaten ofansif açıdan tek boyutlu kalıyor, Vedat girince Kruse de en azından 2. golde klasını gösterdi. Diğer türlü Fenerbahçe’nin gol atma şansı duran toplara kalıyor, onlarda da sık sık direğe takılıyor. Türk hakemlerinin takıldığı direk de şüphesiz standartsızlıkları.Gecenin sorusuOzan sağ bekte, sağ bek Dirar sol bekte başladı, birçok oyuncunun mevkisi değişti. Şampiyonluk hedefiyle kurulan kadroda sadece bir oyuncunun birinci mevkisinin sol bek olması ne kadar iyi bir fikir?Maçın starıSerdar Aziz hem kritik müdahaleleri ile golleri engelledi hem de ekstra bir gol attı.Maçın olayıSüper Lig hakemlerinin standartsızlığının zirve yapması. İptal edilen penaltıda Altay’ın iki ayağı da çizgide değildi. Ancak geçen hafta Malatya’da Emre’nin kaçırdığı penaltıda da kaleci Farnolle’un iki ayağı çizgide değildi, tekrarlanmadı.Kısa mesajFenerbahçe şampiyonluk iddiasını güçlendirmek istiyorsa, devre arasında öncelikle skorer bir kanat forvet ve alternatif sol bek transfer etmeli.
Hakemler verdikleri kararlardaki doğruluk yüzdesiyle dün akşam maçın gidişatına olumsuz etki etmediler. Bu maçta verilen kararları, bir önceki hafta Malatya’daki hakem kararlarıyla karşılaştırmak daha doğru olacaktır. Hakemlerden beklenen, hem aynı maç içerisinde hem de farklı maçlarda standart kararlar vermeleridir. Benzer pozisyonlarda farklı kararların çıkması, adaletin terazisinin şaşmasına sebep oluyor.İtirazlar kabul edilebilirGöztepe takımı kazandığı haklı penaltıyı kullanırken, kaleci Altay 1 metreden fazla öne çıkarak penaltıyı kurtardı. Sonrasında VAR devreye girdi ve penaltı doğru bir kararla tekrar edildi. Ancak Malatya’da bir önceki hafta kalecinin penaltı sırasında öne çıkması ile birlikte ceza sahasına 8 oyuncunun vuruştan önce girmesine rağmen penaltının tekrarlatılmamış olması, ciddi bir tutarsızlığın işaretiydi. Fenerbahçeliler’in bu pozisyona değil de geçen haftaki pozisyona itirazlarını haklı bulabilirim.Yardımcılar işini yaptıMaçın VAR müdahaleleri sonucu gerilmesi ve karmaşık kararların çıkması oyundaki tansiyonu çok fazla yükseltmesine rağmen, Abdulkadir Bitigen kontrolü kaybetmedi. Yardımcılarıyla birlikte başarılı kararlar verdi. Yardımcı hakemler Mehmet Cem Hanoğlu ve Serkan Ok işi VAR’a bırakmadan iptal edilen gollerdeki ofsaytlarda doğru kararlar verdiler.Gustavo’nun 2. sarısı yerinde25’te Ozan’ın ayağından kaleciye giden topta kaleciye pas yoktu, devam kararı doğruydu. 30’da Rodrigues, Alpaslan mücadelesinde, Rodriuges’in penaltı beklentisi gereksizdi. 73’te Emre’nin Gassama’ya faulünde, Emre’nin hareketine sarı kart gösterilmemesi doğruydu. 90+1’de Gustavo’nun 2. sarı karttan atılması da yerindeydi.
ZOR maçı daha zor hale getirmek ustalık isterdi, Fenerbahçe de bunu yapmakta "zorluk" çekmedi. Her karşılaşmayı diken üstünde oynayıp, ne zaman ne hata yapacaklar diye beklenen defansif ustalara sahip kadronuz varsa, yediğinizden fazlasını atmak için de uğraşıp duruyorsunuz. Castro'nun sekerek gelen şutunun Altay'ın hamle alanından çıkarak filelere gitmesi, felaketin ilk habercisiydi. Ceza alanı dışyına çıkan oyuncuya penaltı yapmak da Gustavo'ya nasip oldu. "Fark yaratsın" diye alınan ustaya "layık" bir hareket. Penaltı atışının tekrarlanması doğru karar. Altay neredeyse altıpas çizgisine yaklaşmıştı. Ancak Fenerbahçeliler'in itirazı geçen hafta Emre'nin kaçırdığı penaltının tekrarlanmamasına. "Standart karar"lardan uzaklaşmış hakemlerimiz, gücü yetene çizgisindeler. Onlar ortalığı karıştırmakta en iyi ustalar. Yoksa Kruse'nin dönüşü ile birlikte hızlı, etkili ve kararlı paslar yerini bulmaya başlamıştı. Hızlı hücumlara ne kadar davet çıkarsalar da, Deniz Türüç'ü forvet arkasına taşıyan sakatlıklar serisi, ceza sahası içine sızmaları da beraberinde getirdi. Maçın tansiyonunu indirip-çıkartan, karşılıklı süreç içinde, maçı değiştirmesi gereken en usta Emre Belözoğlu'nun da, ikinci sarıdan kurtulması, hemen peşinden oyundan alınması de önemli. Sakatlık fizik olarak Emre'yi geri itmiş, çabukluğuna son vermiş gibi. İlhan Palut cesur ve kararlı bir takıma dönüştürmüş Göztepe'yi. Doğru anları bekleyen, öne koştuğunda da pozisyon bulan bir ekibe sahip. Yine oyuncu kalitesine paralel duran ve yan top zaaflarını da çözmekte epey uğraşacak. En azından taktik olgunluğu vermiş ekibine. Kazanmak, Fenerbahçe'yi daha zorlu seri öncesinde moral olarak üste taşıyacaktı. Kruse ve Vedat ile birlikte problemleri daha kolay çözeceklerdir.
MÜTHIŞ temposu, karşılıklı kaçan net pozisyonları ve gerilimi ile nefes kesen bir aksiyon filmini anımsatan maçta F.Bahçe 2 puan kaybetti. Maç Kruse'nin kafayla kaçırdığı net fırsatla başladı. Ardından F.Bahçe skor dezavantajına düştü. Bu golden sonra oyunu tamamen karşı alana yıktılar. Ancak yerleşmiş kalabalık alan savunması karşısında set oyunu üretkenliğe dönüşmüyordu. Baskı arttıkça doğal olarak takım savunması da tehdit altına giriyordu. F.Bahçe'nin öne çıkan çizgi halindeki defansının arkasına atılan toplar tehlikeli oluyordu. Serdar Gürler kaçırması atmasından çok çok daha zor bir pozisyonu değerlendiremedi. Serdar Aziz'in kornerden güzel kafa golüyle de F.Bahçe soyunma odasına moralli gitti. İkinci yarıda yine heyecan fırtınası vardı. Göztepe bir penaltı kazandı. Penaltıyı Altay kurtardı, dönen topta F.Bahçe gol attı ama haklı olarak devreye VAR girdi. Vuruş öncesi Altay çizgiyi ciddi biçimde terk etmişti. Ondan sonra gerilim arttı. F.Bahçe'nin golü iptal edildi, penaltı gol oldu. Kısa süre sonra skora denge geldi. Benim daha önce yazdığım bir görüşüm vardı; "F.Bahçe 4 forvetle oynadığında, orta sahanın ortası Emre-Gustavo ikilisi olursa, alışılmış riskli oyun anlayışında çok sayıda gollük kale öne tehlikeleri yaşar." Bu görüşüm dün gece belgelendi. Ersun Yanal'ın en büyük hatası takımın kimyasında planlamayı yapamıyor. Hakem Abdulkadir Bitigen'in genelde çaldığı düdükler çok başarılı olsa da çok ciddi hataları oldu. Penaltıyı göremedi, VAR verdi. Penaltıda Altay açık ihlal yaptı, 'devam' deyip başına iş aldı. Gassama'yı 18'e girerken düşüren Luiz Gustavo'nun çok daha önceden kızarması gerekirdi. Dün gecenin en başarılısı VAR'dı.
Gergin bir maç oldu. Aslında hiç gerilmeyecek bir maçtı. Ama maçı bu gerginliğe getirenler hakemle yardımcıları... İki metre önünde penaltı pozisyonu var. Gustavo rakibinin ayağına basıyor; sarı kart, penaltı... Ver penaltıyı hiç kimse bir şey diyemeyecek. Ama sen gördüğün halde cesaret edemiyorsun. Devreye VAR giriyor.Sen VAR'a gidersen kafanda penaltı olduğunu biliyorsun. Kamera zoom yaptığında, yüzün 'Allah'ım yakalandım' şeklindeydi. Penaltıyı attırıyorsun bu sefer yardımcı sahneye çıkıyor. Kalecinin 1 metre öne çıktığını söylemiyor. İş yine VAR'a gidiyor. Bu arada oyun başlıyor.Fenerbahçe gol atıyor. Fenerbahçe'nin attığı gole 'ofsayt' diyenler var. Ama ondan önemlisi VAR zaten ihlali verdi.Teknik direktörler açısından bakalım bir de... Göztepe takım olarak Fenerbahçe'den daha iyi oynadı. Yani Göztepe Teknik Direktörü Palut sınıfı geçti.Ersun Yanal'a dönelim.Maçın başında Kruse, Göztepe defansının ikram ettiği topu 35 metre süremedi. 10 metre arkasındaki rakibi topu ağından aldı. Güçsüz. 5 dakika sonra bu sefer yandan bir orta, kale sahası içinde topu tutsa her tarafa topu vurur. Ama dibine girdi; üstten auta attı. Göztepe defansı gibi... Fenerbahçe 90 dakika bu oyuncu ile 10 kişi oynadı. Peki Ersun ne yaptı?Seyretti! Fenerbahçe hücuma çabuk çıkamıyor. Çabuk çıkamayınca, Göztepe onlardan daha çabuk topun arkasına geçip kalesini savundu.Dün gece; iki isim sınıfı geçti; iki isim sınıfta kaldı. Sınıfta kalanlar: Ersun Yanal ve Abdulkadir Bitigen... Sınıfı geçenler: İlhan Palut ile VAR hakemi Fırat Aydınus... Ersun Yanal, kimseye kabahat bulmasın; aynaya baksın. Göztepe'nin ise gittiği yol doğru...
CANLI BAHİS, Misli.com'da başladı! Maç listesini görmek için buraya tıklayın!