18.10.2020 - 08:52 | Son Güncellenme:
Bu iki takım geçen sezon şampiyonluk mücadelesi yapmıştı değil mi?Süper ligi takip etmeyen birine sorun, “hadi oradan” der size. Skora değil, sahadaki oyuna bakarım. Kimi tatmin etti, bilmiyorum. Ama kazanan her zaman haklıdır, hele bu şartlarda.Trabzonspor’un mazereti belli. Takımın nerede ise yarıdan fazlası değişmiş. Futbolcunun kalitesi ne olursa olsun yeni bir ülke, iklim ve insanlara uyum sağlamak zaman alır. Nwakaeme ve Ekuban gibi ofansif oyuncuların yokluğuna, sakatlıklar ve hastalıklar da eklenince teknik direktör Newton kendine göre elindeki en hazır ekibi sürdü sahaya. Ama ne fayda? Yine hüsran.Başakşehirspor’a gelince. İlk dört haftada gol atamamış bir takımdan söz ediyorum. Bu psikolojideki bir rakip karşısında ilk yarı sonunda soyunma odasına geride gitmek ve maçı çevirmek zor bir işti. Trabzonspor’un bunu başaracak gücü de, niyeti de yoktu. Okan Buruk’un öğrencileri ise dişlerine göre bir rakip bulduğunun farkında idi. Hep üstün kaldılar. Siftah kolay oldu.
Malzeme “bu” demek bahane değil. Özellikle orta alandaki sıkıntı büyük. Bu bölgede kaptırılan topların doğrudan tehlikeye dönüşmesi Trabzonspor’un direncini kıran en önemli faktörlerden biri oldu. Oysa yarım saatlik bölümde üç kez kaleyi yokladığında, Mert’i aşabilseler maçın hikayesi değişebilirdi. Lakin öyküyü rakip değil, sen yaşayacak ve yaşatacaksın.Başakşehirspor’un İrfan Can ile kazandığı goldeki hatalar zinciri, Baker’in sorumsuzluğundan kaynaklandı. İki stoperin vuruş açısını kapatamaması da cabası.Sonrasında Başakşehir aldı sazı eline. Vermeyeceksin kardeşim. İyi takım isen, iddialıyım diyorsan bu fırsatı vermeyeceksin.
Trabzonspor bu sezon kimliğini bulamamış takımlardan biri. Hâlâ arayışta ve planı belli değil. Sahaya bakıyorsun, mücadele var, istek var, ama eksik olan sistem. Kimin ne yaptığı belli değil. Doğal olarak geçen yıl ile kıyaslıyor insanlar. Ayrılan oyuncular elbette çok önemli. Ama bunu Newton’un çaresizliğine bağlamak başkan Ahmet Ağaoğlu’nun transfer politikaları ve söylemleri ile örtüşmüyor! Varlık içinde yokluk. Maçın ikinci bölümünde de tablo değişmedi. Trabzonspor inisiyatifi alamadı. Visca’nın golünde yine büyük ihmal, yine kademe hataları vardı. İki farklı yenik durumdasın. Ne yapman gerekir en azından puanı kurtarmak adına? Yedek kulübesi hücum anlamında bu kadar zayıf bir takımın risk alması gerekir değil mi? Oysa Newton daha fazla gol yemeyelim düşüncesindeydi sanki. Yaptığı değişiklikler de fayda etmedi. Okan Buruk ise bonkör banker gibiydi. Arkasını dönse sayısız alternatifi vardı. İstediğini düşündüğünden kolay aldı.
Geçen sezonun en ofansif takımının ikinci yarıda tek bir pozisyon üretememesi gerçekten tuhaf bir istatistik. Kimse hayal tacirliği yapmasın. Bu şartlarda şampiyonluktan söz etmek fantezi.Haftaya önemli bir Fenerbahçe maçı var. Saracoğlu stadında yaşanacak olası bir yenilgi, teknik direktör Newton’un sonu olabilir. Maddi anlamda gösterdiğiniz çaba ve kulübü bataklığın ucundan döndürmeniz camiayı pek ilgilendirmez.Taraftar coşkulu, iddialı ve başarılı bir takım istiyor. Bu talebe yanıt veremiyorsanız fedakarlığınız değersiz kalıyor.Bir kelam da hakem Bahattin Şimşek’e. İlk kez çıktığı böyle bir maçta kusursuza yakın yönetim gösterdi. Darısı bu şansı bulanların başına. Dik durun, gördüğünüzü çalın ve size güvenenleri mahcup etmeyin kardeşim.
Ekuban, Nwakaeme ve Abdülkadir Parmak’ın olmayışı Trabzonspor için büyük kayıp; adeta kolunuz, kanadınız kırık! Sosa, Novak ve Sörloth’un da ayrılışını hesaba katarsak; ‘nerede o geçen yıl ki Trabzonspor?’ diye sorası geliyor insanın.Biri geçen yılın şampiyonu, diğeri ikincisi... İlk dört haftaya bakıldığında ikisinde de geçen seneden eser yok.Doğruyu söylemek gerekirse, iki takıma bulundukları yer ve oynadıkları futbol yakışmıyordu.
Dün akşam İrfan Can’ın kendi pişirip, kendi attığı gole dek (Baker’in hatası var) bordo-mavili takım oyuncuları o kadar bireysel hatalar yaptılar ki, Başakşehirli oyuncular yakaladıkları fırsatları değerlendiremediler.Trabzonspor’un da bir-iki pozisyonu vardı, hepsi o kadar, kaleci Mert’in de hakkını teslim edelim, bilhassa ilk yarıda...Golden sonra İstanbul temsilcisi silkindi, kendine geldi. Trabzonsporlu oyuncular bırakın tepkiyi, izlemekle yetindiler.
Tepki veremezseniz; izlersiniz! Çünkü iki takım arasında kadro olarak bayağı bir fark var, kadro değişkenliğini de işin içine katarsanız; rakibin oyununa teslim olursunuz... Golden sonra etkili oynamaya başladı Başakşehir. Mesela Trabzonspor’un yenileri çok etkisizdi, adeta yokları oynadılar. Onların yanı sıra orta sahada Kamil Ahmet ve Safa yeterli değildiler.
Hal böyle olunca, onca da sakat olunca, kadrosunu bozmayan geçen yılın şampiyonu karşısında, her ne kadar lige kötü başlamış olsalar da şansınız olmaz, adınız ne olursa olsun...Özetle, dün iyi oynadı diyeceğimiz bir oyuncu yoktu sahada, kısaca Trabzonspor iyi değil... Milli arayı iyi kullanmadıkları belli oluyor.
Trabzonspor maça istekli, önde basarak başladı ve pozisyon da üretti. Fakat milli maçlardan sıcak dönen Mert Günok, Trabzonspor'un Baker, Safa ve Edgar ile yaptığı gol denemelerinde çok iyi iş çıkardı. Başakşehir'de ise Rafael, Deniz Türüç'ün takıma girmesinin yanında İrfan Can'ın cezasının bitişi ile kalite artmıştı. Başakşehir'in ilk golünü yaptığı presin devamında harika vuruşla atan İrfan Can adeta sezona yeniden başladı. Visca'nın 2. yarının başında Uğurcan da dahil olmak üzere kimsenin beklemediği bir vuruşla attığı gol Trabzonspor'un maçı çevirme ihtimalini ortadan kaldırdı. Üretkenlik problemini maç boyunca aşamayan Trabzonspor kötü oynadığı maçın karşılığını mağlubiyetle aldı. Başakşehir ise Okan Buruk'un alternatifli kadrosunun tadını çıkardığı bir galibiyet aldı.
Gecenin sorusu: Kazananı belirleyen detay neydi? Başakşehir kadrosu, eksik yakaladığı Trabzonspor'a karşı hem kaliteli hem de daha genişti. Bunun karşılığını da tecrübe faktörünü de işin içine koyarak aldılar.
Maçın starı: Mert başta takımını skor olarak ayakta tutan performansı ile İrfan Can ise takımı hücumda organize olmakta zorlanırken kendi çabasının karşılığını aldığı golle yıldız oldu.
Maçın olayı: Trabzonspor şampiyonluk yolunda mücadele edeceği rakiplerinin kadro kalitesi anlamında gerisinde kaldığının ispatlandığı bir maç oldu.Kısa mesaj: Abdülkadir Ömür çok yetenekli bir oyuncu ve eğer bir oyuncuya serbestlik tanınacaksa bu Abdülkadir Ömür olabilir. Diğer taraftan pasla ya da driplingle adam eksiltme özelliğini kullanabilmesi adına boş alan bulabileceği kanat bölgesi bana göre kendisi için daha uygun.
Geçen yıl şampiyonluğu kovalayan iki kulüpten kadrosunu daha çok koruyabilen Başakşehir derin bir krizden geçmesine rağmen oyununu da en azından temel ilkeleri açısından koruyabildiğini gösterdi. Geçen yıla Sosa-Obi Mikel gibi orta sahalarla başlayan Trabzonspor ise dün sahaya Kamil Ahmet ve Safa’yla çıktı. Şu bir gerçek ki; ev sahibinin orta saha merkezinde bir kadro derinliği sorunu var. Ancak asıl önemlisi Newton’un tercihi...
İngiliz teknik adam savunmanın önünde Hosseini’yi koymayı asla düşünmüyor. Buraya Elneny, Souza gibi bir oyuncunun alınmasını da istemedi. İstediği Baker tarzı 2 yönlü bir tandemle oynamak. Burada da yeterli sayıda oyuncu yok. Saygı duyulacak bir karar ama Türkiye’de bunun oturması beklenir mi? Bu çerçeveden maça bakmak lazım. Gördüğümüz şu: İrfan Can’ın sezon başından bu yana savunma-orta saha arasında ilk defa bu kadar büyük açık pencereler bulduğu. Golde kaptığı topu rahat sürüyor, önce sağıyla sonra soluyla düşünerek açık bularak vuruyor. Gol güzel ve Uğurcan’a yazmaz. İrfan Can’ı bu kadar rahat bırakana yazar.
Tabii şunu da söylemek lazım. 2 gol de özel vuruşlarla geldi. Ve Başakşehir açısından her şeyin yoluna girdiğini, özellikle Şampiyonlar Ligi açısından söylemek henüz mümkün değil. Bir baz olduğu ise kesin. Trabzonspor açısından ise henüz takımın planı tam sindirdiğini söyleyemeyiz. Bu senenin Bordo- Mavililer için bir deney yılı olduğunu baştan beri söylüyorum. Özellikle bu merkez orta sahanın nasıl oturacağını gerçekten merak ediyorum.
Sanal Bahis Misli.com'da Hemen oynamak için buraya tıklayın!