03.12.2012 - 10:05 | Son Güncellenme:
Spor Toto Süper Lig'de 14. hafta maçında Kadir Has Stadı'nda oynanan Kayserispor-Fenerbahçe maçı nefesleri kesti. İşte muhteşem maç için yazarların görüşleri...
Orta saha faktörü (Oğuz Çetin)Her iki takım teknik direktörü ve futbolcuları maçı kazanmak adına her şeyi denedilerFenerbahçe, Şükrü Saracoğlu Stadı’nda oynadığı maçlardaki kadar olmasa da, genelde oyunun inisiyatifini elinde tutabiliyor. Aykut hoca, sezon başından beri dile getirdiği oyun anlayışını uygulayabiliyor. Bu uygulamanın merkezinde Fenerbahçe orta sahası yer alıyor. Orta saha, oyunun hem savunma, hem de hücum yönünü etkili oynayabiliyor. Fenerbahçe’nin en büyük gücü, top hakimiyeti, güvenli pas oyunu...Mehmet Topal, Meireles ve Cristian, topla ilişkileri çok iyi olan teknik oyuncular... Bu üçgende Mehmet Topal ikili mücadelelere fazlaca girip, çok iyi alan kapatırken, aynı zamanda güvenli pas oyununa katkı sağlıyor. Meireles ise tam bir üstad... Ne oynaması gerektiğini bilen; çok sakin ve savunmadan topu hücum bölgesine geçirmede, rakip baskısını kırmada çok başarılı... Cristian ise dinamik yapısıyla büyük mesafelerde koşup oynarken, hem savunma anlamında çok ciddi destek verip, mücadelenin içine giriyor, hem de hücum anlamında pas oyununun içine giren, aynı zamanda rakip kalede ve gol noktalarında çok görünen bir oyuncu. Cristian ile ilgili düşüncelerimi perçinleyen birçok örnekten biri de, maçın 24. dakikasında Sow’un sol kanattan yaptığı ortaya ikinci bölgeden koşarak gol pozisyonuna girmesi...Kayserispor’un çok etkili hücumlarına rağmen Fenerbahçe’nin bu olumlu oyununun ardında Yobo’nun önderliğindeki savunma dörtlüsünün çok dengeli olması ve yüksek konsantrasyonla oynamasıydı. Özellikle Kayserispor’un Mouche, Sefa, Riveros, Cleyton ve Bobo ile geliştirdiği hızlı hücumlarda Meireles-Mehmet Topal destekli savunma dörtlüsü, rakibin ciddi baskılarında çok kompakt kaldı ve başarılı oldu.Ancak Fenerbahçe adına şu ana kadar yazdıklarım, Aykut hocanın maçı kazanma adına 58. dakikada Meireles-Sezer değişikliğine kadar bölüm içindi. Bu dakikadan itibaren oyunun ofansif bölümünde yer alan Sezer’in oyuna girmesiyle Cristian’ı merkez orta sahaya çekti. Bu hamleyle birlikte Fenerbahçe rakip kalede görünse de, rakibine fazla sayıda ciddi pozisyonlar vermeye başladı.Kayserispor sahaya kazanmak için çıkmış. Fenerbahçe’ye sahanın her yerinde ciddi baskı yapıp, kazandıkları her topla çok sayıda oyuncuyla rakip kalede tehlike yarattılar. Özellikle 60. dakikadan sonra Riveros, Cleyton, Mouche, Bobo ve Sefa ile Fenerbahçe kalesinde ciddi gol pozisyonlarına girdiler. Bunlardan birinde de Bobo harika bir gol attı.Dün gece oynanan bu maçta her iki takım teknik direktörü ve sahadaki futbolcular maçı kazanmak adına her şeyi denediler. Her iki kalede de çok pozisyon olan seyir keyfi yüksek bir maç izlettiler ve karşılıklı gelen gollerle de geceye renk kattılar.Milliyet
Röveşata mecburiyeti (Uğur Meleke)Kayseri’de güzel bir maç oynandı dün... Prosinecki, Sivas’ta hücumda yaşadıkları organizasyon bozukluğunu (Mouche’nin de yüzde yüzle dönüşüyle) çözmüş. İlk yarıda soldan Mouche-Bobo, ikinci devrede sağdan Cleyton-Sefa kanalıyla üretilen pozisyonlarla puanı kesinlikle hak etmişlerdi; önümüzdeki haftalarda daha fazlasını da yapabileceklerini gösterdiler. Fenerbahçe’ninse skor sorunu sürüyor. Sarı-lacivertlilerin bu sezon resmi maçlarda gol ortalaması 1,6’larda kalmış. Deplasman performansları da iç açıcı değil, 7 maçta sadece 6 kez fileleri havalandırabilmişler. Fenerbahçe Avrupa’da lider olarak gruptan çıkmışken, ligde de zirveye tutunmuşken ortada böyle bir gol kısırlığı varsa sanırım üstüne kafa yormak gerek.Alex teoride “ofansif orta saha” diye adlandırılan, ama pratikte santrfor oynayan bir adamdı. Fenerbahçe’nin diğer çift santrfor kullanan takımlardan farkı, santrforlarının yan yana değil arka arkaya oynamasıydı da diyebiliriz hatta... Alex her sezon 15+ gol atan, hücumda bir santrforun girdiği her yere giren, önünde oynayanı da boşaltabilen bir adamdı. Onun gidişiyle Fenerbahçe’de doğal bir skor boşluğu oluştu ve sarı-lacivertliler henüz bu açığı kapatabilmiş değiller.Mevcut 11’de Alex’in rolünü Cristian üstleniyor, hatta Brezilyalı futbolcu dün maçın en net pozisyonlarına da girerek skor yapma gerekliliğinin farkında olduğunu gösterdi. Ama Cristian ceza alanı içine Alex kadar çok adım atmadığı için Sow sıkça yalnız kalıyor, stoperlerle canhıraş boğuşuyor ve fizik olarak hep yüzde 100’de olma zorunluluğu taşıyor. Süper Lig sert bir lig... Niang gibi, Amokachi gibi korkunç kuvvette adamlar bile zorlandılar bu ligde. Sow’un daha rahat olabilmesi için Cristian’ın muhakkak çok daha fazla girmesi lazım gol noktalarına. Hem atması, hem de Sow’un fiziksel yükünü azaltması lazım.Sow harika röveşatalar vuruyor, evet... Ama Sow o röveşataları çoğunlukla (baskı altında olduğu için, kolunda bir savunmacı, ensesinde bir diğeri olduğu için) mecburiyetten vuruyor. Fenerbahçe’nin diğer hücum oyuncularının bir biçimde Sow’u röveşata vurma mecburiyetinden çıkarması lazım.Milliyet
Helal olsun (Tayfun Bayındır)HAFTANIN en güzel maçıydı. Tempo vardı, bol miktarda gol pozisyonu, mücadele ve son bölümde gelen goller; hepsi keyif verdi...MAÇ Kayseri’ye ya da F.Bahçe’ye gitse sanki kaybedene haksızlık olacaktı. İki gol de süper, iki takım da mükemmel, Tolga Özkalfa ise harikaydı. Hepsine kocaman bir alkış.AYKUT Kocaman’ın bu maçla ilgili oyun planlaması eğer kanatlara inip Sow’u ve onun destekçisi Baroni’yi beslemek, dönen topları da Caner, Baroni, Meireles 3’lüsünde toplamak ise, ilk 15 dakika F.Bahçe bunu çok iyi yaptı. Sonrasında bu sistem, Kocaman’ın yoğun ısrarına karşın, bir türlü uygulanamadı. Çünkü kanattan sıfıra kadar inmesi gereken Caner, ısrarla ortaya girip zaten kalabalık olan ve F.Bahçeli oyuncuların pozisyon bulmakta çok zorlandığı o bölgeyi iyice şişirdi.CANER geri de gelmeyince Kayseri, H.Ali’nin bölgesinden zorlanmadan geldi. Oysa 75’te değil de 45’te gelecek bir Stoch hamlesi F.Bahçe’nin daha geniş alanda oynamasına kolaylıkla olanak sağlardı.F.BAHÇE adına anlayamadığımız bir başka görüntü ise sağ kulvarın verimsizliğiydi. Nedendir bilinmez sarı-lacivertli ekibin en iyi hücum çıkışı yapan oyuncusu Gökhan Gönül, bir türlü devreye sokulmadı. Koskoca 90 dakikada topu topu 2 tane bildiğimiz G.Gönül çıkışı izledik, hepsi o. Oysa Kayseri’nin yumuşak karnının o taraf olduğunu sağır sultan dahi biliyor.MEIRELES’İN kötü bir gününde olması ve M.Topal’ın da sorumluluktan kaçması, Gökhan’ın hücuma çıkmasını engelleyen başka faktörlerdi.5 ŞUTU ZOR ATTILAR!F.BAHÇE adına dün şaşırtıcı başka bir görüntü ise şut atma konusundaki kısırlıktı. Önceki haftalarda sürekli çift rakamların üzerine çıkarak şut atan takım, dün 5 şutu zor atabildi. İşte bu istatistik bile Caner’in kanattan içeri katetmesi yüzünden F.Bahçe’nin neleri eksik yaptığının göstergesidir.KANARYA’NIN en iyileri 3 tane yüzde yüz gol pozisyonu çıkaran Volkan ve çıkışını sürdüren Bekir’di. Ama ne ilginçtir ki bu ikilinin aynı pozisyonun içinde yaptıkları hatalar F.Bahçe’nin kalesinde gol görmesine neden oldu. Bekir, Bobo’ya erken müdahale etti ve çalımı yedi, Volkan da kendine fazla güvenip öne çıktı. Bobo da böylece mükemmel golü attı.SON sözümüz Kuyt için. Asla sezonun başındaki gibi değil. Dün yine iyi değildi ama gol atınca bir anda parladı. Kuyt’a birilerinin çekirgenin 3 kere zıplayabildiğini hatırlatması gerekir.Vatan
Defansa dikkat (Ahmet Çakar)Fenerbahçe, dün gece 1 puanı son dakikalarda kurtardı. Cristian da kaçırdı; Kayserispor da... Ama maç asla Fenerbahçe'nin hakkı değildi. Aykut Kocaman'ın Fenerbahçe'nin yediği gole ve öncesine çok dikkat etmesi lazım. Maç 0-0 iken ve bitime 10 dakika kalmışken Fenerbahçe manasız ve gereksiz riskler aldı. Önce dörde üç yakalandılar; Kayserispor atamadı. Ama hemen bir dakika sonrasında Bobo golü buldu.Dün gece o dakikaya kadar mükemmel oynamış Volkan'ın golde hatası var. Tıpkı Kuyt'ın attığı golde Kayserispor kalecisi Ertuğrul gibi... Bobo topla ilerleyip şuta hazırlanırken Volkan birden geri geri adımlayarak kalesine dönmeye çalıştı. Geri geri giden kaleci dezavantajlıdır. Ve Bobo da çok iyi vurduğu için Volkan iyi atlayamadı.Fenerbahçe şimdiye kadar oynadığı maçlarda bireysel yeteneklerle başarılı oluyordu. Bunların başında da Sow vardı. Her maç Sow kurtaramaz. Dün geceki kurtarıcı Cristian olmalıydı ama o da öylesine net iki gol kaçırdı ki; inanılır gibi değil.İkinci yarı Fenerbahçe yine önemli pozisyonlar verdi. Volkan'ın ilk yarıda çıkardığı Bobo'nun birkaç metreden kafa vuruşu ya da ikinci yarı yine birkaç metreden kurtardığı pozisyonlardan biri gol olsa Fenerbahçe için her şey çok daha zor olacaktı. Dün Kayserispor daha fazla olmak üzere iki takım da çok fazla gol kaçırdı. Ama Fenerbahçe'nin dikkat etmesi gereken defansif olarak çok boşluk verdiğidir.Kayserispor, genç, koşan ve diri bir takım. Prosinecki'nin elinin olumlu değdiğini düşünüyorum. Bu sezon ne olur bilinmez ama bu takım gelecek sezon çok daha iyi yerlere gelebilir. Ve Tolga Özkalfa... Ben onu da dün geceki yönetiminden dolayı tebrik ederim. Belki Mehmet Topal'a gösterdiği sarı kart, kırmızı olur mu, olmaz mı diye tartışılır ama oyun genelinde son derece objektif ve doğru kararlar verdi.Sabah
Helal olsun (Ersin Düzen)UZUN zamandır bu kadar pozisyona girilen bir maç hatırlamıyorum. Bobo’nun attığı gole kadar en az 6-7 gol daha izleyebilirdik dünkü mücadelede. Bunda en büyük pay, Kayseri’de Sefa, F.Bahçe’de Cristian Baroni’nin. Muhtemelen saçında üç-beş teli olan taraftarlar, ikisi yüzünden kel kalmıştır.20. dakikadan sonra yükselen tempoyla birlikte, daha organize olan takım Kayserispor, pozisyona girense F.Bahçe’ydi. Sarı lacivertlilerde gol bölgesinde sadece Baroni’yi görebildik. Meireles kötü günündeydi. Kuyt nefis bir gol atsa dahi, maç boyu verimsiz oynadı. Caner istikrarsız futbolunu sürdürüyor. Bir iyi, bir kötü. Gökhan Gönül, sağ kanatta yalnız kalmasına rağmen yine çok iyi oynadı. Sow, rakip stoperlerin arasında sadece 1 pozisyon buldu ama ters koşularıyla takım arkadaşlarına güzel boşluklar yarattı. O pozisyonlarda Brezilyalı dışında, Meireles veya Mehmet Topal’ı göremedik.TOPAL 3. STOPER GİBİTOPAL’A ayrı bir parantez açmak lazım. Valencia’daki defansif kimliğinden hâlâ uzaklaşmış değil! 3. stoper gibi. Maç boyu kendi yarı sahasında oynadı. İkinci yarıda F.Bahçe’nin muazzam baskısına ortak olup, hücumlara destek vermedi. Yük, iki-üç oyuncunun üstüne binse dahi F.Bahçe bir maçı kazanmak için fazlasıyla pozisyon buldu. 60. dakikaya kadar maçı Baroni tek başına koparabilirdi.İKİNCİ yarı Türkiye Ligi’nin genel ortalamasının üstünde bir mücadele vardı. Her iki takım da kazanmak için varını yoğunu ortaya koydu. Böylesine heyecanlı ve seyir zevki yüksek bir maç izlettirdikleri için iki takımı da tebrik etmek gerekir. Helal olsun!KAYSERİSPOR’DA Cleyton, geçmiş maçlardaki istikrarını sürdürdü. Prosinecki, iyi organize olan bir takım yaratmaya çalışıyor. Tek sıkıntısı basit savunma hataları. Dün akşam da aynı sorun dikkat çekti. Kalesinde 1 gol görmesi adeta mucize, ama Kuyt gol atmasa, bu kadar pozisyon verdiği bir maçı galip bitirebilirlerdi.Vatan
Haliç’te orkinos avı (Ediz Sırapınar)Fenerbahçe’de haftalardır şu görüntü var; iştahlı oynuyorlar, sahadaki herkes ciddi ve disiplinli. Dün geceye kadar takım savunması da fena değildi. Ancak farklı kazanılan Gençlerbirliği karşılaşması dahil üretkenlik hep sıfırdı.O yüzden Kayseri’de ortaya çıkan fotoğraf, kaybedilen puan o kadar da sürpriz sayılmamalı. Nedenlerini şöyle sıralayalım:1. Cristian ile sonuca gitme düşüncesi Haliç’te orkinos balığı avına çıkmaya benziyor. Brezilyalı belki çok pozisyona giriyor ama o topu içeri atacak kalite ve beceri oranı bir hayli düşük. Kaçırdıkları en güzel örnek...2. Sow gibi istim üzerindeki bir forvete organize bir şekilde asla top gelmiyor. Senegalli yıldızdan her maç jeneriklik gol atmasını beklemek fazla acımasızlık.3. Eğer Meireles ile M. Topal arasında bir tercih yapılacaksa bu daima Topal olur. Meireles çıktıktan sonra savunmanın son bölümlerdeki hali ortada...4. Fenerbahçe hala Kadıköy’deki karakteristik özelliklerini deplasmanlarda gösteremiyor. Takım sürekli seyircinin kendisini itmesini bekliyor.5. Aykut Kocaman belki 11’ini oturttu ama tüm takımlar ne yapacağını ezbere biliyor. Kimin girip kimin çıkacağına kadar...Anlayacağınız bu kadar olumsuzluğa rağmen bir puan böylesine bir maç için kazanç. Aykut hoca, Cristian ısrarından vazgeçmeli, rakibe göre sistemi de yenilemeli. Yoksa bu istikrarsızlıktan kaçış yok.Milliyet
Paunı Volkan aldı (Mehmet Ayan)KAYSERİ’NİN en büyük handikapı herkesin malumu! Eren-Zurab arkasına attığınız her topta tehlike yaratabilirsiniz! 06.07’de rakip kaleyi orta şiddette bir şutla Baroni yoklamıştı. Aynı Baroni, F.Bahçe’nin o ana kadarki tek defans arkası atılan top denemesinde Sow’un ortasına 23.39’da harika bir kafa attı; kalecide kaldı.29.15’TE Kayseri’nin kaleyi bulan ilk tehlikesinde Sefa’nın kafa vuruşu az farkla auta gitti. İlk yarım saatin görünüşü durağan/sıkıcı şeklindeydi. Çünkü F.Bahçe, Baroni’nin sürpriz koşuları dışında ön tarafta verimsiz, iki kenar Caner-Kuyt yer değiştirmeleriyle bile etkisiz, Topal-Meireles ile hücum konusunda ilgisiz durumdaydı! 30’lardan sonra maça biraz tempo geldi.32’DE Kuyt, 34’te Sefa’nın gol pozisyonlarıyla maç biraz izlenir hale geldi. Hele ki 41.39’da Bobo’nun kafa vuruşunun Volkan’ın göğsünden tesadüfen dönmesi maçın kırılmalarından biriydi. İlk 45 dakikada alanları iyi kapatan, rakibinin etkili ayaklarına topla hareket imkanı nadir veren, takım savunmasında başarılı, hücumda da umut veren bir Kayseri vardı. Sağ tarafta mecburi sağbek Berkay açıklar verdi. Ama ne Caner, ne M.Topal, ne Kuyt, ne Hasan Ali bir netice elde etti!2. yarı golle başlıyordu. İlk yarıda neredeyse hiç denenmeyen Eren-Zurab arkasına top atma girişimi, 20. saniyede Baroni’ye müthiş bir fırsat getirdi. Topa sahiplenme adına bir tempo koyan F.Bahçe için maçın en önemli gol pozisyonlarından biri 55.35’te Baroni ile geldi yine! (18’e yapılacak sürpriz koşuların ne kadar tehlikeli olduğunu söylememiz gerekmez herhalde)SEZER DE İLAÇ OLMADI58’DE Sezer’in girmesi F.Bahçe adına maçın geneline yayılan durağanlığa ilaç olacak mıydı? Olmadı zannımca! Çünkü özellikle 60-70 arası Kayseri’nin yakalayıp Volkan’ı geçemediği 3-4 pozisyon var ki inanılmaz! Bobo-Cleyton ikilisine Sefa ile Mouche müthiş katkılar verdi. F.Bahçe oyunu lehine çeviremedi. Volkan ile oyunda kaldı. Akhisar maçındaki duran top taktiği ile bulduğu Kuyt golü, haneye çok önemli 1 puan yazdırdı. O 1 puanı alan adam tek kelimeyle Volkan’dır!90.35’TE Semih’in kendini ispat çabasıyla vurduğu anlamsız şut, pozisyon iyi değerlendirilseydi, 3 puanı İstanbul’a getirebilirdi! İlk yarı uyuduk, 2. yarı için herkese teşekkürler. Maçın hakkı beraberlik miydi? Tartışılır! Bence girdiği pozisyon netliği olarak 3 puanı Kayseri hak etti. Aykut hocanın Caner’e 75 dakika nasıl sabrettiğindeki çelebi hali ise tartışılmaz!