Mehmet Demirkol

Mehmet Demirkol

mdemirkol@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Deve güreşi dahil bildiğimiz hiçbir sporu yapmaya müsait olmayan bu zeminde, Misimoviç, Leko, Baros ya da Kewell’ı değerlendirmenin kolay olmadığını kabul edersiniz. En azından çok adil olmaz.
Pas gitmiyor, dripling yapılmıyor. Oyuncuların herhangi bir kavga, gürültü olmaksızın bu kadar sinirlenmeleri de bu durumla alakalı. Aklındakileri sahaya dökememek yeteneği bozar. Sahada hakeme sorun çıkaran tüm oyuncuların yetenekliler olması, düz ve savunma öncelikli oyuncuların yüzünden okunan huzur... Dün bunlar daha fazla şey anlatıyordu sanki.
Bu yüzden şartlar böyleyken Rijkaard’ı ya da Bülent Uygun’u, oyuncuları vs. eleştirmek hakkaniyetli olmaz.
Bu sahanın zemininden kimler sorumluysa onları Ahmet Çakar’a, Reha Muhtar’a, Erman Toroğlu’na emanet ediyorum. Şöyle saatlerce, sağlı sollu, ağır ağır, soluklana soluklana bir dalsınlar istiyorum. İsimlerini öğrenelim, neden böyle olmuş bir hesap versinler.
Çünkü bu zeminde 4-4-2 de olmaz 4-3-3 de. Karakucak güreş bile olmaz.

Haberin Devamı

Ne kadar devam edecek
Kendimizi zorlayıp bu durumu yok sayarsak:
Galatasaray kesin olarak daha inançlı bir takım artık. Sistem yürümüyor. Yeni gelenler takımı değiştirmemiş, onlar da bu duruma uyum sağlamışlar. Ancak Servet, Neill, Ayhan, Sarp yani eskilerin inancı yerine gelmiş. Kırılganlıkları azalmış gibi.
Sistem açısından geçen yılın başındaki Rijkaard’ın idealindeki oyundan uzaklaşmaya devam ediyorlar.
Oyunu enine çok iyi oynamak isteyen bir takım olmaktan tamamen dikine, sadece göbekten oynayan bir takıma doğru gidiş sürüyor. Bu enine oynarken ortaya çıkan defansif zaaflardan onları belli oranda uzaklaştırıyor. Ama hücum gücü de törpüleniyor. Bunu göze almış gibiler.
Sanki teknik adam eliyle değil de tamamen oyuncuların pragmatik yaklaşımıyla böyle bir çözüm bulunmuş gibi. 3 haftadır devam eden bu durum Galatasaray’ı tarihinin en büyük puan krizlerinin birinden çıkardı.
Bu bir yönüyle sevindirici. Ancak kabul edelim ki son 20 yılın iddiasız futbollarından birini de sergiliyorlar. Bu, moraller yerine gelene kadar puan toplayarak takımı ayakta tutacak bir geçici çözüm mü, yoksa ligi böyle mi sürdürecekler?
İşte cevabını merakla beklediğim soru bu!