Aslında teorik olarak doğru ama Türkiye’ye uymuyor... Olması gereken şu değil mi?
Kendi evinde oynayan takım seyircisinden de aldığı destekle bastırmalı... Gol aramalı... Galibiyeti hedeflemeli...
Böyle olmuyor...
Anadolu takımları önce bir puanı düşünüyor, yakın oynuyorlar, kademeli oynuyorlar, kolay kolay çıkmıyorlar...
Beşiktaş’ın, Samsun karşısında başına gelen bu...
Carvalhal rakibinin böyle oynayacağını düşünmüş... Nereden anlıyoruz?
Holosko ile başlamasından...
Rakip çıkmayınca topu sağa taşıdı, sola taşıdı, kıvrandı durdu... Tıpkı Manisa maçı gibi oldu...
Manisa’da çilingir Quaresma kilidi açtı... Samsun karşısında o maharette adam yoktu, sıkıntı buradaydı...
Ne dedik.. Beşiktaş gol aramak için yırtınırken, rakibin açığını ararken yoruluyor... Yorulmasa bile konsantrasyonu düşüyor...
Dün 37. dakikada olduğu gibi...
Samsun üçe, iki yakaladı... Bance’yi, Sidnei ve Hilbert karşıladı... Bance vurdu, Rüştü harika çıkardı... Top döndü..
Dönen topa müdahale edecek Beşiktaşlı yoktu... Bu çok önemli... Son iki adamla, onlardan bir sonraki adamın arası kopuktu... Ne Egemen vardı, ne Necip, ne Ernst...
En yakın Ernst’ti ama Murat’ı seyretti..
Oyundan düşme bu demek... Rakibi çözmeye çalışırken çözülmek de diyebiliriz...
* * *
İkinci yarı çok farklı değildi... Beşiktaş daha ağırlaştı, ağırlaşınca Samsun hızlanmış gibi oldu, pozisyon bulmaya başladı...
Beşiktaş çok gelmese bile rakibi zorladı, penaltı da bu zorlamanın kanıtı...
* * *
İyi maç oldu mu; olmadı.. Vasat maçtı..
Samsun’da Murat ve Bance’yi çok beğendim.. Beşiktaş’ın defansını çok zorladılar.. Beşiktaş’ta ise Fernandes ile Ernst günündeydi..
İddia ediyorum bu formunu korursa play-off’un en parlak futbolcusu Fernandes olacak..
* * *
Sonuç; Beşiktaş için üzülecek bir durum yok.. Tam tersi sevinecek bir durum var... Çünkü daha etkin olan Samsun’du..
Zaten play-off yok mu? Bence lig o zaman başlayacak!