Mehmet Tezkan

Mehmet Tezkan

mtezkan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Dün şunu gördük. Bir takım kazanmak isterse kazanıyor.. Beşiktaş çok istedi, istediğini de aldı.
Maç başlarken, daha doğrusu başlamadan...
* * *
Zannettim ki; Beşiktaş beraberliğe yatacak.
Zannettim ki; oyunu soğutacak.
Zannettim ki; futbolu öldürecek.
Tam tersi oldu.
Beşiktaş fırtına gibi başladı. Sanki beraberlik gruptan çıkmasına yetmiyormuş gibi asıldıkça asıldı.
İlk yarı tam sekiz gol pozisyonu buldu. Stoke City’nin gol atağı sadece ikiydi.
İki... Ama biri gol oldu.
Fernandes’in üzerinden geldiler, golü buldular. Fernandes’in hatası var mıydı derseniz, yoktu.
Futbol bu olur böyle şeyler.
Gole kadar Beşiktaş için her şey mükemmel gitti, tek kale maç gibiydi.. Golle birlikte Beşiktaş durdu, içine, kendi alanına kapanır gibi oldu.
Eyvah dedim, eyvah!
* * *
Korktuğum olmadı.
Beşiktaş gol şokunu devre arasında atlattı. Seyirci de... Çünkü golden sonra onlar da durdu. Gole kadar inanılmaz bir destek vardı, İnönü resmen uğuldadı.
İkinci yarı Beşiktaş sıfırdan başladı diyebiliriz. Maça yeni giriyormuş gibi... Saldırdıkça saldırdı.
Harika maç çıkardı.
Almeida’dan penaltı, Pektemek’ten şahane gol...
Bu kez, şoka giren Stoke City oldu.
Gerisi kolay geçti.
Edu’nun jeneriklik golü geceyi taçlandırdı.
* * *
Sahanın en iyi adamı kim diye sorarsanız.
Fernandes’ti derim. Her yerde o vardı, her yerde...
* * *
Gelelim Carvalhal’e...
Tek kelimeyle helal olsun derim.
Oynattığı futbol için, maç boyu golü düşündüğü için, takımı geriye yaslamadığı için, kazanmayı düşündüğü için, kazanmaya inandığı için...
* * *
Son söz...
Beşiktaş’a grup liderliği çok, ama çok yakıştı.