Beşiktaş çok iyi oynadı diyemeyeceğim ama akıllı oynadı diyebilirim.. Hele Kayseri, hele Mersin, hele Fener maçından sonra ‘şahaneydi’ bile denilebilir..
Beşiktaş, Kayseri maçını alabilirdi..
Mersin maçını da.. Hadi çok da abartmayalım Fener’le de berabere kalabilirdi diyelim..
Hiçbiri olmadı..
Neden mi?
Beşiktaş şaşkındı, ne yaptığını bilmez haldeydi, çekülü kaymıştı.. Ortayı bulamıyor, gol yollarına akamıyordu..
Sivas karşısında tam da ‘bu enayilik ortadan kalktı’ diyecektim..
Diyemedim..
Yok yok.. 85. dakikada Erman’ın attığı gol nedeniyle değil..
Maçın sonucuna bakarak da değil.. Carvalhal’ın Holosko’yu çıkarıp Ekrem’i aldığı için enayiliğin Sivas’ta da sürdüğünü söyleyebilirim..
Sormak isterim..
Carvalhal ne yapmak istedi?
Size bir şey diyeyim mi? Bütün samimiyetimle söylüyorum; Carvalhal bile bu değişikliği izah edemez..
Nedenini, niçinini anlatır ama ikna edemez..
Haa.. Ekrem gitti, Beşiktaş’ın oyun düzeni değişti, bu sebeple golü yedi, üç puanı kaçırdı demiyorum..
Bir anlayışın altını çizmek istiyorum..
Oyunu önde kurmazsan, rakibin sahasına yıkılmazsan, rakibi tehdit etmezsen sonuç bu olur..
Kazandığın maçı, geriye yaslanarak kaybedersin..
* * *
Sivas beraberliği üst üste üç maçı kaybetmenin travmasıdır.. Carvalhal dördüncüsü olmasın dedi, üstüne yatmaya çalıştı, yatamadı..
Meselenin özeti bu..
* * *
Not; Fernandes’i pas geçmeyelim.. Ayrı bir yere koyalım.. Hakkını teslim edelim.. Beşiktaş’ın da en iyisi oydu, sahanın da...